tavşan hastalıkları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
tavşan hastalıkları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

7 Kasım 2015 Cumartesi

TAVŞAN HASTALIKLARI - TOKSOPLAZMA

yapılması gereken bu: tavşan tavşanla yaşar, kedilerle değil!
tavşanlar gibi küçük hayvanların hastalıklardan korunması, tedavi edilmelerinden daha kolaydır. tavşan hastalıkları alanında bilgisiz veteriner hekimler sebebiyle her gün çok sayıda tavşan yaşamını kaybediyor, vet. hekim hatası ile kaybedilen bu canlar geri getirilemiyor, sadece candostlarına büyük bir acı bırakmış oluyorlar. tabi ki, vet. hekim hatasıyla evcil hayvanın kaybedilmiş olması durumuna karşı mutlaka sitede belirttiğim hukuki yolların takip edilmesi gerekmektedir. 
tavşanlar konusunda uzman biri olarak sıklıkla hastalıklarına dair bilgi vermekteyim bu sitede. şimdi de devam etmekteyim:
TOKSOPLAZMA
tavşanlarda sık görülen hastalıkların başında toksoplazma gelmektedir. toksoplazma kedilerden bulaşan bir hastalık olup, tavşanlar için ölümcüldür. daha önce de defalarca belirttiğim üzere tavşanlar gibi hassas, temiz, kolayca hastalanabilen canlar asla ve kata kedilerle birlikte tutulmamalıdır. özellikle sokağa çıkan, çiğ etle beslenen, balkona çıkarak güvercinlerin bıraktıkları kalıntılarla temas eden kedi ile yaşamaktaysanız, tavşan sahiplenmeyin, sahiplenmek durumunda kalırsanız da asla biraraya getirmeyin, zira aynı kum kabını kullanmaları halinde kedinin kum kabında bıraktığı dışkıyla temas eden tavşan devamında ellerini, ayaklarını yalamakta ve böylece toksoplazma gibi ölümcül virüsü vücuduna almaktadır. 
bu yüzden tavşan ve kediyle birlikte yaşamak istiyorsanız, bu iki canı asla biraraya getirmeyin, farklı alanlarda tutun. 
toksopolazma tavşanlarda tedavisi olmayan bir hastalıktır, aşısı da yoktur, bu mutlak ölüme sebep olan hastalıktan tavşanınızı korumak için tek çare kedilerle temasını önlemek, bahçeye, sokağa, parka çıkartmamaktır. zira toksoplazma virüsünün bir diğer konakçısı/taşıyıcısı/kaynağı da güvercinlerdir. 
tavşanlarda toksoplazma belirtileri:
-iştahsızlık,
-el ve ayaklarda uyuşma, 
-hareketsizlik,
-vücudun çeşitli bölgelerinde ele gelen kistler,
-boğaz ve boyun kısmında belirgin kist,
-yutkunmada zorluk,
-alt dudağın aşağıya doğru çekilmesi, alt dişlerinin görünür hale gelmesi,
-sık solunum,
-yürürken topallama, özellikle boğazdaki kist nedeniyle ön kollarını yere basamama,
-boğazdaki kist nedneiyle başın belli bir tarafa eğilmiş olması - tavşan başını kistin bulunuğu bölgeye göre sağa veya sola doğru eğerek oturur, en belirgin özellik budur. 
ÖNEMLİ! tavşan hastalıklarından birisi olan CUNİCULUS'ta da tavşan başını sağa veya sola eğerek oturur! ancak önemli fark budur: boğaz ve boyunda ödem olup olmaması.
TOKSOPLAZMA'da boğaz veya boyunda ele gelen, gözle görülen belirgin bir ödem - kist vardır. CUNİCULUS'ta ise tavşan yine başını sağa veya sola eğerek oturur, ancak boğazda/boyunda sözüedilen bu kist/ödem/şişlik görülmez, bulunmaz. 
toksoplazmaya yakalanan tavşan 2-8 gün arasında yaşamını kaybeder. 
belli bir tedavi programı uygulansa bile genellikle hiçbir şekilde olumlu sonuç vermez, tavşan yaşamını kaybeder. 
sahiplendiğimiz canlardan onlar adına karar veren, her türlü sorumluluklarını üstlenen bizler sorumluyuz, bu nedenle asla ve kat'a tavşanlarınızı kedilerle bir arada tutmayın! sokağa ve bahçeye çıkartmayın, güvercinlerin dışkılarının bulunduğu balkonlara da çıkartmayın, ayrı odalarda tutun, tavşanlar ayrı bir odada, kediler ayrı bir odada bulunsun. 
tavşanlar kedi ve güvercin dışkılarından toksoplazma virüsü kaparlar ve tedavisi bulunmayan bu hastalık nedeniyle yaşamlarını kaybederler, TAVŞANLARINIZI GÜVERCİN VE KEDİLERDEN UZAK TUTUN! BU ÖLÜMCÜL HASTALIKLA ACI ŞEKİLDE YAŞAMLARINI KAYBETMELERİNE SEBEP OLMAYIN!

