"türkiye'de marketler, kasaplar dahil, yeni bir et tüketme çılgınlığı başlatan, bir biri ardına oldukça fahiş fiyatlarla satış yaptıkları için ödedikleri fahiş tutarla orantılı şekilde kıymetli/lezzetli et yediklerine inandırılanların ceplerini fethetmek için açılan steakhouseların körüklemekte olduğu işkence.
http://www.turseng.com/...i-iskencesi-sut-danasi.html - süt danası vahşeti ile ilgili detaylı bilgi edinmek için. yazıyı okuyun, resimleri inceleyin, videoyu izleyin (baştan sona) ve bu vahşetin farkına varın. süt danası satın almayın, tüketmeyin, bu ürüne yer veren fahiş fiyatlı, tüketim çılgınlığını empoze eden kapitalizmin temel mekanlarına prim vermeyin, gelir adaletsizliği için fırsat oluşturmayın, lorenz eğrisinin daha fazla kabarmasını sağlamayın."
bu kısım süt danası vahşeti başlığındaki entry'mden alıntıdır.
ek olarak, ceplerini fethetmek terimi şahsıma ait olmayıp, uluslararası bir markanın çalışanlarına vermiş olduğu seminerden alıntıdır. bu ifadeleri ve genel olarak alışveriş tuzaklarını bilinçli bir tüketici olmak ve başkalarını da bu yönde bilgilendirmek amacıyla yaptığım araştırmada karşılaştığım bir seminer metninde farkederek dehşete kapılmıştım. kapitalist bir rejimde yaşamaya çalışan eski bir sosyalist olarak bu tür bariz, açık seçik, net kapitalist ifadeler halen ve ısrarla tarafımı şaşırtmaya devam etmektedir. bunun çocukluktan itibaren sosyalist bir ideoloji ile yetiştirilmiş olmam ve çocuklukta edinilen bilgilerin kalıcı olması ve geri kalan yaşamı belirgin şekilde etkiliyor olması ile ilgisi mevcuttur diye düşünmekteyim. (bkz: rusya/@earthlings)
din, seyahat, özgür düşünce, inanç, ideolojik özgürlüklerin bulunmaması, tek tip insan yetiştirilmesi v.s. gibi onlarca nedenle sosyalist ideolojiden doğal olarak uzaklaşmış, tamamen kopmuş olsam da olumlu yönlerini halen korumakta ve uygulamaktayım yaşamımda.
örn. kadın erkek eşitliği de dahil, her alanda tam eşitlik, lüks yaşamdan fersah fersah kaçınma, sadece faydalı ve zorunlu tüketim malları ve hizmetlerini satın alma (hem kendim, hem canlar için) gibi olgular halen yaşamımda önemli bir noktada bulunmaktadır.
bu nedenle örn. nusr-et, günaydın kasap gibi yerlerin hayvan hakları ihlallerini meydana getirmesinin yanısıra toplumu fahiş fiyatlı, lüks tüketim çılgınlığına iteklemesi, fahiş fiyatlı ürünleri tüketmeyi empoze etmesi yönleriyle de antipati duyulup, uzak durulması gereken yerler olduğu açıktır bilinçli toplum, bilinçli tüketiciler tarafından.
cep fethetme terimine geri dönersek, aynen bu şekilde geçmekteydi ilgili metinde, çok sayda satınaldırma yöntemi ve ipucunun yer aldığı uzunca bir listeden sonra: "tüketicinin cebini fethetmemiz gerekiyor". bu müthiş! fikirden çok haz duymuş, epey mutlu olmuş olsalar gerek ki, cümlenin sonunda gülücük de vardı.