hayvan haklarına aykırılık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
hayvan haklarına aykırılık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

23 Kasım 2012 Cuma

hayvan haklarına yönelik hukuki bilgi edinmek

bilindiği üzere hayvan hakları mevzuatında uzman bir hukukçu olarak hem ekşisözlük'te, hem de blog'umda hayvan hakları ile ilgili hemen hemen her alanda yazı ve entry yazmakta, hayvan haklarına duyarlı şahıslarda hukuki bilinç ve hayvan haklarına yönelik bilgi oluşmasına yönelik çalışmaktayım. yaklaşık 17 aydır bu mevzuat alanında yazmama rağmen halen hayvan hakları ile ilgili tüm konuları tamamlamış değilim. o kadar geniş bir alan ki hayvan hakları bu kadar uzun sürede hemen hemen her konusunda yazmış olmama rağmen bazen henüz yazmamış olduğum hususlar bulabiliyorum, karşıma çıkabiliyor.
özetle, blog'da hayvan hakları ile ilgili herhangi bir hususta arama yapmanıza rağmen ilgili bir yazıya ulaşmamanız halinde, herhangi bir konunun altında bulunan yorum ekle kısmından yorum yazarak bulamadığınız konuyu yazmam üzere tarafıma iletebilirsiniz. bu durumda yorumunuz tarafıma onay için geleceğinden hem onaylayarak yayınlanmasını sağlar, hem de blog'da bulunmayan ve bilgi edinmek istediğiniz hayvan hakları ile ilgili konuyu yazarak yayınlarım.
hayvan hakları ile ilgili her alanda hukuki bilgi edinmek çok önemli, hayvan haklarına yönelik yapılan çalışmalarda. haklarını savunduğumuz canlara yönelik hukuki hususlarda bilgi sahibi olmak, canları daha iyi korumayı sağlayacaktır.
önemli: 1. lütfen, blog'da iyice arama yapmadan, konu yok şeklinde düşünerek yazmayın. belirttiğim gibi blog'da hemen hemen her konuda yazı var hayvan hakları ile ilgili. çok iyi ve doğru anahtar kelimelerle arama yapmanız aradığınız konuya ulaşmanızı kolaylaştıracaktır.
2. yalnızca ve yalnızca blog'da bulamadığınız ve bilgi edinmek istediğiniz hayvan hakları ile ilgili hususları iletmek için yazınız.

22 Haziran 2012 Cuma

evde piton beslemek

ankara valiliği, il hayvanları koruma kurulunun 2006/5 sayılı kararının 4. maddesine göre h.k.k. madde 14'de belirtilen tehlikeli hayvanlar ifadesine dayanılarak ankara'da yasaklanmıştır.
bu karar diğer il hayvanları koruma kurulları için örnek teşkil etmektedir. tüm illerin hayvan koruma kurullarının kararlarını takip etmek biraz olanaksız olduğundan her hayvan hakları savunucusu kendi ilinin hayvan koruma kurulunun kararlarını takip ederek, ilgili şehirde hangi hayvanların beslenmesinin yasaklanmış olduğunu öğrenebilir.
bir hayvan hakları savunucusu olarak benim görüşüm, yılan, timsah, aslan gibi hayvanlar evcil olmadığı için meskenlerde beslenemeyeceği yönündedir. bu tür hayvanları besleyenlerin görülmesi halinde ilinizdeki il orman ve su işleri müdürlüğüne açık adres ve bilgi verilerek söz konusu hayvana el konulması, sahibine idari para cezası verilmesi ve hayvan sahiplenmesinin yasaklanması hükümleri uygulanır.

"9-il hayvanları koruma kurulunun 2006/5 sayılı kararının 4. maddesinde satışı yasaklanan hayvanların (timsah, yılan, maymun, aslan, pirana, japaense tosa, pitbull terrier, gibi tehlike arz eden hayvanlar) takibinin yerel yönetimler tarafından itina ile yapılmasına," karar verilmiştir.
http://www.ankara.gov.tr/portal.asp?x=hkkk23 - ankara il hayvanları koruma kurulunun 14.02.2012 tarihli toplantısında aldığı karar linki. il hayvanları koruma kurullarının kararları çok önemlidir, her hayvan hakları savunucusu kendi il hayvanları koruma kurulunun kararlarını takip etmeli ve uygulamalı, uygulanmasını talep ederek uygulanmasını sağlamalıdır.
kararın tamamı ilgili linkte okunabilir, diğer çok sayıda önemli ve hayvan hakları savunucuları olarak talep edersek uygulanacak olan ve böylece canların korunmasını sağlayacak olan hükümler görülebilir, öğrenilebilir.

