hayvan katillerinin, hayvanlara eziyet, işkence, tecavüz, şiddet gibi kötü muamelelerde bulunanların halihazırdaki h.k.k.'a göre kabahat, yasalaşacak olan yeni tasarıya göre hayvana yönelik suç işleyenlerin, suçlu psikolojilerinin yanısıra böyle bir vahşet eylemine yer verecek kadar ahlaki çöküntü içinde olmaları hasebiyle her türlü ahlaka aykırı davranışlarda bulunacağı, bu şiddet eylemlerini insana yönelik olarak da devam ettirecekleri krimonolojiye göre kesin olarak bilindiğinden her hayvan katili potansiyel insan katilidir şeklinde genelleyebileceğimiz ifade.
bu entryyi yazma nedenim şu haber:
bir süre önce hayvansevergazetesinde rastladığım bu haberin verileri suçlu psikolojisi bakımından çok iyi bir örnek teşkil etmektedir.
bu büyümüş de küçülmüş, zamanından önce ve fazla gelişmiş satanist kedi katili z.s. de bu ahlaki çöküntü içinde olanlardan birisidir.
2010 yılında daha 12 yaşındayken zavallı masum bir kedinin önce daha hayattayken çekilmiş resimlerini, devamında ise bu yaşta bir "çocuk" tan beklenmeyecek kadar gaddarlıkla işkence ederek öldürüp, eziyetler ettiği, kesip biçtiği resimlerini yayınlayarak toplumda infial oluşturan bu z.s. işlediği bize göre suç, mevzuata göre kabahat nedeniyle herhangi bir yaptırıma tabi tutulmamıştı. yeni düzenlemeyle bu fiili işleyenler 2 yıla kadar hapis cezası ile yargılanacaklardır. artık kabahat olarak görülmeyecek idari para cezası yerine hapis cezası öngörülecektir.
ki, yeni düzenlemenin yetersiz de olsa tek olumlu değişikliği bu hükümdür, hayvanlar lehine iyiletirme yaptığı tek hüküm budur. diğer hükümler maalesef hayvanlar aleyhine. detaylı bilgi için: (bkz: yeni hayvanları koruma kanunu tasarısına hayır)
bu kedi katili "çocuk" o dönemde ailesi tarafından facebook üzerinden kendisinin yayınlamış olduğu kediye işkence resimlerine ve kendisine ait yine o yaşta çocuktan beklenemeyecek ölçüde müstehcen resimlerine ve bu eyleminin vahşet içeriğine rağmen "veteriner olmak istiyor, bu nedenle o kediyi ölü halde bulmuşken kesip biçmiş, kesinlikle öldürmemiş, kedi zaten ölüydü" şeklinde abuk gerekçelerle savunulmuştu. bu apaçık bir yalandı, zira bu z.s. bu açıklamanın hemen ardından aynı kedinin hayattayken çektiği resmini bir kez daha gözlerimize sokarcasına yayınlamıştı.
özetle, normal bir ailenin bu halde bulunan kızına hemen sahip çıkarak gerekli pediatrik, psikolojik muayeneleri ve tedavileri yaptırması, ahlaki açıdan özen göstermesi, ahlaka mugayır davranışlarına son vermesi için çaba göstermesi gerekirken bunu yapmamış, "çocuğu" kendi haline bırakmaya devam etmişti.
bu "çocuk" daha olayın vuku bulduğu ilk günlerde facebook sayfasında müstehcen resimleriyle birlikte cinsel ilişkilere girdiğini gayet fütursuzca, arsızca anlatıyordu. bu "çocuk" daha 12 yaşındaydı. bu yaşta bir çocuk için endişe verici olması gereken müstehcen resimleri ve cinsellik yaşadığına yönelik söylemleri ailesi, okulu, sosyal hizmetler tarafından nasıl gözardı edilmiş, bunu algılayamadım.
daha reşit olmadan, henüz gelişme çağındaki bir "çocuk"ken muhtemelen bunları belirttiği 12 yaşından önce bile bu tür ilişkilere kendi rızasıyla, görsellerle destekleyerek v.s. giren bir "çocuğun", 14 yaşına geldiğinde haberde detayları belirtilen daha tiksinti verici detaylarla süslenen yaşamı dehşet vericidir.
buna göre, bu "çocuk" küçük yaştan itibaren kendi rızasıyla çok sayıda birliktelik yaşamıştır. dehşet verici detayların haberden okunmasını öneririm.
