![]() |
SATIN ALMAYIN EVLAT EDİNİN |
http://www.radikal.com.tr/yazarlar/perihan-magden/chow-chowun-da-eksik-kalsin-be-hey-muhteris-823443/
ek: terk edilen canlar ya bu şekilde sokaklarda çetin koşullarla başedemeyerek hayatlarını kaybediyorlar yada çoğunlukla olduğu gibi terk edildikleri sokak ve barınaklarda bilerek isteyerek ölümü seçiyor ve intihar ediyorlar.
(bkz: terk edilen hayvanların intihar etmesi)
buraya da ekliyorum, her ihtimale karşı, zira radikal gazetesi kapandığı için her an yazıların tamamı da arşivden kaldırılabilir.
ALINTIDIR
"Chow chow'un DA eksik kalsın be hey muhteris!
21/08/2007
Sabah Cumartesi'de Neslihan Tunç'un yaptığı haber, beni fazlasıyla üzdü, etkiledi. Ve de kızdırdı akabinde pek tabii ki.
Sabah Cumartesi'de Neslihan Tunç'un yaptığı haber, beni fazlasıyla üzdü, etkiledi. Ve de kızdırdı akabinde pek tabii ki.
Tipik 1 açgözlülük/hiç bi şeylerden geri kalmama azmi/kifayetsizlik/Tan Sağtürk Vakvakalaması. Zira.
Hani Hasır Restoran'ın Sahibi cinnet geçirip (iflas filan etmiş, evine kapamış kendini, hayata tutunmaya çalışan halim selim bir adamcağız iken) 10 yaşındaki kızı Selen'i ve eşini öldürüp kendini de öldürmek üzereyken yakalanmış, hapse atılmıştı.
En hazininden bir cinnet hikâyesi! Selen'e, babasının (muhtemelen hayatta her şeyden çok onu seven babasının) kurşunlarıyla can veren o sessiz ve güzel küçük kıza, bu ağır trajedi yaşandığında ne kadar üzüldüğümü, sizlere tarif edemem. Cumartesi Sabah'ta resmini görünce yine gözlerim doldu.
Hayattan koparılıp alınan her küçük kızda kendi kızıma dair bir şeyler hatırlayıp bulup tarumar olurum. Her oğlan çocukta da. Oğlum olsa da olmasa da. 5 yaşında kaçırılıp bir pedofilin tecavüzüne uğrayan her oğlan biraz da benimdir. İçim yanar onun için. Ve başka bahtsız çocuklar için.
Bütün çocuklar saçtan ince görünmez tellerle birbirine bağlıdır zira. Fransa'da evinin önünden kaçırılıp bir garajda travmatize edilen oğlanın kalbime uzanan telleri, bana bütün dünyanın çocuklarını, korumakla mükellef olduğumuz meleklerin varlığını hatırlatır. Hayatının bundan sonrasının iyi geçmesi için dua ederim. Güzel bebeğim. Küçücük oğlan. Yazık sana. Hiç hak etmediğin bir büyük kötülük dersi aldın bu gaddar dünyadan.
Köpekler için de.
Hayvanlar için de. Aynen öyle.
Bir köpeğe yapılan hainliğin içimi önce büyük üzüntü dalgalarıyla, sonra da küçücük bir köpeğe bunları reva görebilen alçağa öfke basmalarıyla doldurmamasının imkânı yok! Ön patisi ve kuyruğu kör bir bıçakla kesilip yavrusu tam yanı başında yakılan Terrier'in gözlerine bakarken gazetede, duyduğum acı gibi. Ona bunu yapanlara hissettiğim müthiş öfke gibi.
Babasının Cinneti ile bu dünyadan giden Selen'in çok sevdiği bir chow chow'u vardı. İsmi: Kont. Aile bu faciayı yaşayınca Kont da sahipsiz kalıyor. Bir müddet apartmanın kapıcısı bakıyor Kont'a. Sonra, 1 Talip çıkıyor. Bilin bakalım kim? Yan apartmanda dans stüdyosu bulunan Doğu'ya Bale (Dershanelerini) Götüren Büyük Türk Ticari Baleti Tan Sağtürk!