örneğin, hayvan sevgisi ve hayvan haklarından bihaberlerin yılan, timsah, aslan gibi tehlikeli hayvanları evcil hayvanlarla beslediği, bir çeşit eğlence aracı olarak kullandığı gerçeği var. (bkz: merve büyüksaraç/@earthlings)

18 Haziran 2012 Pazartesi

HAYVAN HAKLARI

ekşi sözlüğün, arama motorlarında her konuda yapılan aramalarda ilk sırada çıkıyor olması, referans alınan bir sistem olması, özetle toplumun büyük bir kesimi tarafından önemsenmesi hasebiyle, sosyal sorumluluk gereği, hakkında ivedilikle bir sosyal sorumluluk projesi öngörmesi, projelendirmesi ve uygulaması gereken, en temel olmasına rağmen en fazla ihlal edilen haklardan birisi. gerçekleşmesi halinde, böyle bir projenin ciddi bir toplumsal baskı ve bilinçlendirme oluşturacağını öngördüğümden kesinlikle destekleyeceğim ve şahsen katkıda bulunacağım çalışma olacaktır. böyle bir projenin ekşi sözlük hayvan hakları projesi şeklinde tanımlanması daha kapsamlı olur ve de bünyesinde daha önce de yapıldığı gibi sadece hayvan hakları ihlallerini kınamayı değil, barınaklara aşı, ilaç, mama yardımı, petshoplardaki canların takibi, genel olarak hayvan haklarına yönelik her konuyu barındırır. ekşi sözlük ormanı projesinde olduğu gibi, bir ekşi sözlük hayvan hakları çalışması da ekşi sözlüğün sosyal sorumluluğu açısından son derece isabetli olur.
olur da "önce insan" diyecekler olursa diye, şu hususu belirtmek isterim. nasıl ki, bir öğretmene gidip de "sen neden öğretmen oldun, sadece ders mi vereceksin şimdi, peki neden doktor olmadın, o kadar hasta varken, o hastalara kim bakacak şimdi?" denilemezse, aynen bunun gibi bir hayvan hakları savunucusuna da "neden hayvan haklarını savunuyorsun, insan hakları ne olacak peki, onu neden savunmuyorsun" diye sorulamaz. aynen meslek seçimi gibi, hatta daha da ötedir, sosyal sorumluluk benimsemek. çok yaygın bir deyişle, bu durum bir evin odaları durumudur. hayvan hakları savunucuları bir odayı, diğer sosyal sorumlulukları benimseyenler de diğer odalardan kendilerine uygun olanı seçmişlerdir. bu durumda garipsenecek, yadırganacak bir yön yok. kaldı ki, eğitim, insan hakları v.b. hususlarla ilgilenen diyelim ki 1000 kişi varsa, hayvan hakları ile bilinçli, hukuka uygun, bağırıp çağırmadan, kavga etmeden, insanları hayvan haklarına karşı irrite etmeden uğraşan insan sayısı yalnızca 1-dir.

Hayvana sahibi tarafından eziyet edilmesi - 3. yazı

kedi katli sanığı ufuk günaydının işlemekte olduğu bir başka hukuka aykırı fiil. 20.12.11 tarihli bugün de sonuçlanmayan duruşmasında belirtildiğine göre, bu, köpeği ile sokaklarda dolaşarak vahşice katledilen kedi yamuk dışındaki diğer sahipsiz sokak hayvanlarına yönelik şiddet eylemlerine devam ediyormuş.
bu olayda kendi köpeğini saldırma amacıyla kullanarak, kendi hayvanının hayatını da tehlikeye attığı için (köpek dövüşlerinde bile kullanıyor olabilir, içinde hayvanlara karşı bu kadar yoğun nefret ve saldırganlık barındıran birinden bu da beklenir) h.k.k. m. 24 gereği, kendi hayvanına karşı h.k.k. m. 14-de yasaklanan eylemleri işlediği için, bulunduğu il izmir olduğundan, izmir il çevre ve orman müdürlüğünün bunun köpeğine el koyarak zavallı hayvanı kurtarması ve buna idari para cezası vermesi ve de bir daha evcil sahiplenmesinin yasaklanması gerekmektedir.
ilgili kanun hükümleri yukarıda belirttiğim bu üç yaptırımın uygulanmasını gerektirmektedir.

ek: bu arada bunun 5. duruşması yine sonuçlanmamıştır, 6. duruşması 31.01.12 tarihine ertelenmiştir.