çok sayıda rızaya dayalı birliktelikten sonra 2 kez rızası dışında birliktelik yaşayınca bu "çocuk" şikayetçi olmuş. rızasıyla olanlardan şikayetçi olmamış, zorla olanlardan şikayetçi olmuş.
özetle, bu "çocuğun" başına bunların geleceği başından belliydi. bu "çocuğun" yaşamında kötüye gidiş olduğu, aile, okul, sosyal hizmetler tarafından kontrol altına alınmazsa, müdahale edilmezse daha da olumsuz olayların yaşanabileceği apaçık ortadayken bunların yapılmaması endişe verici ve ayrı bir davayı gerektiren bir konudur. bu "çocuğun" ailesinden alınarak, ailesi velayet haklarından mahrum edilerek, sosyal hizmetlerde kontrol altına alınması gerekirdi daha ilk kediyi katlettiği zamanda, bu yapılmayıp ihmalkar ailesinin yanında yaşamaya devam edince işte bu haberdeki olaylar yaşanmış. halen geç değil, reşit olmayan bu "çocuk" derhal sosyal hizmetler tarafından himaye altına alınıp rehabilite edilmeli, daha kötü olaylar yaşanmadan, bu "çocuk" bu ahlaki yozlaşma içindeyken daha da kötü yollara düşmeden.
bu arada, bazı çocuk tecavüzü davalarında adli tıp tarafından verilen "mağdur/mağdurenin rızası vardı" raporlarına toplum olarak tepki veriliyor, "o daha bir çocuk nasıl rızası olur" deniyor ya, işte böyle olur. aynen bu olaydaki gibi olur.
daha 12 yaşında canlılara şefkatle yaklaşması, sevgi göstermesi gerekirken merhamet duygusundan yoksun bir "çocuk" bir kediyi satanist gerekçelerle (yada gerekçesiz) eziyet edip, öldürüp, kesip biçiyor, devamında sosyal medyada müstehcen resimlerini yayınlıyor, cinsel ilişki yaşadığından bahsediyor, bahsetmekle kalmayıp bunu eyleme döküyor, çok sayıda insanla kendi rızasıyla birlikte olup, sadece rızası olmayan iki kişiden şikayetçi oluyorsa, cinsel ilişkilerde kendi rızasının bulunduğu sözkonusu olur. adli tıpta kabzımallar değil, kendi alanında uzman bilirkişiler çalışmaktadır, bu eğitimi almamış insanlardan daha iyi bildikleri kesin kendi mesleklerini. eleştiriken aklınıza bu z.s. gelsin, "acaba?" deyin, "kendi rızası var"la ilgili raporlar yayınlandığında.
4 Ağustos 2012 Cumartesi
Yeni Yasayla Komşunuz Köpeğinizi Öldürebilir - veya hayvan haklarıyla ilgili yanlış bilinenler
halkı tiraj, hit, reyting uğruna yanlış hususta galeyana getiren yalan haberin öznesi. (bkz: hayvan hakları ile ilgili yanlış bilinenler)
bu hususta madde madde açıklayarak, detaylı bir entry gireceğim daha sonra, ama bu aralar çok fazla yoğun olduğum için özetini vermek istedim, yanlış anlamayı ortadan kaldırmak amacıyla.
tırnak içindeki alttaki kısım sözlük yönetiminden biri ile hayvan hakları ile ilgili başlık sabitlenmesi hususunda yaptığım mesajlaşma sırasında bu konuyu aydınlatmak amacıyla göndermiş olduğum mesajdan alıntıdır, kendi mesajım olduğu için buraya yazmakta bir beis görmüyorum.