Chow chow'lar değerli köpekler. Gidip Akmerkez'den almaya kalksanız bin dolara filan satılıyorlar. Hayatını hiçbir şeyden geri kalmamaya adamış bulunan, evinin bütün eşyalarını Çokçok Büyük 1 Türk Sanatçısı olduğu için promosyonla 'elde etmiş' bulunan Sağtürk, eminim bu köpeğin de sonu gelmez imaj çalışmalarına yarayacağını düşündü.
Artık ne sınırsız sorumsuz düşünceyi yaptıysa yaptı; ya da muhtemelen yüzü kırışmasın/tokaları karışmasın/göbeği erimesin vs. diye HİÇBİR düşünce yapmadan tipik 1 açgözlülükle asla bakamayacağı bu kaderin sillesini yemiş zavallı köpeği kaptı!
Sonra Sarıyer'deki evine götürüp Kont'u sokağa 'salıveriyor'. Niçin mi? Çokçokçok meşgul zira. Bir balet için ziyadesiyle kilolu olan ve yaptığı tüm dans 'icraatları' ordan oraya hop hop hop hoplayıp zıplamak olan, ya da o bile olamayan Sağtürk'ün Fransa'da allame-i balet iken yurduna 'dansı' kazandırmak üzre döndüğüne dair hiç de inandırıcı bulmadığım, biliyorsunuz, iddialamaları var.
Bu kifayetsiz muhteris Sarıyer sokaklarına salıyor Kont'u. Çin Sarayları için yaratıklandırılmış bu köpeklerin İstanbul sokaklarında hiçbir şansının olmadığı malum. Habire sokak köpekleri kovalıyor, saldırıyor. Kontçuk aç bilaç, bakımsız, ordan oraya kaçarak yaşam mücadelesi veriyor.
Komşular daha fazla dayanamayıp Sabah Cumartesi'yi arıyorlar. Neslihan Tunç da Tan Sağtürk'ü. Aynen şöyle diyor Baletlerin Ennn Vereceni: "Yoğun olduğum için Kont'la çok fazla ilgilenemiyorum. Eve alıştı. Bergüzar çok seviyor. Onun tüylerini kestirdi, aşılarını yaptırdı. Ama iyi bakabilecek BİRİLERİ ÇIKARSA vermek isterim."
Madem bu kadar 'yoğunsun' orda burda tatildesin habire, nasıl bir ev köpeğini alıp da sokağa salıverirsin? Ne hakla? Madem BİRİLERİNE atmaya bu kadar hazırsın, niye bu 'ChowChow'u DA Olan Balet Fransa'dan' imajına kaptırıp kendini, 5 yaşında sınırsızsorumsuz 1 velet gibi Kont'u aldın?
Hemen son ve ennn büyük imaj çalışması olan Bergüzar Korel'i araya sıkıştırmasına da dikkâtinizi çekerim! Birörnek kılıklar giyip Bebek'te filan turluyorlar. Şöhretinin ve güzelliğinin zirvesinde olan Tanju Korel'in kızını da tavladı! Hakikaten Azimli Promosyon Sıçanı.
Çok büyük 1 öfke içindeyim; zira fotoğraflarını çekip yeni bir sahip aramak üzre Kont'a, Sarıyer'e gittiklerinde NE öğreniyorlar? Kont ölmüş! Sokakta bir arabanın altında kalıp ölmüş ve Bay Balettatilde'nin Kont'un (yani alıp evine götürdüğü köpeğin) o zavallı, güzelim, bahtsız chow chow'un öldüğünden (bir nevi yoğun ihmalle ÖLDÜRÜLDÜĞÜNDEN) haberi dahi yok!..
Sonra da çıkmıyor telefonlara nitekim Hophop Sağtürk.