Hayvana sahibi tarafından eziyet edilmesi - 4. yazı

hayvan hakları savunucularının, hayvanseverlerin veya sadece hayvan haklarına duyarlı şahısların, sahipsiz sokak hayvanları sorunlarına, sahipsiz olmaları sebebiyle daha fazla önem vermeleri ve onların hakları için uğraşmaları nedeniyle, sahipli hayvanların bizzat sahibi tarafından eziyet görmesi - bizlere göre suçu, kanun koyucuya göre maalesef - kabahati- hususu genelde ihmal edilir ki, bu hususa da şahsen ben son derece önem vermekteyim. bu nedenle daha önce de belirttiğim gibi sahipli olmasına rağmen sahibi tarafından eziyet edilen zavallı hayvanların görülmesi halinde mutlaka il çevre ve orman müdürlüğüne açık adres verilerek ihbar edilmesi ve hayvancıkalrın kurtarılmasının sağlanması gerekmektedir.
maalesef, en son hayvan hakkı ihlali haberi hayvan hakları savunucuları bizleri derin üzüntü ve dehşet içinde bırakmış, insanoğlunun vurdumduymazlığı, ihmalkarlığı ve merhametsizliği karşısında endişelere garketmiştir. şöyle ki, manisa'da bir merhametten nasibini almamış bir şahıs kiracısı olduğu evi boşaltırken kendisine ait iki köpeği iki farklı balkonda kaderine terkederek, aç susuz bırakıp gitmiş, çevredeki "insan"lar da maalesef büyük bir ihmalkarlık örneği sergileyerek bu köpeklerin göz göre göre açlık ve susuzluktan ölmekte olduklarını görmesine rağmen ilgili makamlara olayı haber vermemiş ve böylece zavallı hayvanların açlık ve susuzluktan ölmelerine sebep olmuşlardır. bu olayda hem köpeklerini ölüme terkeden "insan"a, hem de köpeklerin ölümüne bile bile göz yuman "insan"lara daha önce de belirttiğim yaptırımlar uygulanacaktır. en azından evden giderken köpekleri kendi başlarının çaresine bakabilmeleri için en basitinden sokağa bırakabilecekken, bilerek ölüme terkeden bu zalim şahsa yaptırımların uygulanabilmesi için manisa il çevre ve orman müdürlüğüne kendi imzanızla dilekçe, faks, email gönderebileceğiniz gibi aşağıdaki linkte matbu dilekçeyi de bilgilerinizi eklemek suretiyle gönderebilirsiniz.
önemli!!! söz konusu linkteki resimler kalp hastaları, sinir ve ruh sağlığı bozuk ve reşit olmayanlar için uygun değildir! söz konusu resimlerin buzlanarak yayınlanması daha doğru bir davranış olurdu.

12 Haziran 2012 Salı

HAYVAN CİNAYETLERİ POLİTİKTİR


hayvanları koruma kanununun tck'ya alınmasına yönelik hükümet yetkilileri tarafından 1,5 yıl önce verilen sözün yerine getirilmesi geciktirildiği sürece artarak gerçekleşmeye devam edecek olan hayvana karşı işkence, şiddet, tecavüz, terk ederek intihar etmesine sebebiyet vermek, yaralama, trafikte çarpıp kaçma gibi bilumum, hayvan hakları savunucularına göre suç, mevcut hayvan hakları mevzuatına göre kabahatin asıl sorumlusunun politikacılar olduğu şeklinde tarafımda oluşan düşünce.

hamile köpeği döverek öldüren çocuklar


hayvanları koruma kanununun tck'ya alınmasına yönenlik hükümet yetkilileri tarafından verilen sözün yerine getirilmesi geciktirildiği sürece gerçekleşmeye devam edecek olan olayların mevcut hayvan katli, potansiyel insan katli sanıkları ve hükümlülüleridir, faillleridir.
bilindiği üzere hayvan hakları savunucularının uzun yıllardır bu uğurda verdiği mücadele, geçtiğimiz sene tuna armanın 50 gün süren oturma ve imza toplama eylemi ile yoğunlaştı, daha geniş kesime duyuruldu. söz konusu imzalar tbmm'ye bizzat tuna arman tarafından getirilip teslim edildi.

