ADALAR"DA TERK EDİLEN BİR CAN DAHA - ESKİ VE YENİ HALİ - ÇÖZÜM YOLLARI

https://www.turseng.com/search?q=adalar - adalar"da fayton vahşetine yönelik detaylar, çözüm yolları ve dilekçe için linke gidin.
` fayton atı vahşetinin çözümü bu 2 yolla gerçekleşecektir. 1. adalar'da fayton atlarının kullanımından tamamen vazgeçilmesi, birara gündeme gelip, idarenin umursamazlığı nedeniyle sürekli ertelenen planın gerçekleşmesi - akülü faytonlara geçiş. 2. fayton atlarının halihazırda maruz kaldığı eziyetin şikayet edilerek, atların kurtarılması, eziyet edenlere yaptırım uygulatılması.`

ADALAR FAYTON TERÖRÜNE SON VERMEK İÇİN HAREKETE GEÇ

bilindiği üzere yıllardır devam eden ada faytonu terörü mevcut. buna karşı uzun zaman önce hazırlamış olduğum dilekçe ve gösterdiğim takip edilmesi gereken çözüm yolları bu linkte: ADALAR'DA FAYTON ATI VAHŞETİ DEVAM EDİYOR

büyükada'ya gezmeye giden bir hayvanseverin birebir tanık olduğu son vahşet olayıyla birlikte tekrar bu hukuki çözüm yollarını takip etme gerekliliği ortaya çıkmış oldu. hayvan haklarına duyarlı herkese yukarıdaki linkte yer alan yolları takip ederek adalar faytonu terörüne son vermeye vesile olmayı önermekteyim. 
bu arada şu hususu hatırlatmak fayda var. adalar'da fayton teröründe kullanılan bu zavallı canlar çoğunlukla hipodromlarda yıllarca eziyet edilen, kamçı, tekme, yumruk, doping v.s. yöntemlerle işkencelere maruz kalan yarış atlarıdır. 
yani doğumdan ölüme bir eziyet geçidi mevcut bu canlar için. eziyetten eziyete koşuyorlar. aşama aşama eziyete tabi tutuluyorlar. doğdukları günden itibaren işkence ile tanışıp ölene kadar eziyet görüyorlar. 
bu eziyete son vermek bizlerin elinde. yeterince uğraşıp çabalayıp bu canların kurtulmasına vesile olmak gerek. üzülüp ağlamakla yetinilip, hukuki çözüm yolları takip edilmediği sürece bu işkence dolu yaşamlar devam edecek. yeni vahşet olaylarıyla karşılaşmamak için harekete geç!

yaşanan son vahim olay şu:
"Hayatım boyunca unutamayacağım bir tablo. Büyükada da Pazar gunu tek veteriner yok, sahibi yok. 2 gün can cekismis. Duyarli bir gencin faytonculara seslenmesi ile yürüyüşümüzü bırakıp yanına gittik. Tablo çok vahimdi. 2 saat boyunca her yeri aradık. Kimse ilgilenmedi ve İstanbul'dan istediğimiz veteriner gelinceye kadar can verdi. Manastırdakiler ile ve belediyeden ölüsünü almaya gelenler ile tartıştık. Ne kadar acı çektiği eşelediği topraktan belli. Dogumundan 2 gün sonra sahibi tarafından fayton olarak kullanıldığından barsaklari ters donmus.Yavrusu ölümünden sonra anneyi emmeye çalışıyor. SIMDI DEVAM EDIN FAYTONLARA BINMEYE .Bu drama ortak olmaya devam edin. Sirklere gitmeye devam edin."

"Buyukada'da bu hayvan 2 gündür can cekisiyor veteriner yok.belediye yok.coook acil. Acı cekiyorr.Aya nicola manastirin onu." - sosyal ağlarda olayı bu şekilde duyurarak yardım istemiş olaya tanık olan hayvansever. tahmin edileceği üzere belediye veterinerlik hizmetleri olay yerine gelmemiş.