27 Ocak 2015 Salı

YUVA ARAYAN TAVŞANLAR - ÖNEMLİ/ÖNCELİKLİ İLAN


"Sahiplendirme Sözleşmesi ve Evde Bakım Şartı İle Bonibon + kuzucuk yuva arıyor...
Gerekli,ilgi ve bakımı gösteremediğimiz için;
27 Ağustos 2012 doğumlu
KISIRLAŞTIRILMIŞ erkek
Hollanda Lop Tavşanımızı Bonibonu...
Mayıs 2013 doğumlu
Dişi,boni ile uyumlu
Wc eğitimli Aslanbaş tavşanımızı Sahiplendirmek istiyoruz...
Bonibon da ( siyah,beyaz olan) Wc eğitimi olan,Kemirme huyu kesinlikle olmayan bir can...Hatta bu yüzden diş uzama problemi yaşamaktadır ve düzenli 10-15 günde 1 ön dişleri kesilmelidir..
Yer: Kocaeli/ Gebze - İstanbul
İletişim: "




















29 Mayıs 2014 Perşembe

tavşan hastalıkları

http://www.morfz.com/rx/drugcalc.html
tavşan ilaçlarına yönelik daha önce vermiş olduğum linkin gitmesi üzerine yenisini bularak ekledim.
son bir aydan itibaren tavşanlara ilişkin konulara ağırlık vermeye başlamış olmam hasebiyle, tavşan sağlığını yakından ilgilendiren her tavşan dostunun bilmesi ve üzerine bilgilenmesi gereken çok sayıda diğerlerini de bu başlık altına ekleyeceğim hastalıklardır aynı zamanda.

ilaveten yine tavşan sağlığını yakından ilgilendiren tavşan beslenmesi, davranışları ve bakımına dair konuları da ayrı bir başlık altında ekleyeceğim inşallah. tavşan beslenmesinde son derece önemli bir yer tutan tavşan yemleri de ayrı bir başlık olarak yer alacak ve ilgili başlık altında tüm tavşan yemleri hakkında detaylı bilgi vereceğim allah (c.c.)ın izniyle.


9 Eylül 2013 Pazartesi

ayşe arman - tavşan sevgisi - tavşan hımm




bir tavşansever olarak kendisinin bir tavşanın kurtarılmasına vesile olduğunu, ülke değiştirirken canı terk etmekten kaçınarak, büyük zorluklarla getirtmesine ve genel olarak bu tavşana karşı yoğun sevgi beslemesine dair yazılarını fark edip okuyunca hakkında tüm olumsuz düşüncelerimin olumluya çevrilmiş olduğu tavşansever insan. 

ilgili entry'lerde belirttiğim nedenlerle kendisini okumamaktayım zira yazdığı hemen hemen hiç bir konuyla ilgilenmemekteyim. ilgimi çekebilecek kadın ve çocuk haklarıyla ilgili somut olayları ise çok fazla abartıp, magazinleştirmesi, daha fazla okunmak adına gereksiz detaylara girmesi, dram ve trajedilerden hit sağma çabaları hoş gelmez şahsıma. her ne kadar gerçek olayları işleyip yazsa da okurken söz konusu bu çaba ve etkenler nedeniyle sanki kurgulanmış, gerçek olmayan, samimiyetsiz ve yapaymış gibi bir etki bırakır üzerimde. 