devamında bu süreçte tuna arman'a destek veren yonca evcimik, - kendisini işbitirici olması, daha pratik, çözüme yönelik söylem ve eylemlerde bulunması hasebiyle takdir etmekteyim, - egemen bağış'la görüşerek başbakanla hayvan hakları savunucuları arasında 1,5 saat sürecek önemli bir toplantı ayarlamayı ve başbakandan söz konusu hayvanları koruma kanununun tck'ya alınmasına yönelik söz almayı başardı. bu kanunun tck'ya alınması ile bu tür hayvana yönelik her türlü şiddet fiili suç olarak tanımlanacak, idari para cezası değil, adli para cezası uygulanacak ve de halihazırdaki durumun tam tersine hükümlünün sabıkasına kaydedilecektir.

son olarak uzun bir beklemeden sonra orman ve su işleri bakanı veysel eroğlu yine hayvan hakları savunucuları ve meclisteki tüm parti yöneticileri ile biraraya gelerek söz konusu değişikliğin uygulanmasına yönelik uzlaşmaya varıldığını topluma duyurdu.

buraya kadar tüm bu söylem ve eylemler muhteşem, tek sorun var, bunlar sadece sözde kalıyor, bu yasalaşma bir türlü gerçekleşmiyor. bu nedenle de bu yasalaşmanın geciktirildiği her gün bu can gibi yüzlerce can acımasızca katlediliyor, şiddet ve işkenceye maruz kalıyor.

sözlükte ve genel olarak sosyal medyadaki yaygın ve hakim eğilimin tam tersine şahsen ben sayın başbakana sempati duymakta, bir kaç istisna hariç kendisini desteklemekteyim. kendisini gözlemlediğim kadarıyla verdiği sözün arkasında duran, sözünün eri bir insan olarak tanımlayabilirim. şöyle ki, kendisi yapabileceği bir iş için söz verdiyse, mutlaka yapmakta, yapamayacağı işler için söz vermemektedir. bunu apaçık görmek mümkün.
bu nedenle önemli olan bu düzenlemeyi yapabileceğine dair sözü vermesiydi, bu sözü verdiği için mutlaka gerçekleşeceğinden ve artık canlara yönelik her türlü şiddet eyleminin tck kapsamında değerlendirileceğinden eminim. beni rahatsız eden tek konu, bu yasalaşmanın verilen sözün üzerinden 1,5 yıl geçmesine rağmen ağırdan alınması, diğer hususların yasalaşmasına verilen önemin bu konuya verilmekte yavaş davranılmasıdır. buna da anlam verememekteyim.

bir yılı aşkın süredir sözlükte bulunduğu bir süreçte en fazla vurgu yaptığım husus bu yasalaşmanın bir an önce, ivedilikle gerçekleşmesi gerektiğidir. artık bu hususta yazmaktan ben yoruldum, bu yetkililer bir kaç dakika içinde gerçekleşecek olan oylama ile bu yasalaşmayı gerçekleştirmekte takındıkları yavaş tavırdan yorulmadılar.

bu düzenlemenin yapılmamasından artık o kadar sıkıldım ve bu o kadar önemli bir konu ki, bir gün araçla başbakanın konvoyunun peşine takılıp durduğu yerde, tıpkı "bize gel, bir çayımızı iç başbakanım" diye bağıran yaşlı teyzeler gibi önüne fırlayıp "bizim bir hayvan hakları kanunu vardı, tck'ya alınacaktı, ne oldu ona???!!!" diye seslenmeyi düşünüyorum.

düşünüyorum da, maalesef medyadan hoşlanmayan biri olarak yapamayacağımı biliyorum. böyle bir eylem medyada son derece ses getiren bir eylem olacağından, toplumun ve medyanın dikkatini hayvan hakları kanununa yönlendireceğinden medyaya çıkmaktan rahatsız olmayacak bir kaç hayvan hakları savunucusu bu eylemi yapsa son derece faydalı olur.