BU köpekler ev köpeği! Sahiple yaşamak için yaratılmış, sokakta sağ kalmalarının imkân ve ihtimali olmayan köpekler. Yüz yıllardır insanlar bakmış onlara. Alıp TERK EDERSEN sokağa, hiçbir şansları yok. Bahtsız Kont'un da (Bergüzar Korel'in muhtemelen Sağtürk aldıktan sonra ilk kez acıyıp tıraş ettirip, aşılarını yaptırdığı güzelim köpeciğin de) HİÇ ŞANSI YOKTU böyle bir sahiple.
Köpeklerine bakamayanlardan nefret ediyorum.
Ama göz göre göre bir köpeğin ölümüne neden olmak!
Ne diyeceğimi, hakikaten bilemiyorum."
Tipik 1 açgözlülük/hiç bi şeylerden geri kalmama azmi/kifayetsizlik/Tan Sağtürk Vakvakalaması. Zira.
Hani Hasır Restoran'ın Sahibi cinnet geçirip (iflas filan etmiş, evine kapamış kendini, hayata tutunmaya çalışan halim selim bir adamcağız iken) 10 yaşındaki kızı Selen'i ve eşini öldürüp kendini de öldürmek üzereyken yakalanmış, hapse atılmıştı.
En hazininden bir cinnet hikâyesi! Selen'e, babasının (muhtemelen hayatta her şeyden çok onu seven babasının) kurşunlarıyla can veren o sessiz ve güzel küçük kıza, bu ağır trajedi yaşandığında ne kadar üzüldüğümü, sizlere tarif edemem. Cumartesi Sabah'ta resmini görünce yine gözlerim doldu.
Hayattan koparılıp alınan her küçük kızda kendi kızıma dair bir şeyler hatırlayıp bulup tarumar olurum. Her oğlan çocukta da. Oğlum olsa da olmasa da. 5 yaşında kaçırılıp bir pedofilin tecavüzüne uğrayan her oğlan biraz da benimdir. İçim yanar onun için. Ve başka bahtsız çocuklar için.
Bütün çocuklar saçtan ince görünmez tellerle birbirine bağlıdır zira. Fransa'da evinin önünden kaçırılıp bir garajda travmatize edilen oğlanın kalbime uzanan telleri, bana bütün dünyanın çocuklarını, korumakla mükellef olduğumuz meleklerin varlığını hatırlatır. Hayatının bundan sonrasının iyi geçmesi için dua ederim. Güzel bebeğim. Küçücük oğlan. Yazık sana. Hiç hak etmediğin bir büyük kötülük dersi aldın bu gaddar dünyadan.
Köpekler için de.
Hayvanlar için de. Aynen öyle.
Bir köpeğe yapılan hainliğin içimi önce büyük üzüntü dalgalarıyla, sonra da küçücük bir köpeğe bunları reva görebilen alçağa öfke basmalarıyla doldurmamasının imkânı yok! Ön patisi ve kuyruğu kör bir bıçakla kesilip yavrusu tam yanı başında yakılan Terrier'in gözlerine bakarken gazetede, duyduğum acı gibi. Ona bunu yapanlara hissettiğim müthiş öfke gibi.
Babasının Cinneti ile bu dünyadan giden Selen'in çok sevdiği bir chow chow'u vardı. İsmi: Kont. Aile bu faciayı yaşayınca Kont da sahipsiz kalıyor. Bir müddet apartmanın kapıcısı bakıyor Kont'a. Sonra, 1 Talip çıkıyor. Bilin bakalım kim? Yan apartmanda dans stüdyosu bulunan Doğu'ya Bale (Dershanelerini) Götüren Büyük Türk Ticari Baleti Tan Sağtürk!
Chow chow'lar değerli köpekler. Gidip Akmerkez'den almaya kalksanız bin dolara filan satılıyorlar. Hayatını hiçbir şeyden geri kalmamaya adamış bulunan, evinin bütün eşyalarını Çokçok Büyük 1 Türk Sanatçısı olduğu için promosyonla 'elde etmiş' bulunan Sağtürk, eminim bu köpeğin de sonu gelmez imaj çalışmalarına yarayacağını düşündü.