    özetle, okumuyorum, ilgilenmiyorum kendisi ve ortaya çıkarttığı çalışmalarla. tek konu hariç - tavşan hımmm. 
    zaafım bulunan, çok fazla önem verip, sevdiğim tavşanlara yönelik duyduğu gerçek sevgi, şefkat, gösterdiği ilgi ve bunları yazdığı yazılarda açıkça hissedilen samimiyet ve sadece tavşan sevgisinden haberdar olan tavşanseverlerin anlayacağı ve içtenlikle hissedeceği o muhteşem duygu - tavşanların verdiği mutluluk hissi fark edilir tarafımdan ve son derece etkileyip duygulandırır. 

    kendisini takip etmediğim için tavşanıyla ilgili yazılarını da neredeyse her zaman, hayli uzunca süre sonra, tamamen tevafuk eseri fark eder ve okurum. sadece tavşanı hakkında yazdığı yazıları merak ettiğimden, içinde tavşan kelimesi geçen yazılarını gönderebilecek bir sistem varsa yararlanmak isterim hatta. 
      özetle, bir süre önce yine tamamen tevafuk eseri tavşanı hımmm'ın hasta olduğunu, devamında biraz iyileştiğini öğrenmiş bulundum ilgili yazılarını okuyarak. 
      candostunun hele de bu bir tavşansa hasta olduğunda hissedilenleri yakinen bilen biri olarak çok üzüldüm. 
      hımmm'a allah (c.c.) şifa versin. bol bol dua ettim ve etmeye devam edeceğim hımmm için. 
      ilaveten, (bkz: tavşan hastalıkları) başlığındaki entry'lerimde yazdığım nedenlerle tavşanlar konusunda ilgili ve bilgiliyim çok şükür. 
      yazılarında söz ettiği hastalıkları uzun süre önce yabancı bilimsel kaynaklardan araştırmış, çok sayıda makale okumuş, uygulamada başarıya ulaşan tedavileri öğrenmiştim. türkiye'de maalesef tavşanlar hususunda bilgili veteriner hekim sayısının son derece az olması hasebiyle, tavşancanlara uygun tedavi yapılmamakta ve canlar vet. hekim hataları nedeniyle yaşamlarını kaybetmektedirler çoğu zaman. 
      bu nedenle kendisine önerim çokça araştırma yapması yabancı kaynaklardan ve yurtdışından tavşan uzmanı hekimlere ulaşarak tedavi için görüş ve öneri alması.
      benim yapmış olduğum araştırmalara göre hımmm'ın hastalığında etkili iki ilaç sistemi mevcut, bunları halihazırda tedavi uygulamakta olan hekimlerine belirtmesini ve danışmasını, uygun görürlerse bu tedavilerin de uygulanmasını önermekteyim. ayrıca veteriner fakültelerinde egzotik hayvan alanında uzman hocalarla da görüşmesi yerinde ve amacauygun olur. 

      bu hastalıkta yurtdışında uygulandığı ve başarıya ulaştığı belirtilen ilaç grupları bu şekilde: (ilaç ismini doğrudan vermeyeceğim, vet. hekim bilir zaten, sadece grubu belirteceğim) kortizon (özellikle denge problemi için çok iyi, tabi tavşanlara uygun en az doz ve süre ayarlanmalı) ve enrofloksasin grubu (bu antibiyotik tavşanlar için bir çeşit kurtarıcıdır neredeyse her hastalıkta). enrofloksasin grubunda dikkat edilmesi gereken husus vet. hekimlerin tavşanlara reçete yazarken kedi ve köpek için özel ilaçları öneriyor olmalarıdır. bu ilaçlar tavşanlar için uygun değil, çünkü kedi ve köpekler için ayarlanmış bulunan enrofloksasin grubu ilaçlarının içeriğinde kemik, et ürünleri olabiliyor. tavşanlar için kemik ve et ürünleri öldürücüdür. bu nedenle sadece tavşan, kanatlı hayvan gibi canlara özel enrofloksasin ilaçları yazılmalı ve verilmelidir. sıvı halinde olur bu ilaçlar. 
      kimse bu ilaçları vet. hekime danışmadan, kendi başına vermesin asla tavşanına. mutlaka vet.e danışın, vet. uygun görür ve yazarsa, o zaman verin. uygun görmez, yazmaz ise başka bir vet.e danışın, vet. fakültesine gidin, çok sayıda hekimin görüşünü alın.