"bu konu borçlar kanunu ile ilgili olup, hayvanları koruma kanunundan tamamen ayrı bir konudur. şöyle ki, borçlar hukukunda kusursuz sorumluluk halleri vardır. buna göre, bir insanın hayvanının bir başkasına verdiği zararlardan o hayvanın sahibi sorumludur borçlar kanunu madde 56.
b.k. madde 57 - ise bir mülke girerek hasar vermekte olan hayvan üzerinde hapis hakkını düzenler. bu 2 (iki) madde, şehirlerdeki kedi, köpekten ziyade kırsal bölgelerdeki inek, keçi v.s. gibi çiftlik hayvanlarını kastetmiştir. diyelim ki, bir kişinin ineği diğer kişinin bahçesine girdi, kaç bin tl tutarında kıymetli çiçeklerini yemeğe başladı. bu durumda bahçe sahibi hayvanı etkisiz hale getirebilir, hatta eski b.k. md. 56 hükmüne göre öldürebilir.
şimdi borçlar kanununda yapılan yeni düzenlemeyle "öldürebilir" ifadesi değiştirildi, "etkisiz hale getirebilir" ifadesi geldi bunun yerine. yani, herhangi bir sorun yok, hatta iyileştirme var hayvanlar lehine yeni borçlar kanununda.
bu tamamen farklı bir konu ve borçlar kanununun konusu, ezelden beri bu kanunda olan bir konu. biz hayvan hakları savunucularının bununla ilgili bir sorunu yok. hatta yeni düzenleme öldürmeyi kaldırdığı için memnunuz da.
benim ve benim gibilerin karşı olduğu ve sabitlenmesini rica ettiğim konu ise hayvanları koruma kanunu ile ilgili. şöyle ki, hayvanları koruma kanununun tck'ya alınması başlığında da ifade ettiğim üzere, bizler h.k.k.nun tck'ya alınmasını istiyor, en azından bu kanunda hayvanlar lehine iyileştirmeler talep ediyorduk. ama, yeni hayvanları koruma kanunu tasarısına hayır başlığında açıkça ifade ettiğim üzere orman ve su işleri bakanlığı, başbakanın h.k.k'da iyileştirme talimatına rağmen açıkça kötüleştirme yapmıştır. kanunu ölüm yasasına çevirmiştir. bizler de bu yeni hayvanları koruma kanunu tasarının yasalaşmamasını istiyoruz, yasalaşırsa hem sahipli, hem de sahipsiz canlar için katliamlar başlayacak.
yani, halkın galeyana geldiği konu borçlar kanununun zaten var olan maddesinin iyileştirilmiş olması konusudur. aslında galeyana gelmesi gerekirken pek gelmediği konu ise hayvanları koruma kanununun hayvanlar aleyhine değiştirildiği konusudur.
bu iki konu farklı. ben detaylı olarak bu farkı başlık açarak açıklayacağım."
özetle, bu b.k. madde 56 ve b.k. madde 57 her zaman var olan hükümlerdi, ntv ve benzerlerinin tiraj, reyting ve hit amacıyla bu maddeyle ilgili iyileştirilmiş ve hayvanlar lehine olan düzenlemeyi halkı galeyana getirmek amacıyla yeni bir düzenlemeymiş ve de hayvanları koruma yasası ile ilgiliymiş gibi sunmasını ise hem bilgisizlik (muhtemelen hukuk danışmanları yok yada hayvan hakları mevzuatında son derece bilgisiz), hem de para hırsının sonucu olarak görmekteyim.
bu konuda endişe edecek bir husus bulunmamaktadır, belirttiğim gibi yeni borçlar kanununun 68. maddesinde düzenlenen yeni hali hayvanlar lehinedir, zira öldürmeyi kaldırmış, etkisiz hale getirmeyi emretmiştir yasakoyucu. örneğin, bahçesine inek giren mülk sahibi ineği eskiden olduğu gibi öldüremeyecek, bir ağla, en fazla sakinleştirici iğneyle etkisiz hale getirecek ve zararı karşılana kadar kendi zilyetliğinde tutabilecektir.