"Zavalli atın olusunu almaya daha çabuk geldiler" diye yazmış olayın tanığı hayvansever.
tedavi etmek, olayla ilgilenmek için yerinden kalkıp olay yerine gelmeyen belediye yetkilileri, zavallı canın vücudunu ortadan kaldırmak için epey acele etmiş. tipik idare zihniyeti.

ADALAR'DA FAYTON ATI VAHŞETİ DEVAM EDİYOR

büyükada ve diğer adalarda süregelen fayton atları vahşetine dair uzun zamandan beri hem şikayet dilekçesi, hem de sıklıkla hatırlatma yazıları yazmaktayım. sahibi tarafından eziyet edilen atların tespit edilmesi halinde kullanılacak olan şikayet dilekçesi bu linkte:
 BÜYÜKADA'DA FAYTONCULUKTA KULLANILAN ATLARA EZİYETLE İLGİLİ ŞİKAYET DİLEKÇESİ 

fayton atı vahşetinin çözümü bu 2 yolla gerçekleşecektir.
1. adalar'da fayton atlarının kullanımından tamamen vazgeçilmesi, birara gündeme gelip, idarenin umursamazlığı nedeniyle sürekli ertelenen planın gerçekleşmesi - akülü faytonlara geçiş.
2. fayton atlarının halihazırda maruz kaldığı eziyetin şikayet edilerek, atların kurtarılması, eziyet edenlere yaptırım uygulatılması.

daha önce de bir kaç kez belirttiğim üzere adalarda atlar hkk hükümlerine aykırı olarak sahipleri tarafından bakımları ihmal edilmekte, fiziksel kapasitelerini aşacak şekilde çalıştırılmakta, dövülmekte ve bu yönüyle hastalığa açık hale getirilmekte, psikolojik ve fiziki saldırıya maruz bırakılmakta, günlerce aç susuz ve kendi hallerine bırakılmakta, hasta olduklarında tedavi ettirilmemekte, özetle hayvan sahiplerine hayvanları koruma kanunu ile verilen yükümlülükler bu atların sahipleri tarafından tamamen ihmal edilmektedir.
buna ilaveten, güçten düşmüş, yaşlanmış, artık faytonlarda çalıştırılamayacak hale gelmiş olan atlar yine sahipleri tarafından adada gözden uzak, ıssız yerlere bırakılmakta, ölüme terk edilmektedirler.
nadiren de olsa bu şekilde ölüme terk edilen atları fark eden adalılar, hayvanın kurtarılması için uğraşmakta, uzun zamandır aç susuz kalan, hastalanan atların tedavi edilmesini sağlamaktadırlar.
altta yine bu şekilde sahipleri tarafından ölüme terk edilen, farkedilip kurtarılan atın görselleri mevcut.

hayvan haklarına duyarlı herkese yukarıda belirttiğim sorunun çözümüne yönelik 2 yola giderek fayton atı vahşetinin sona erdirilmesine yönelik çalışmalarda bulunmasını önermekteyim:
1. yol istanbul büyükşehir belediyesine müracaat ederek (tel/faks/şahsen/twitter/facebook gibi sosyal ağlardaki hesaplarından v.s.) adalarda fayton atlarının kullanımına son verilmesini, bir an önce, gecikmeksizin akülü faytonlara geçiş yapılmasını talep etmek.
2. kendi atını aç susuz bırakan, bakımını ihmal eden, gücünü aşacak şekilde çalıştırarak eziyet eden, döven, yaralayan, tecavüz eden şahısları istanbul il orman ve su işleri müdürlüğüne yukarıdaki linkte belirtilen dilekçe ile başvurarak şikayet etmek. bu durumda şikayet dilekçesinde belirtilen yaptırımlar uygulanır atın sahibine, ata da el konur. 

 büyükada'da ölüme terkedilmiş olarak bulunan, hemen fakülteye alınarak tedavi ettirilen can. 

fakülteye aldırılarak tedavi ettirilen, tedavi sonucu kendine gelen, iyileşen, yaraları sağalan can. fiziksel yaraları kadar manevi yaralarının da bir an önce iyileşmesini dilerim.

canın kurtulmasına vesile olanlar adını balkız koymuşlar

balkız'ı istanbul'da ikamet eden arkadaşlar ziyaret edebilir, yiyecek götürüp sevebilir. 