      kendisinin hımmm'la ilgili yazıları bu linklerde: http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/24401966.asp - diren hımmm başlıklı yazı

      13 Nisan 2013 Cumartesi

      TAVŞAN


      sahiplendirme ilanlarına denk geldiğimde kalbimi en çok burkan can. kendimden bile daha çok sevdiğim varlıklar bu tavşancanlardır. bilindiği üzere bu canlar maalesef kontrolün son derece düşük olduğu pet shop'larda çok uygun fiyata can değil de mal gibi satılmakta, şirinliğine ve küçüklüğüne bayılıp satın alınanlar tarafından biraz büyüyünce, etrafa iz bırakmak için çiş fırlatmaya başlayınca, o kokusuz, küçücük, siyah boncuklarını çevreye saçmaya başladıkça bir an önce elden çıkarılmaya, baştan savılmaya çalışılır.
      herkesin kendisine göre "geçerli" nedeni olur. tavşansever olmam hasebiyle özellikle bu canlara yönelik hassasiyetim bulunmakta, sahiplendirme ilanlarına denk geldiğimde veya blog'da yayınlanmak üzere gönderildiğinde özel önem ve öncelik vermekte, çok iyi bir yuva bulmaları için çaba sarfetmekteyim. belirttiğim üzere sahiplenmede/sahiplendirmede dezavantajlı grup olarak nitelediğim engelli/yaşlı/terk edilmiş canlarla, tavşan/iguana/hamster/kaplumbağa v.s. gibi kedi ve köpekler kadar önemsenmeyen, hayvan haklarını kedi ve köpek haklarından, hayvan sevgisini de kedi ve köpek sevgisinden ibaret sananlar tarafından yeteri kadar değer verilmeyen, adeta yok sayılan, benimse tam da bu nedenle ve de bu tür hayvanlara yönelik özel ilgi ve sevgim nedeniyle son derece önemseyip değer verdiğim canların sahiplendirilmesine/ilanlarının yayınlanmasına/geniş kesimlere duyurulmasına özel çaba göstermekteyim.
      özetle, bu linkte 2 tavşancan var. tavşan sevgisi bulunan, tekrar terk etmeyecek olan, ikisini ayırmadan sahiplenecek, gerçek ve bilinçli hayvanseverlere bu canları ivedilikle sahiplenmelerini öneririm: http://www.turseng.com/...n-yuva-ariyor-istanbul.html
      resim ve iletişim bilgisi linkte. bu canların güvenli, sevgi/şefkat ve ilgi görebilecekleri bir yuvaya gitmelerini dilerim. resimlerden apaçık sezilen tedirginlikleri, yere sinmeleri zaten kendilerine karşı zaafı bulunan şahsımın kalbini iyiden iyiye burkmakta, boğazımı düğümleyip, gözlerimi yaşartmaktadır.
      bu 2 cana güvenli bir ev, oda, kapalı balkon verebilecek olanlar lütfen ilanı dikkatlice ve önemseyerek incelesin ve karar verip evini açsın. evinde kedisi bulunanlar lütfen bu canlarla ilgilenmesin, tavşanlar kedilerle iyi geçinmez, tehlike söz konusu olur. ancak köpeği bulunan veya diğer canları bulunanlar bu yavrucaklara da yer açarsa çok iyi olur. sahiplenenler devamında şahsımla irtibat kurarak tavşan bakımı/beslenmesi/hastalıkları hususlarında rahatlıkla bilgi edinebilirler.

