kuzu bu yediğin kuzu, hani sevgi sözcüğü olarak kullanılan "anasının kuzusu", "kara kuzum" sözcüklerinde sözü edilen kuzu, yavru yani, elleri, ağzı pespembe daha gün görmemiş bala...sen rahat rahat ye ama, hiç vicdanın sızlamasın...
bir diğer facia için süt danası
kuzu yemenin yanısıra, zaten ufacık yavru, daha güngörmemiş bala olan kuzudan "ben 2-3 haftalık kuzudan yapılmışını yemiştim bu yemeğin, zaten genç kuzu severim" şeklindeki sözleriyle tarafımı da dehşete düşürmüş şahıs.
yani, bu şahıs yemek uğruna yaşıyor, yaşamak için yemiyor, onu anladık da, zaten genç koyun demek olan kuzudan, "genç kuzu daha lezzetli" diye bahsetmesi iyice ibret aldırıyor insana, bir insanın yemek uğruna başka bir canlının yaşamını hangi dereceye kadar hiçe sayabileceğine dair.
zaten bu şahsın programlarını bir vejetaryenin akıl sağlığını kaybetmeden izleyebilmesi imkansız.
hem sosyalist düşünce sisteminde, hem de dinlerde "bir lokma, bir hırka" felsefesinin geçerli olması, zaten bu yüzden hizmetçsinin bir aylık maaşı tutarında ayakkabı alabilmekle övünen ece temelkuran'a insanlar arasında eşitlik ilkesine ve güya savunuyor gibi göründüğü değerlere aykırı davranması hasebiyle kızıyor her normal, makul insan. lüks düşkünlüğü, lüks tüketimi amaç edinmek, daha fazla yemek, daha fazla giyinmek, burjuvazinin en temel özelliklerindendir.
bu şahsın neredeyse lezzetli olduğuna dair duyum alsa, anne karnındaki cenin kuzuyu bile yiyecek kadar yemeği önemsemesi, lezzete yüklediği aşırı ve gereksiz anlam anlayamadığım biçimde eleştirilmiyor, normal bulunuyor sosyal adalete önem veren, burjuvaziye karşı gibi görünen sözlük yazarları tarafından.
neyse ki, çoğunluk psikolojisine kapılmayan, bu şahsın lüks tüketim, yemek bağlılığının normal olmadığını farkeden çok sayıda adil, hakkaniyetli insan da var sözlük ortamında.
son olarak, lüks tüketime düşkün olanlar ve lüks tüketimi destekleyenler için değerli azerbaycan edebiyatçısı anar'dan bir alıntı: "komünist gibi düşünüp, kapitalist gibi yaşamak ne güzel"...
yani, bu şahıs yemek uğruna yaşıyor, yaşamak için yemiyor, onu anladık da, zaten genç koyun demek olan kuzudan, "genç kuzu daha lezzetli" diye bahsetmesi iyice ibret aldırıyor insana, bir insanın yemek uğruna başka bir canlının yaşamını hangi dereceye kadar hiçe sayabileceğine dair.
zaten bu şahsın programlarını bir vejetaryenin akıl sağlığını kaybetmeden izleyebilmesi imkansız.
hem sosyalist düşünce sisteminde, hem de dinlerde "bir lokma, bir hırka" felsefesinin geçerli olması, zaten bu yüzden hizmetçsinin bir aylık maaşı tutarında ayakkabı alabilmekle övünen ece temelkuran'a insanlar arasında eşitlik ilkesine ve güya savunuyor gibi göründüğü değerlere aykırı davranması hasebiyle kızıyor her normal, makul insan. lüks düşkünlüğü, lüks tüketimi amaç edinmek, daha fazla yemek, daha fazla giyinmek, burjuvazinin en temel özelliklerindendir.
bu şahsın neredeyse lezzetli olduğuna dair duyum alsa, anne karnındaki cenin kuzuyu bile yiyecek kadar yemeği önemsemesi, lezzete yüklediği aşırı ve gereksiz anlam anlayamadığım biçimde eleştirilmiyor, normal bulunuyor sosyal adalete önem veren, burjuvaziye karşı gibi görünen sözlük yazarları tarafından.
neyse ki, çoğunluk psikolojisine kapılmayan, bu şahsın lüks tüketim, yemek bağlılığının normal olmadığını farkeden çok sayıda adil, hakkaniyetli insan da var sözlük ortamında.
son olarak, lüks tüketime düşkün olanlar ve lüks tüketimi destekleyenler için değerli azerbaycan edebiyatçısı anar'dan bir alıntı: "komünist gibi düşünüp, kapitalist gibi yaşamak ne güzel"...