hayvan hakları benim insan değerlendirmede mihenk taşım. her insanı hayvanlara yaklaşımı ile değerlendiririm. hayvanları seven, haklarını savunan gerçek insanlar veya sevmese de eziyet etmeyenler bir tarafta, hayvanları sevmemekle kalmayıp, onlara eziyet eden hayvan düşmanları bir tarafta kalır.
dini değerleri benimseyen, inançlı bir hayvan hakları savunucusu olarak tarafım için temel unsur hayvanlara yönelik yaklaşımdır bir insanı olumlu veya olumsuz olarak kıymetlendirmede.
şöyle ki, toplumdaki yanlış bilgi nedeniyle gusül abdestini bozduğuna inanılan köpeklerin, biraz sevgi ve yiyecek için sevgiyle yaklaştığı camiden çıkan ve bu köpekleri uzaklaştırmak için elindeki asayı köpeklerin beline indiren "dede"ye aynı muamelede bulunmamaktan beni yalnızca bu tür bir davranışın günah ve suç olması alıkoyar. yoksa hayvanlara eziyet edenleri aynı eziyete tabi tutmak gibi bir potansiyel barındırmaktayım şahsen kendi içimde. günah ve suç gibi iki temel kavramı benimsemiş olmasam hayvan katilleri, tecavüzcüleri gibi hayvan düşmanları için gayet caydırıcı düşünceler var zihnimde, sırf bu iki unsur nedeniyle eyleme dökemediğim ve dökmeyeceğim.
ayşe arman hakkında yine ahlaki değerlerime aykırı yazıları nedeniyle bir antipati beslemekteydim. ta ki, tevafuk eseri olarak bir tavşanı kurtarıp sahiplendiğine ve onun için neler yaptığına dair yazılarına denk gelene kadar. hayvan hakları söz konusu olunca benim için akar suların durması sebebiyle bu bayan hakkında tüm olumsuz düşüncelerim silindi ve tavşanı hımm'la ilgili tüm yazılarını bulup okumaya başladım.
bu tavşancığı nasıl kurtardığına dair bir yazısını buraya alıntılayacağım daha fazla insana ulaşabilmesi için.