edebiyatı çok seviyor olmam hasebiyle, özellikle nobel ödüllü (ödülü siyasi görüşleri ile değil, gerçekten eserleriyle hakederek alanlar dahil, diğerleri hariç, örn. orhan pamuk - nobel ödül tarihinin en haksız ödül sahibi) yazarların hikayelerini epey beğenerek okumakta ve herkesin okumasını istemekteyim. maalesef türkiye gibi gerçek edebiyata önem verilmeyen bir ülkede nobel ödüllü çok sayıda yazarın eserlerinin türkçeye kazandırılmamış olduğunu farketmiş bulundum uzun bir süre önce. ben de değerli yazar luigi pirandello'nun bir hikayesini ilk kez türkçeye azericesinden gönüllü surette çevirerek kazandırmış oldum bundan 1,5 sene önce. azerbaycan'da bu değerli yazarın tüm kitapları hem oyunlar, hem de hikayeleri çevrilmiş ve yayınlanmıştır, azerbaycan'da edebiyata çok önem verilir. hikaye linkte okunabilir, okutturulabilir: LUİGİ PİRANDELLO - SES
buna ek olarak, söz konusu yazarın türkçeye kazandırılmamış 15 kitapta 15'er olmak üzere toplam 225 hikayesinin ya gönüllü yada profesyonel olarak türkçeye kazandırılmasını önerdim hem buradan, hem de ekşisözlük'ten italyanca bilen herkese. bu sene bu güzel haberi almış olduğuma epey sevindim bu yüzden, aylak adam yayınlarından siyah şal adıyla değerli yazarın ilk hikaye kitabı çıkmış oldu bu sene.
umarım devamı gelir, tüm hikaye kitapları çevrilir ve yayınlanır türkiye'de.
"siyah şal" isimli bu kitabı herkese öneririm, bu önemli yazarın hikayeleri ile de tanışmak, bu derinliği yakalamak, gerçek edebiyata gark olmak için. mutlaka satın alıp okuyun, güzel bir kitap. oyunlarına aşina olanların hikayelerini de beğenerek okuyacağından eminim.
film olarak epey uzun bir süre önce izlediğim norveç sinemasının güzel örneklerinden Den brysomme mannen ve yakın zamanda izlediğim japon sinemasının muhteşem örneklerinden joze to tara to sakana tachi'yi öneririm. kore ve japon sineması, iran ve bağımsız avrupa sinemasını beğenmekte ve takip etmekteyim.
müzik olarak son dönemde massive attack dinliyorum sıklıkla, diğerlerinin yanısıra.
özellikle soundtrack'ler çok ilgimi çekiyor, mesleki veya sosyal sorumluluk çalışmalarımda sürekli dinlediğim, konsantre olmamı sağlayan çok sayıda film ve dizi soundtrack'i mevcut.
oldboy, dexter, nip/tuck gibi...
en beğendiğim diziler listesi de bu şekilde, sırasıyla:
nip/tuck
dexter
desperate housewives
gilmore girls
hannibal
scrubs
30 Ocak 2015 Cuma
27 Ocak 2015 Salı
sokağa hasta haliyle terk edilen tavşanın hikayesi
bir süre önce bu fotolar iletildi bana, tavşanlara yönelik hassasiyetimi bilen arkadaşlar tarafından ve bu duruma karşı ne yapılabileceği soruldu.
olay şu: bu can ankara/batıkent'te - ki, bu semt ve genel olarak yenimahalle, hayvan hakları ihlalinde ilk sırayı alan belediyelerdendir - bir sokak ortasından bulunmuş bu can, bu haliyle. özetle, bir kendinibilmez, bir vicdan yoksunu bu canı bu halde sokağa atmış. her zamanki vicdansızlıklara bir örnek yaşanmış kısaca. bir petshop'ta, bir çiftlikte sevimli bir yavru tavşanı gören varlık, düşünmeden satın almış, devamında da her canlı gibi ihtiyaçları olduğunu farkedince hasta haliyle sokağa bırakmış.
bu canı bulan hayvansever sosyal ağlarda ilan açıp, sokakta ortada kalan bu canın yuvalanması için uğraşmış. ankara'dan bir hayvansever bayan hemen koruması altına almış ki, bu bayan ankara'da tecavüz edilip öldürülen tavşanı olayı duyar duymaz hemen alıp veteriner kliniğine koşturan bayandı, kendisini bu açıdan son derece takdir etmekteyim.
olayla ilgili yaptırım uygulanabilirdi, orman ve su işleri bölge müdürlüğü nezdinde, sahipli hayvana sahibinin eziyet etmesine dair dilekçe sayesinde, ancak araştırılmasını istememe rağmen bu canı sokağa terk eden varlığın kişisel bilgilerine ve adrese ulaşamadım. bu tür durumlarda belirttiğim şekilde ve dilekçeyle şikayet yoluna gidilir, unutmamak gerek!