Artık ne sınırsız sorumsuz düşünceyi yaptıysa yaptı; ya da muhtemelen yüzü kırışmasın/tokaları karışmasın/göbeği erimesin vs. diye HİÇBİR düşünce yapmadan tipik 1 açgözlülükle asla bakamayacağı bu kaderin sillesini yemiş zavallı köpeği kaptı!
Sonra Sarıyer'deki evine götürüp Kont'u sokağa 'salıveriyor'. Niçin mi? Çokçokçok meşgul zira. Bir balet için ziyadesiyle kilolu olan ve yaptığı tüm dans 'icraatları' ordan oraya hop hop hop hoplayıp zıplamak olan, ya da o bile olamayan Sağtürk'ün Fransa'da allame-i balet iken yurduna 'dansı' kazandırmak üzre döndüğüne dair hiç de inandırıcı bulmadığım, biliyorsunuz, iddialamaları var.
Bu kifayetsiz muhteris Sarıyer sokaklarına salıyor Kont'u. Çin Sarayları için yaratıklandırılmış bu köpeklerin İstanbul sokaklarında hiçbir şansının olmadığı malum. Habire sokak köpekleri kovalıyor, saldırıyor. Kontçuk aç bilaç, bakımsız, ordan oraya kaçarak yaşam mücadelesi veriyor.
Komşular daha fazla dayanamayıp Sabah Cumartesi'yi arıyorlar. Neslihan Tunç da Tan Sağtürk'ü. Aynen şöyle diyor Baletlerin Ennn Vereceni: "Yoğun olduğum için Kont'la çok fazla ilgilenemiyorum. Eve alıştı. Bergüzar çok seviyor. Onun tüylerini kestirdi, aşılarını yaptırdı. Ama iyi bakabilecek BİRİLERİ ÇIKARSA vermek isterim."
Madem bu kadar 'yoğunsun' orda burda tatildesin habire, nasıl bir ev köpeğini alıp da sokağa salıverirsin? Ne hakla? Madem BİRİLERİNE atmaya bu kadar hazırsın, niye bu 'ChowChow'u DA Olan Balet Fransa'dan' imajına kaptırıp kendini, 5 yaşında sınırsızsorumsuz 1 velet gibi Kont'u aldın?
Hemen son ve ennn büyük imaj çalışması olan Bergüzar Korel'i araya sıkıştırmasına da dikkâtinizi çekerim! Birörnek kılıklar giyip Bebek'te filan turluyorlar. Şöhretinin ve güzelliğinin zirvesinde olan Tanju Korel'in kızını da tavladı! Hakikaten Azimli Promosyon Sıçanı.
Çok büyük 1 öfke içindeyim; zira fotoğraflarını çekip yeni bir sahip aramak üzre Kont'a, Sarıyer'e gittiklerinde NE öğreniyorlar? Kont ölmüş! Sokakta bir arabanın altında kalıp ölmüş ve Bay Balettatilde'nin Kont'un (yani alıp evine götürdüğü köpeğin) o zavallı, güzelim, bahtsız chow chow'un öldüğünden (bir nevi yoğun ihmalle ÖLDÜRÜLDÜĞÜNDEN) haberi dahi yok!..
Sonra da çıkmıyor telefonlara nitekim Hophop Sağtürk.
BU köpekler ev köpeği! Sahiple yaşamak için yaratılmış, sokakta sağ kalmalarının imkân ve ihtimali olmayan köpekler. Yüz yıllardır insanlar bakmış onlara. Alıp TERK EDERSEN sokağa, hiçbir şansları yok. Bahtsız Kont'un da (Bergüzar Korel'in muhtemelen Sağtürk aldıktan sonra ilk kez acıyıp tıraş ettirip, aşılarını yaptırdığı güzelim köpeciğin de) HİÇ ŞANSI YOKTU böyle bir sahiple.
Köpeklerine bakamayanlardan nefret ediyorum.
Ama göz göre göre bir köpeğin ölümüne neden olmak!
Ne diyeceğimi, hakikaten bilemiyorum."
ALINTIDIR