özetle, hayvan cinayetleri politiktir!!!

yıldız tilbe'nin muhabbet kuşlarını öldürmesi

haberde sözü edilen iddia gerçeği yansıtmakta ise, bu durumda her zamanki gibi biz hayvan hakları savunucularına göre hayvana sahibi tarafından eziyet edilmesi suçunu, halihazırdaki mevzuata göre kabahatini oluşturmakta ve il orman ve su işleri müdürlüğü tarafından ilgili başlık altında belirttiğim yaptırımların uygulanmasını gerektirmektedir.
iddia doğruysa, bu durumda bu şahsın çevresindekilerin hayvan hakları hususunda bilinçli olması, bu şahsın zavallı kuşları aç susuz bırakmasının hayvana bizzat sahibinin h.k.k. madde 14-de belirtilen yasak eylemleri yapmak suretiyle eziyet etmek kabahatini oluşturduğunu bilmesi, bu korkunç olaya müdahale ederek bu aç susuz bırakılarak öldürülen canların kurtarılmasını mümkün kılardı. evcil hayvan sahibi insanların kendi hayvanına aç susuz bırakarak, döverek, tecavüz ederek v.s. şekillerde eziyet etmesine dair olaylar sanılandan çok daha fazladır. bu nedenle çevremizde evcil hayvan sahiplerinin kendi hayvanına karşı bu tür davranışlarda bulunduğundan şüphelenilmesi durumunda gecikmeksizin il orman ve su işleri müdürlüğüne şikayette bulunarak canların kurtarılması gerekmektedir.
bu hususta detaylı bilgi edinmek, ilgili şikayet mercilerini ve uygulanacak yaptırımları öğrenmek için (bkz: hayvana sahibi tarafından eziyet edilmesi)
bu yasak tüm hayvanları kapsamaktadır, kendi eşeğine tecavüz eden embesil, koyununu yumruklayan insanlık lekesi, köpeğini boş eve terk ederek def olup giden vicdansız, kendi tavşanına niyet çektiren yaratık hep bu h.k.k. madde 14 kapsamındadır. bu tür ve benzer vakalarla karşılaşılması halinde müdahale ederek, hayvanları kurtarması için müracaat edilecek olan mercii eski adıyla il çevre ve orman müdürlüğü, yeni adıyla il orman ve su işleri müdürlüğüdür.
(bkz: niyet tavşancılığının yasak olması),
(bkz: manisa'da boş eve terk edilen köpeklerin ölmesi),
kendi hayvanına adeta bir malmış gibi davranarak eziyet eden, öldüren, işkence eden şahıslara uygulanan yaptırımları adil bulmuyorsanız, bu durumda yapılması gereken hayvanları koruma kanununun tck'ya alınması sözü veren hükümet yetkililerine her yoldan baskıda bulunmak, böylece bu tür insanların tıpkı insana yönelik işlemişler gibi bu eylemlerinden ötürü daha ağır yaptırımlara tabi kalmalarını sağlamaktır.

chow chow'un da eksik kalsın be hey muhteris

hayvan hakları savunucularından, gerçek insan, iyi ve pek sevdiğim yazar perihan mağden'in, tan sağtürk'ün önce sahiplenip sonra sokağa terk ederek ihmal yoluyla, bakımsızlıktan sokakta acı bir şekilde yaşamını kaybeden köpeği kont'un acı hikayesini neslihan tunç'un haberleştirmesi üzerine öğrenerek o acıyla yazdığı, bana göre terk etmenin sonuçlarını en güzel şekilde anlatan, hayvan hakları açısından bilinç uyandırıcı ve son derece etkileyici yazısı. bir çok kez bu makaleyi link olarak belirtmiş olsam da entrylerimde, link 21.08.2007 tarihli radikal gazetesinde aynı başlıkla yayınlanan makale. linki de bu, başka yazılarını da okumak için: http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=230512

ek: terk edilen canlar ya bu şekilde sokaklarda çetin koşullarla başedemeyerek hayatlarını kaybediyorlar yada çoğunlukla olduğu gibi terk edildikleri sokak ve barınaklarda bilerek isteyerek ölümü seçiyor ve intihar ediyorlar.
(bkz: terk edilen hayvanların intihar etmesi)