ek: hayvan haklarını herhangi bir şekilde ihlal eden tüm insanlardan nefret ediyorum. eskiden insanları severdim, üniversite öğrencisi olduğum dönemde insanlarla ilgili bir sosyal sorumluluğum bile vardı. ancak okuldan sonra hayvan hakları ile ilgilenmeye başlayıp, insanoğlunun gerçek fıtratını gördükçe tüm bu hayvanlara türlü yöntem ve yollarla eziyet eden insanlardan nefret etmeye başladım. genel olarak da, tüm insanlığa karşı mesafeli olduğumu söyleyebilirim, sonuçta bu vahşetleri üreten varlıkların mensup olduğu bir tür - insan türü ne kadar iyi olabilir ki? insanoğlu özü itibariyle kötücüldür. hayvanlara eziyet eden, onları terk eden, herhangi bir şekilde herhangi bir hayvana bir zararı dokunmuş olan varlıklarla ilgili en iyi dileğim, kısa zamanda acı içinde gebermeleridir. amin!!!
konuyla ilgili bu başlıklara da gidilebilir: ANKARA BATIKENT HAYVAN HAKLARI İHLALLERİNİN MERKEZİ
ANKARA'DA TECAVÜZ EDİLEN, BELİ VE KOLLARI KIRILARAK ÖLDÜRÜLEN TAVŞANA DAİR ŞİKAYET DİLEKÇESİ
olay şu: bu can ankara/batıkent'te - ki, bu semt ve genel olarak yenimahalle, hayvan hakları ihlalinde ilk sırayı alan belediyelerdendir - bir sokak ortasından bulunmuş bu can, bu haliyle. özetle, bir kendinibilmez, bir vicdan yoksunu bu canı bu halde sokağa atmış. her zamanki vicdansızlıklara bir örnek yaşanmış kısaca. bir petshop'ta, bir çiftlikte sevimli bir yavru tavşanı gören varlık, düşünmeden satın almış, devamında da her canlı gibi ihtiyaçları olduğunu farkedince hasta haliyle sokağa bırakmış.
bu canı bulan hayvansever sosyal ağlarda ilan açıp, sokakta ortada kalan bu canın yuvalanması için uğraşmış. ankara'dan bir hayvansever bayan hemen koruması altına almış ki, bu bayan ankara'da tecavüz edilip öldürülen tavşanı olayı duyar duymaz hemen alıp veteriner kliniğine koşturan bayandı, kendisini bu açıdan son derece takdir etmekteyim.
olayla ilgili yaptırım uygulanabilirdi, orman ve su işleri bölge müdürlüğü nezdinde, sahipli hayvana sahibinin eziyet etmesine dair dilekçe sayesinde, ancak araştırılmasını istememe rağmen bu canı sokağa terk eden varlığın kişisel bilgilerine ve adrese ulaşamadım. bu tür durumlarda belirttiğim şekilde ve dilekçeyle şikayet yoluna gidilir, unutmamak gerek!
![]() |
bu sokakta bulunduğu andaki hali |
![]() |
bu da koruma altına alan bayan tarafından yıkandıktan sonraki hali |
ek: hayvan haklarını herhangi bir şekilde ihlal eden tüm insanlardan nefret ediyorum. eskiden insanları severdim, üniversite öğrencisi olduğum dönemde insanlarla ilgili bir sosyal sorumluluğum bile vardı. ancak okuldan sonra hayvan hakları ile ilgilenmeye başlayıp, insanoğlunun gerçek fıtratını gördükçe tüm bu hayvanlara türlü yöntem ve yollarla eziyet eden insanlardan nefret etmeye başladım. genel olarak da, tüm insanlığa karşı mesafeli olduğumu söyleyebilirim, sonuçta bu vahşetleri üreten varlıkların mensup olduğu bir tür - insan türü ne kadar iyi olabilir ki? insanoğlu özü itibariyle kötücüldür. hayvanlara eziyet eden, onları terk eden, herhangi bir şekilde herhangi bir hayvana bir zararı dokunmuş olan varlıklarla ilgili en iyi dileğim, kısa zamanda acı içinde gebermeleridir. amin!!!
konuyla ilgili bu başlıklara da gidilebilir: ANKARA BATIKENT HAYVAN HAKLARI İHLALLERİNİN MERKEZİ
ANKARA'DA TECAVÜZ EDİLEN, BELİ VE KOLLARI KIRILARAK ÖLDÜRÜLEN TAVŞANA DAİR ŞİKAYET DİLEKÇESİ
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)