******

başka bir olay

altta resimleri görülen at yine adalarda faytonculukta kullanılan, ancak sahibi tarafından bakımı ihmal edilen, hasta olmasına rağmen çalıştırılmaya devam edilen, iltihaplı, kurtlanmış yaralarına rağmen veteriner hekim çağrılarak tedavi ettirilmeyen, yine adalıların tespit ederek kurtarılması için uğraştığı başka bir can.

bu tür canları farkettiğinizde hemen yukarıda belirttiğim şekilde yazmış olduğum örnek dilekçeyi olaya uyarlayarak, ata eziyet eden sahibinin açık adresi, kişisel bilgileri ile birlikte il orman ve su işleri müdürlüğüne şikayet edin. unutmayın, belki atın bu halde olduğunu, eziyet gördüğünü farkeden ilk ve tek insan siz olacaksınız. kurtulmasına vesile olacak tek kişi sizsiniz. bu yüzden "ne de olsa başkaları da farkeder, uğraşmayayım ben şimdi" diyerek yüzünüzü çevirip gitmeyin. mutlaka şikayet yoluna giderek canın kurtarılmasına vesile olun.

istanbul adalar'da atlara eziyet / büyükada / büyükada'daki fayton atları

öncelikle tüm hıristiyanların paskalyasını kutlayarak, ikinci olarak bu dönemde aya yorgi ziyaretleri nedeniyle fayton atlarına yönelik eziyeti hatırlatarak hakkında söze başladığım ada. 
bilindiği üzere başta büyükada olmak üzere tüm adalarda idarenin akülü faytonlara çeşitli bahanelerle geçiş yapmaması nedeniyle fayton terörü yaşanmaktadır. bu terör hem ada halkına, hem de fayton atlarına yönelik ortaya çıkmakta, her daim devam etmektedir.
normal zamanlarda bile tam hızla devam eden fayton atı vahşeti, aya yorgi ziyaretleri sırasında had safhaya ulaşmaktadır. şöyle ki, bu dönemde atlara bir kaç kat daha fazla eziyet edilmekte, bu zavallı canlar istismar edilip sömürülmektedir.
2 saatlik bir yokuşu dini vecibeler gereği her insanın kendisi çıkması gerekirken, yine her zamanki gibi aç susuz, bitap, hasta atlar bu eziyete maruz bırakılmakta, tıka basa doldurulmuş faytonu bu bir deri, bir kemik, halsiz atlar çekmektedir yokuş yukarı.

her yıl bir kaç kez belirttiğim gibi bu sene de hatırlatma yapmaktayım. aya yorgi ziyareti yapacak hıristiyan ve meraklı müslüman şahısların bu ziyareti, dini amaçla gerçekleştirerek, sevap kazanmayı hedeflerken bu zavallı atlara eziyeti reva görmemesi, sevaba giden yolda canlılara işkence edilmesinin amacauygun olmayacağını bir an bile unutmaması gerekmektedir.

daha önce bu canlara yapılan eziyetlere dair dilekçe yazmış, katılım sağlanması için burada da belirtmiştim. 

facebook, twitter gibi sosyal ağlardan yararlanan hayvan haklarına duyarlı herkesin 23 nisan'da yapılacak olan aya yorgi ziyaretlerinde fayton kullanılmamasına, bilakis fayton kullanımının protesto edilmesi gerektiğine yönelik bilgilendirme içerikli paylaşımlarda bulunması yerinde olacaktır.

daha önce de bu konuda detaylı olarak yazmıştım, dilekçe linki de bu başlıkta: 

büyükada'daki fayton atları veya istanbul adalar'da atlara eziyet

son olaylardan birisine dair görsel
olayda susuzluk ve yorgunluktan yere düşen zavallı atı sahibi tekmeleyerek eziyet ediyor, çevredeki duyarlı şahıslar müdahale edip, cana su veriyor

yıllardır sömürülen, faytonculukta istifade edilen, haklarının ivedilikle aranarak eziyetten kurtarılmalarına vesile olunması gereken canlar. 