bu iki madde de hayvan haklarıyla ilgili olduğu için inşallah ilk fırsatta detaylı olarak bu madde koşullarını ve uygulama alanını açıklayacağım.
en önemli konu ise halihazırda yeni hayvanları koruma kanunu tasarısına hayır başlığında belirttiğim hayvanlar aleyhine getirilen hükümlerin yasalaşmasının engellenmesi hususudur. bu hususta galeyana gelmek elzem ve yerinde olacaktır.
ek: eski b.k. madde 56 ve madde 57'nin, yeni b.k. madde 68'in kedi, köpek gibi evcil hayvanları kapsamama nedeni, bu maddenin daha ziyade çiftlik hayvanlarına şamil edilme nedeni ise maddede apaçık bir şekilde hasardan söz edilmesidir. bir hayvan bahçeye hasar verirse, bu madde uygulama alanı bulur. kedi ve köpek gibi evcillerin bahçeye hasar verme olasılığı yoktur, bir kimsenin köpeğinin bir başkasının bahçesine girmesi hasar oluşturmayacağından, "kedin, köpeğin bahçeme girdi, öldürdüm, zaten yasa da varmış" diyen embesil kendisini t.c.k. madde 151/2 uyarınca cezai yargılamaya tabi tutulmuşken bulur, kedi ve köpeğe zarar verme suçundan yargılanır.
ayrıca, cehennemin dibini de boylar, masum cana eziyet ettiği için. tüm hayvanlara eziyet edip de, yetersiz yargılama ve kifayetsiz hakim vicdani kanaati nedeniyle bu dünyada hak ettiği cezayı almayanların öbür dünyada cehenneme odun olacağını biliyorum. bu da bana huzur veriyor.
bu hususta madde madde açıklayarak, detaylı bir entry gireceğim daha sonra, ama bu aralar çok fazla yoğun olduğum için özetini vermek istedim, yanlış anlamayı ortadan kaldırmak amacıyla.
tırnak içindeki alttaki kısım sözlük yönetiminden biri ile hayvan hakları ile ilgili başlık sabitlenmesi hususunda yaptığım mesajlaşma sırasında bu konuyu aydınlatmak amacıyla göndermiş olduğum mesajdan alıntıdır, kendi mesajım olduğu için buraya yazmakta bir beis görmüyorum.
"bu konu borçlar kanunu ile ilgili olup, hayvanları koruma kanunundan tamamen ayrı bir konudur. şöyle ki, borçlar hukukunda kusursuz sorumluluk halleri vardır. buna göre, bir insanın hayvanının bir başkasına verdiği zararlardan o hayvanın sahibi sorumludur borçlar kanunu madde 56.
b.k. madde 57 - ise bir mülke girerek hasar vermekte olan hayvan üzerinde hapis hakkını düzenler. bu 2 (iki) madde, şehirlerdeki kedi, köpekten ziyade kırsal bölgelerdeki inek, keçi v.s. gibi çiftlik hayvanlarını kastetmiştir. diyelim ki, bir kişinin ineği diğer kişinin bahçesine girdi, kaç bin tl tutarında kıymetli çiçeklerini yemeğe başladı. bu durumda bahçe sahibi hayvanı etkisiz hale getirebilir, hatta eski b.k. md. 56 hükmüne göre öldürebilir.
şimdi borçlar kanununda yapılan yeni düzenlemeyle "öldürebilir" ifadesi değiştirildi, "etkisiz hale getirebilir" ifadesi geldi bunun yerine. yani, herhangi bir sorun yok, hatta iyileştirme var hayvanlar lehine yeni borçlar kanununda.
bu tamamen farklı bir konu ve borçlar kanununun konusu, ezelden beri bu kanunda olan bir konu. biz hayvan hakları savunucularının bununla ilgili bir sorunu yok. hatta yeni düzenleme öldürmeyi kaldırdığı için memnunuz da.