29 Mayıs 2012 Salı

Merve Büyüksaraç


habertürk'te esin övet'le serdar turgut'un sunduğu alt üst muhabbetler diye bir programa katılarak survivor gibi, az ünlülerin ucundan kenarından ün yakalamak, birazcık tanınmak uğruna "azıcık ün, abiiii..." yakarışlarıyla katıldıkları anlamsız programa katılacak olmasına yönelik yine aynı orantıda anlamsız açıklamalarda bulunan, bu boş sohbet sırasında "arkadaşımın 80 cm. uzunluğundaki yılanına bir ara ben bakıyordum, canlı hamster ve kobay faresi ile besliyordum onu, hamster çok tüylü, o iyi olmuyor yılan için, bu yüzden daha fazla kobay faresi ile besliyordum, çünkü o tüysüüüz, keh keh keh..." gibi her makul, normal ve orta zekalı insanı dehşete düşüren, akla durgunluk veren cümleler sarf edecek kadar hayvan haklarından bihaber, yılanları canlı hayvanlarla besleyerek, hayvanlara eziyet edecek kadar hayvanlara karşı duyarsız, bu yönüyle de hayvan hakları savunucuları olarak kınadığımız manken.
hamster, kobay faresi, guinea pig, kemirgen türünden olmasa da kemirgen kategorisinde değerlendirilen tavşan gibi evcil hayvanları kedi, köpek, kuş gibi seven ve besleyen, uğruna ölecek kadar çok seven, evladından ayırmayan milyonlarca insan var, hayvan haklarından bihaber manken...
kıh kıh kıh güle güle, kahkahalarla yılanı bu canlılarla nasıl beslediğini anlatırken onların da senin gibi canı olduğu, canının acıdığı, eziyeti, işkenceyi hak etmedikleri aklına geldi mi? gelse zaten yapmazdın ve de anlatmazdın böyle neşe içinde değil mi?

bu ünsüz, ünlü olmaya çalışan manken gibi hayvan haklarından bihaber, hayvanlara karşı duyarsız milyonlarca şahıs olduğundan ötürü hayvan hakları bir milim bile ilerleyemiyor, yerinde sayıyor. bu tür şahıslar hayvanlara yaptıkları işkenceleri neşe içinde anlatmaya devam ederken, işkence ile elde edilen kürkleri alıp giyerken, hayvan deneylerine göz yumarak hayvan deneyi yapan firmalardan alış veriş yapmaya destek verirken hayvan haklarının ilerlemesi çok daha zorlaşıyor. bu şahsın açıklamaları karşısında dehşete düşerken, şunu da fark ettim, insanların hayvan haklarına yönelik bilinçlenmesi hayvan haklarının gelişmesi açısından en büyük öneme sahiptir.
hayvanları koruma kanunu madde 14/a gereği merve büyüksaraç isimli bu şahsın yaptığı davranış, milyonlarca insan tarafından evcil hayvan olarak beslenen, hamster, kobay faresi gibi hayvanlara canlı canlı eziyet etme suretiyle öldürme eylemini oluşturmakta ve bu yönüyle ilgili kanun maddesine aykırılık teşkil etmektedir. hayvana eziyet ve işkence etmek ilgili kanun maddesi ile yasaklanmıştır. bu durumda istanbul il orman ve su işleri müdürlüğü'nün bu yaptığı vahşeti itiraf eden bu mankene h.k.k. madde 14/a-ya aykırılıktan h.k.k. madde 28 gereği idari para cezası uygulaması gerekecektir.
yeni yapılacak olan ve tbmm gündeminde bulunan yasayla, hayvanlara yönelik bu tür işkence, eziyet ederek öldürme gibi eylemler t.c.k. kapsamına taşınacak ve bu tür durumlarda idari para cezası değil, daha ağır yaptırımlar olan adli para cezası ve hapis cezası uygulanacak ve de bu suçlar tıpkı insana yönelik işlenen suçlar gibi sabıkaya işlenecektir.

normalde haber kanalı olarak habertürk'ü tercih etmekteyim. sunucularının duraksamadan konuşmaları, program çeşitliliği v.s. açısından beğeniyorum bu haber kanalını, öyle ki, diğer haber kanallarına göz atmak istediğimde duraksaya duraksaya, deniz baykal ve mesut yılmaz gibi uzun eslerle konuşan habercileri görünce apar topar habertürk'e geri dönüyorum. ama, bu tür hayvan haklarına aykırı bir konuşmaya sunucu esin övet'in de katkılarıyla (kuyruğundan tutup da mı atıyordun hamsterları, keh keh keh, nasıl yapıyordun? hi h hi şeklinde) büyüyen bu anlamsız "hayvana şiddet nasıl yapılır?" temalı programa yer verdikleri için bu haber kanalındaki yetkilileri kınıyorum. çok verimsiz ve anlamsız ve de magazinel olduğu için izlemeyi tercih etmediğim ve de habertürk'e yakışmayan bu programa son vermelerini dilerim.