"bu sene de yine her sene olduğu gibi hıristiyan şahıslar ibadet amaçlı, müslümanlar da neden olduğunu bilmediğim, muhtemelen kendilerinin de bilmediği bir nedenle aya yorgi kilisesini ziyaret edecek, adaklar adayacaklar. bilindiği üzere bu kilise büyükada'nın en yüksek ikinci tepesi olan aya yorgi tepesinde yerleşmektedir. 

at bu durumdayken sırıtan bu yaratıklara söylenecek makul söz bulunmamakta

güzelim atların eziyetine son vermek, akülü faytona geçilmesini sağlamak gerekmektedir. dilekçeye katılın, şikayet edin, canların hakkını arayın!

bu tepeye yürüyerek çıkmak hıristiyanlar için daha makul ve makbul bir ibadetken (yarı hacı sayılıyorlarmış yürüyerek çıksalar bu tepeye - genel google bilgilerine göre, yoksa özel olarak oturup araştırmadım, herhangi bir özel ilgim ve bilgim yok bu ritüellerle ilgili) genelde bunu yapmayıp zavallı fayton atlarını kullanmayı tercih etmekteler. yine hangi dayanak ve gerekçe ve nasıl bir motivasyonla kendi dinleri haricindeki bir ibadeti yapma ihtiyacı duyduklarını anlamadığım bir kısım müslüman şahıs da bu kiliseye yürümek yerine atları kullanmayı tercih etmektedirler. 

özetle, 24 eylül zaten normal ada içi turlarda kullanılarak oldukça hırpalanan, eziyet gören, sahipleri tarafından çeşitli işkencelere maruz kalan atlar için en zor gün olmakta, çoğu at bu gün sonuna çıkamamakta, büyük acılar içinde can vermekteler. 

bu yüzden şimdiden uyarılara başlamaktayım ben de:

bu konuda 2 nokta mevcut.

1. toplumun bilinçlenmesini sağlamak, bu 20 eylül aya yorgi gününde atlara ekstra eziyet ve külfet getirmemek için faytondan yararlanmamaları, fayton yerine yürümeyi tercih etmelerini duyurarak sağlamak.

2. ezelden beri adalarda devam eden faytonculuk terörünün sona erdirilmesini sağlamak, linkteki şikayet dilekçesini kopyalayıp il orman ve su işleri müdürlüğüne göndermek yoluyla. bu çok önemli. zira dilekçede de belirtildiği üzere ilgili müdürlüğün sahibi tarafından eziyet gören hayvana olayımızda ata el koyması mümkün. 

özellikle büyükada'da ikamet eden sözlük yazar ve okurlarına bu 2 noktada önemli görev düşmektedir. 

1. ilgili duyuruyu afiş haline getirip adanın her tarafına asın, yayın, halkı bilinçlendirin. 24 eylül ve diğer günlerde fayton kullanılmamasını sağlayın, en azından minimize edin.

2. bu şikayet dilekçesini adadaki kurumlara elden teslim edin. il orman ve su işlerine göndermenin yanısıra. bu kurum dışında adada bulunan tüm resmi kurumları da olaya celbedin. 

üzerine su dökülerek rahatlatmaya çalışılmakta olan bu zavallı, güzelim at can diğer günlerde sahibinin eziyet ve işkencelerine maruz kalmakta. buna son vermek biz duyarlı şahısların elinde. 

şikayet dilekçesi linki: http://www.turseng.com/...ytonculukta-kullanilan.html

hayvan hakları kedi ve köpek haklarından ibaret değil, tüm hayvan hakları savunucularına başlarını iyice içine gömüldükleri kedi ve köpek konusundan çıkarıp bu iki can dışındaki çok daha fazla eziyete maruz bırakılan, hayvanseverlerin yeteri kadar önemsememesi nedeniyle iyice ihmal edilen, acı çeken diğer canlarla da ilgilenmelerini, bu canların da haklarını sıkıca aramalarını önermekteyim.

ek: 20 eylül yazmışım, 24 eylül galiba. her neyse. işte eylül ayında."