benim ve benim gibilerin karşı olduğu ve sabitlenmesini rica ettiğim konu ise hayvanları koruma kanunu ile ilgili. şöyle ki, hayvanları koruma kanununun tck'ya alınması başlığında da ifade ettiğim üzere, bizler h.k.k.nun tck'ya alınmasını istiyor, en azından bu kanunda hayvanlar lehine iyileştirmeler talep ediyorduk. ama, yeni hayvanları koruma kanunu tasarısına hayır başlığında açıkça ifade ettiğim üzere orman ve su işleri bakanlığı, başbakanın h.k.k'da iyileştirme talimatına rağmen açıkça kötüleştirme yapmıştır. kanunu ölüm yasasına çevirmiştir. bizler de bu yeni hayvanları koruma kanunu tasarının yasalaşmamasını istiyoruz, yasalaşırsa hem sahipli, hem de sahipsiz canlar için katliamlar başlayacak.
yani, halkın galeyana geldiği konu borçlar kanununun zaten var olan maddesinin iyileştirilmiş olması konusudur. aslında galeyana gelmesi gerekirken pek gelmediği konu ise hayvanları koruma kanununun hayvanlar aleyhine değiştirildiği konusudur.
bu iki konu farklı. ben detaylı olarak bu farkı başlık açarak açıklayacağım."
özetle, bu b.k. madde 56 ve b.k. madde 57 her zaman var olan hükümlerdi, ntv ve benzerlerinin tiraj, reyting ve hit amacıyla bu maddeyle ilgili iyileştirilmiş ve hayvanlar lehine olan düzenlemeyi halkı galeyana getirmek amacıyla yeni bir düzenlemeymiş ve de hayvanları koruma yasası ile ilgiliymiş gibi sunmasını ise hem bilgisizlik (muhtemelen hukuk danışmanları yok yada hayvan hakları mevzuatında son derece bilgisiz), hem de para hırsının sonucu olarak görmekteyim.
bu konuda endişe edecek bir husus bulunmamaktadır, belirttiğim gibi yeni borçlar kanununun 68. maddesinde düzenlenen yeni hali hayvanlar lehinedir, zira öldürmeyi kaldırmış, etkisiz hale getirmeyi emretmiştir yasakoyucu. örneğin, bahçesine inek giren mülk sahibi ineği eskiden olduğu gibi öldüremeyecek, bir ağla, en fazla sakinleştirici iğneyle etkisiz hale getirecek ve zararı karşılana kadar kendi zilyetliğinde tutabilecektir.
bu iki madde de hayvan haklarıyla ilgili olduğu için inşallah ilk fırsatta detaylı olarak bu madde koşullarını ve uygulama alanını açıklayacağım.
en önemli konu ise halihazırda yeni hayvanları koruma kanunu tasarısına hayır başlığında belirttiğim hayvanlar aleyhine getirilen hükümlerin yasalaşmasının engellenmesi hususudur. bu hususta galeyana gelmek elzem ve yerinde olacaktır.
ek: eski b.k. madde 56 ve madde 57'nin, yeni b.k. madde 68'in kedi, köpek gibi evcil hayvanları kapsamama nedeni, bu maddenin daha ziyade çiftlik hayvanlarına şamil edilme nedeni ise maddede apaçık bir şekilde hasardan söz edilmesidir. bir hayvan bahçeye hasar verirse, bu madde uygulama alanı bulur. kedi ve köpek gibi evcillerin bahçeye hasar verme olasılığı yoktur, bir kimsenin köpeğinin bir başkasının bahçesine girmesi hasar oluşturmayacağından, "kedin, köpeğin bahçeme girdi, öldürdüm, zaten yasa da varmış" diyen embesil kendisini t.c.k. madde 151/2 uyarınca cezai yargılamaya tabi tutulmuşken bulur, kedi ve köpeğe zarar verme suçundan yargılanır.
ayrıca, cehennemin dibini de boylar, masum cana eziyet ettiği için. tüm hayvanlara eziyet edip de, yetersiz yargılama ve kifayetsiz hakim vicdani kanaati nedeniyle bu dünyada hak ettiği cezayı almayanların öbür dünyada cehenneme odun olacağını biliyorum. bu da bana huzur veriyor.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)