stoker etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
stoker etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

17 Haziran 2013 Pazartesi

KEİTH

bir süre önce son dönemde izleyip beğendiğim filmler arasından öne çıkan 2'sini belirtmiş, hakkında yazmış, soundtracklerini de ekleyerek, son dönem beğendiğim filmler üçlemesi yaparak, 3. filmi de bulursam buraya ilave edeceğimi belirtmiştim. sacın ayağını tamamladım, söz konusu 3. filmi de buldum.
dün itibariyle biraz geç fark ederek, bu kadar geç fark etmemize bizi şaşırtacak kadar iyi/kaliteli film olan KEİTH.
son derece etkileyici, güzel, anlamlı, verimli ve kaliteli bir yapım. her özel yapım gibi bu eserin de soundtrack'leri özen ve hassasiyetle seçilmiş olup, çok güzeldir. özetle, oldboy, stoker ve keith son dönemde izlediğim ve çok beğendiğim, izlenmesini / izlettirilmesini (cebir, hile hüda, tehdit ve şiddetle: swh) önerdiğim yapımlar oldu.
ketih filminde aynı zamanda şarkıcı olan Jesse McCartney'in performansı son derece etkileyiciydi ve başarılıydı. yine one tree hill dizisinin ilk sezonlarından bilinen Elisabeth Harnois oyunculuğunun en başarılı ve en gerçekçi örneğini bu filmde vermiştir.
not: 87 doğumlu erkek oyuncu ile 79 doğumlu bayan oyuncunun arasındaki bu büyük yaş farkına rağmen, ortaya çıkan uyum ve başarılı oyunculuk ve de elbette bayan oyuncunun yaşını belli etmemesi bu yaş farkını zerre kadar hiss ettirmemiştir.
keith'i biz izledik, hepimiz beğendik, izleyin, izlettirin, önerilir.
bu da filmden etkileyici soundtrack örneği:


10 Haziran 2013 Pazartesi

STOKER


bir süredir iş, sosyal sorumluluk ve özel hayat üçgeninde, sacın ayaklarını denk getirmediğimi fark ederek, hayli uzun zamandır ihmal ettiğim özel hayata ağırlık vermiş bulundum. özellikle, son dönemde daha önce de bir kaç kez belirttiğim üzere hem reel, hem de (özellikle) sanal dünyada hayvan hakları ihlallerinin sıklığı ve ağır dozlarda olması hasebiyle çok fazla etkilenip üzülmüş bulundum. özellikle geçtiğimiz ay neredeyse her gün onlarca hayvan hakları ihlali ve canlarla ilgili acı, dehşetengiz, dayanılmaz derecede üzücü olaylarla üst üste karşılaşınca ve bunlara yönelik doğal olarak arka arkaya çözümler üretince aniden epey yorulmuş ve üzülmüş olduğumu fark ettim. bunun üzerine tekrar hayvan hakları ihlallerine yönelik çözüm üretmeye, dilekçeler ve toplumu bilinçlendirme amaçlı makaleler yazmaya devam edebilmek için bir süreliğine ara vermiş bulundum bu tür sosyal sorumluluk çalışmalarıma. tabi önemli / öncelikli durumda bulunan canlara yönelik www.canbul.org - ücretsiz sahiplendirme sitesinde ilanlar yayınlama şeklinde yazısal çalışmalarla, besleme ve kısırlaştırma çalışmaları aynen devam etmektedir. ara verdiğim çalışmalar ağırlıklı olarak hayvan hakları ihlallerine yönelik hukuki/genel makaleler ve dilekçelerdir.
özetle, bir süre daha özel hayata ağırlık vermekte ve enerji toplamaktayım. böylece ciddi bir zaman, enerji, güç ve kuvvet gerektiren makale yazım çalışmalarıma yakın zamanda tekrar başlayabileceğim inşallah.
bu dinlenme sürecinde film de izlemekteyim doğal olarak. bunlardan çok beğendiğim birini yazmış bulundum. bu girizgahtan sonra şimdi ikincisini belirteceğim:

                                                            STOKER 
ilginç bir şekilde, tamamen tevafuk eseri belirttiğim ilk filmin yönetmenine ait bir film olduğunu fark etmiş bulundum izlemeye başlarken. bir Park Chan-Wook eseridir bu film.  bu filmi de pek beğenince kendisini tek filmle kieslowski'nin yanına yerleştirmekle gayet isabetli davranmış olduğumu açık seçik ve net olarak anladım. blog'a yazacak kadar çok beğendiğim bir film daha izlersem, bu şekilde harika filmler üçlemesi yapmış olacağımı ve muhtemelen gerekli enerjiyi depolamış olarak tekrar ara vermiş olduğumu belirttiğim çalışmalarıma başlayacağımı öngörmekteyim - swh 
 böyle bir film olmazsa da zaten dexter başlamaktadır, bu sezon - maalesef son sezonu erken başlıyor ne de olsa. 3. harika filmi bulmazsam da dexter aynı işlevi üstlenir - swh 
elbette yine oldboy gibi son derece etkileyici ve de kaliteli bir film. izletin, izlettirin türünden  bir eser. spoiler vermeden kısaca hakkında bilgi vermek amacıyla hayvan haklarıyla da dolayı bir bağlantısı bulunduğunu belirteceğim. her zaman belirttiğim bir husus vurgulanmaktadır filmde. avla ilgili yazılarımda her zaman altını çizdiğim husus bu filmde de yer almaktadır. not: her iki başrol oyuncusu da olağanüstü oynamaktadır.
 Mia Wasikowska, Matthew Goode.
 özellikle slav asıllı oyuncuların sanatta son derece başarılı oldukları bu filmin başrol oyuncusu aracılığıyla bir kez daha teyit edilmektedir. 
spoiler

başrol oyuncusunun babasının söylediği “çok daha kötü eylemlerde bulunmamak için bazen kötü eylemler yapmak gerekir” diye. bununla da yine her zaman öngördüğüm üzere avın öldürme dürtüsünden kaynaklandığına, avcıların ruhsal sağlıklarının yerinde olmadığına yönelik inanca, bu öldürme dürtüsünün verdiği şiddet arzusuyla insan öldürmemek için canları öldürdüklerine önemli bir atıfta bulunulmaktadır. hayvan hakları savunucuları olarak elbette ki, bu tür “insan”ların – avcıların insan öldürmemek için hayvanları katletmesine karşıyız, insan öldürmemek yerine hayvan öldürmenin kabuledilemez olduğunu vurgulamakta ve bu öldürme dürtüsüne sahip tüm avcılara psikolojik tedavi önermekteyiz. örn. Hemingway – çok sayıda kedisi bulunan yazar aynı zamanda avcıydı, psikolojik sağlığının yerinde olmadığından kaynaklansa gerek ki, kaza geçirmiş olan kedisini tam da süt içerken “fazla acı çekmemesi” amacı ve saikiyle yardım tekliflerini de reddederek kendisi bizzat tüfekle ateş açmak suretiyle öldürmüş, yine kendi yaşamına da aynı yöntemle son vermiştir. hemingway ve kedi sevgisi - ilgili yazı linkten okunabilir.

özetle, film güzel, izleyin, izlettirin. önerilir. ben ve çevrem, izledik, beğendik. 

spoiler  

bu da harika soundtrack'i: