12 Haziran 2012 Salı

hamile köpeği döverek öldüren çocuklar


hayvanları koruma kanununun tck'ya alınmasına yönenlik hükümet yetkilileri tarafından verilen sözün yerine getirilmesi geciktirildiği sürece gerçekleşmeye devam edecek olan olayların mevcut hayvan katli, potansiyel insan katli sanıkları ve hükümlülüleridir, faillleridir.
bilindiği üzere hayvan hakları savunucularının uzun yıllardır bu uğurda verdiği mücadele, geçtiğimiz sene tuna armanın 50 gün süren oturma ve imza toplama eylemi ile yoğunlaştı, daha geniş kesime duyuruldu. söz konusu imzalar tbmm'ye bizzat tuna arman tarafından getirilip teslim edildi.

devamında bu süreçte tuna arman'a destek veren yonca evcimik, - kendisini işbitirici olması, daha pratik, çözüme yönelik söylem ve eylemlerde bulunması hasebiyle takdir etmekteyim, - egemen bağış'la görüşerek başbakanla hayvan hakları savunucuları arasında 1,5 saat sürecek önemli bir toplantı ayarlamayı ve başbakandan söz konusu hayvanları koruma kanununun tck'ya alınmasına yönelik söz almayı başardı. bu kanunun tck'ya alınması ile bu tür hayvana yönelik her türlü şiddet fiili suç olarak tanımlanacak, idari para cezası değil, adli para cezası uygulanacak ve de halihazırdaki durumun tam tersine hükümlünün sabıkasına kaydedilecektir.

son olarak uzun bir beklemeden sonra orman ve su işleri bakanı veysel eroğlu yine hayvan hakları savunucuları ve meclisteki tüm parti yöneticileri ile biraraya gelerek söz konusu değişikliğin uygulanmasına yönelik uzlaşmaya varıldığını topluma duyurdu.

buraya kadar tüm bu söylem ve eylemler muhteşem, tek sorun var, bunlar sadece sözde kalıyor, bu yasalaşma bir türlü gerçekleşmiyor. bu nedenle de bu yasalaşmanın geciktirildiği her gün bu can gibi yüzlerce can acımasızca katlediliyor, şiddet ve işkenceye maruz kalıyor.

sözlükte ve genel olarak sosyal medyadaki yaygın ve hakim eğilimin tam tersine şahsen ben sayın başbakana sempati duymakta, bir kaç istisna hariç kendisini desteklemekteyim. kendisini gözlemlediğim kadarıyla verdiği sözün arkasında duran, sözünün eri bir insan olarak tanımlayabilirim. şöyle ki, kendisi yapabileceği bir iş için söz verdiyse, mutlaka yapmakta, yapamayacağı işler için söz vermemektedir. bunu apaçık görmek mümkün.
bu nedenle önemli olan bu düzenlemeyi yapabileceğine dair sözü vermesiydi, bu sözü verdiği için mutlaka gerçekleşeceğinden ve artık canlara yönelik her türlü şiddet eyleminin tck kapsamında değerlendirileceğinden eminim. beni rahatsız eden tek konu, bu yasalaşmanın verilen sözün üzerinden 1,5 yıl geçmesine rağmen ağırdan alınması, diğer hususların yasalaşmasına verilen önemin bu konuya verilmekte yavaş davranılmasıdır. buna da anlam verememekteyim.

bir yılı aşkın süredir sözlükte bulunduğu bir süreçte en fazla vurgu yaptığım husus bu yasalaşmanın bir an önce, ivedilikle gerçekleşmesi gerektiğidir. artık bu hususta yazmaktan ben yoruldum, bu yetkililer bir kaç dakika içinde gerçekleşecek olan oylama ile bu yasalaşmayı gerçekleştirmekte takındıkları yavaş tavırdan yorulmadılar.

bu düzenlemenin yapılmamasından artık o kadar sıkıldım ve bu o kadar önemli bir konu ki, bir gün araçla başbakanın konvoyunun peşine takılıp durduğu yerde, tıpkı "bize gel, bir çayımızı iç başbakanım" diye bağıran yaşlı teyzeler gibi önüne fırlayıp "bizim bir hayvan hakları kanunu vardı, tck'ya alınacaktı, ne oldu ona???!!!" diye seslenmeyi düşünüyorum.

düşünüyorum da, maalesef medyadan hoşlanmayan biri olarak yapamayacağımı biliyorum. böyle bir eylem medyada son derece ses getiren bir eylem olacağından, toplumun ve medyanın dikkatini hayvan hakları kanununa yönlendireceğinden medyaya çıkmaktan rahatsız olmayacak bir kaç hayvan hakları savunucusu bu eylemi yapsa son derece faydalı olur.

özetle, hayvan cinayetleri politiktir!!!