- Anayasa’sında çevre koruma veya çevre hakkı tabirlerini kullanmadan, diğer Anayasal düzenlemelerin tam tersine doğrudan ve açık olarak değil, bilakis üstü kapalı ve dolaylı olarak çevre hakkını düzenleyerek Anayasal güvence sağlayan ülkelere örnek olarak en başta Türkiye’yi gösterebiliriz. T.C. Anayasa’sında yer alan çevre hakkı düzenlemesi Prof. Dr. Nükhet Turgut’un ifadesiyle “ çevre hakkı var olan klasik haklarla bağlantı kurarak formüle etme” yolu ile gerçekleştirilmiştir. Bu konunun yer aldığı bölüm “Sosyal ve Ekonomik Haklar ve Ödevler” başlıklı üçüncü kısım A. madde 56.dır.
- A. madde 56: Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşların ödevidir”.
- Görüldüğü gibi söz konusu bu maddede hayvan koruma ve hayvan hakları ayrı bir sözcük olarak yazılmamış, hatta çevre hakkı terimi bile geçmemiştir. Yalnızca dolaylı olarak “yaşam hakkı” ile bağlantı kurmak suretiyle çevre korumadan ve dolayısıyla da çevrenin çok önemli bir parçasını oluşturan çevre hakkından söz edilmiştir. Bu şekilde Anayasa’da dolaylı da olsa düzenlenerek çevre hakkı Anayasal güvenceye kavuşturulmuştur.
- Çevre korunması hususuna değinilmiş olduğunu ve bu madde ile çevre hakkının düzenlenmiş olduğunu maddede ifade edilen “sağlıklı ve dengeli yaşama hakkı” tümcesinden anlamak mümkündür. Buna göre, her insan sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşamak hakkına sahiptir. Bu da ancak çevrenin dolayısıyla doğa ve hayvanların korunması, ekolojik dengenin bozulmaması için önlemler alınması, var olan ekolojik dengenin muhafaza edilmesi, ekolojik zincirin kopmamasına dikkat edilmesi (hayvanların, bitkilerin korunması, nesli tükenmek üzere olan hayvanların ciddi şekilde koruma altına alınması) aksi yönde davranışların yaptırıma bağlanması, çevre kirliliğinin azaltılması yollarıyla mümkündür.
- Bu maddenin geleneksel görüşü – doğanın insanlar için var olduğu ve ancak insanların yaşam hakkını temin etmek için korunması gerektiği – insan merkezli (antropocentric) anlayışın ürünü olduğu görülmektedir. Bu maddenin düzenlenmesinde temel unsur doğanın insanların refahı, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşaması gerektiği için doğanın – çevrenin korunması gerektiğidir. Buna göre, doğa insanlar için var olduğundan, başlı başına korunmaya değer bir sebep oluşturmamaktadır.
- Ancak, insanların yaşamını ve refahını tehdit ederse koruma altına alınması gerekir şeklinde açıklanabilecek olan bu anlayışın doğayı başlı başına var olduğu, insan için değil kendisi için var olduğu sebebiyle korumanın gerektiği anlayışına son derece zıt olduğu açıkça görülmektedir. Halbuki doğa, çevre başlı başına korunmaya değer olgulardır, hayvanlar insanların kullanımı için yaratılmamıştır. Bu nedenle de hayvanlar sırf kendileri için korunmaya layık varlıklardır.
- Nitekim hayvanların kendi varlıklarının bilincinde oldukları, ölmek istemedikleri, ölürken acı çektikleri, insanlarda var olan hemen -hemen her duyguya (haz, mutluluk, sevinç, duygusallık, sevgi gibi) sahip oldukları gerçeği göz önüne alınırsa bu geleneksel insan merkezli anlayışın ışığında hazırlanmış olan söz konusu bu maddenin hayvan koruma amacına hizmet etmediği gerekçesi ile, değiştirilerek hayvanları sırf var oldukları ve değerli oldukları için korunması gerektiği anlayışının – doğa merkezli – ekosantrik anlayışın hakim olduğu bir düzenleme getirilerek hayvanlar, doğa ve çevrenin tam olarak korunmasının sağlanması mümkün olacaktır.
UYARI: bu metin "earthlings" müstear adını kullanan, gerçek kişi hayvan hakları savunucusu olan Ankara Hukuk mezunu hukukçunun hayvan haklarına yönelik 2008 tarihli hukuki çalışmasından alıntıdır. Tüm hakları mahfuzdur. Yalnızca hak sahibi olarak earthlings bu metinden yararlanabilir, kullanabilir, alıntılayabilir ve yayınlayabilir. Earthlings müstear adlı gerçek kişi hariç, kimse bu blog’da yer alan bu metinleri kullanamaz. Bu metin tamamen ve kısmen hiç bir şekilde alıntılanamaz, başka bir yerde yayınlanamaz, kullanılamaz. Hukuka aykırı davranılarak alıntılanması ve başka herhangi bir mecrada yayınlanması halinde yasal yollara başvurulacaktır.
Staj bitim tezinin tamamı bu linkte: AVUKATLIK STAJ BİTİM TEZİ