      21 Haziran 2012 Perşembe

      TAVŞAN - 7.



      bir görgüsüz giyecek diye, tek bir adet kürk manto için tam 60'ının, hatem yavuz adlı kanlı kürk ticareti uzmanının yakalayıp öldürdüğü, türkçesi başka bir ülkede bir adet yumurta almaya bile yetmeyecek kadar kötü olmasına rağmen, anlaşılmaz bir şekilde türkiye'de el üstünde tutulup, reklam ve programlar yaptırılan kürk taciri ve kürk giyen ünlülerden ivana sertin ünlülerin uğrak yeri olan, kendisine ait kürk mağazalarında sattığı, funda arar, demet akalın, bülent ersoy gibilerin giysi diye giydiği, elektrik verilmek, canlı canlı suda haşlanmak, başına vurularak öldürülmek gibi işkence yöntemleriyle öldürülerek canları ve kürkleri ellerinden alınan can.
      bu tür insanlar giyecek diye, tek bir kürk için tam olarak bu videodaki canlardan 60'ının öldürülmesi, normal ve makul ve de bir kalbi bulunan gerçek insanlar için akıl almaz ve dayanılmazdır:

      kürke hayır, kürk gerçek sahiplerine bırakılmalı, bu işkence bitmeli artık!!!
      kürk giyerek bu kanlı kürk ticaretine destek veren, toplum tarafından her açıdan örnek olarak kabul edildiklerinden, kürk giymeği özendirme gibi bir olumsuz katkıları da bulunan ve her gün binerce canın acı içinde öldürülmesine sebep olan diğerleri için (bkz: kürk giyen ünlüler)

      TAVŞAN - 6.


      ayşe arman hakkındaki tüm olumsuz düşüncelerimin değişmesine sebep olan kurtararak sahiplendiği can.
      tavşan hımm adlı bu can hakkındaki yazıyı buraya alıntılayarak daha fazla insana ulaşmasını ve tavşanların ne kadar kıymetli hayvanlar olduğunu göstermesine yardımcı olmasını hedeflemekteyim.
      alıntıdır
      "hımmmmmmmm
      ben bir şey yapmadım.
      gerçekten.
      kader ağlarını ördü.
      hem zaten ben uzun bacaklı adama değil, uzun kulaklı tavşana bakıyordum.
      ama o, bir yerlerden çıktı geldi.
      baştan anlatıyorum, olay şöyle gelişti:
      yine parkın etrafında koşuyorum-yürüyorum-koşuyorum, birinci tur bitti, tam o sırada çok acayip bir şey oldu. orada duran bir arabanın altında beyaz bir şey gördüm. kedi zannettim. benim öyle bir sürü yaralı kedi bulmuşluğum var. takılır yani gözüm. ama yok bu kedi değil, başka bir şey.
      aaaaaa bir tavşan! burada ne arıyor? hiçbir fikrim yok. ama dünyanın en uzun kulaklı tavşanı, arabanın sağ ön tekerleğinin yanında duruyor. işin fenası, yanından da vızır vızır arabalar geçiyor. yoldan karşıya geçmeye filan kalkışsa mutlaka biri ona çarpar. ona acilen yardım etmek gerekiyor. ama ürkütmeden, korkutmadan...

      * * *

      diye düşünürken...
      eğilmiş arabanın altına "pşşşşş, pşşşşş küçük tavşan gelsene" filan yaparken...
      "bitti mi? daha birinci turdaydınız" dedi bir ses.
      kafamı kaldırdım baktım.
      aman allah’ım.
      o.
      lacivert şortlu adam.
      ne yalan söyleyeyim heyecanlandım.
      kalbim neredeyse ağzımdan çıkacaktı.
      sadece "tavşan" diyebildim.
      "efendim?" dedi.
      arabanın altını gösterdim. eğildi. "şeyhlerden birinin sarayı var yakında" dedi, "bahçesinde de bir sürü hayvan... oradan kaçmış olabilir. ya da biri aldı, bakamadı, park diye buraya getirdi bıraktı!"
      tespit mantıklı geldi. "evet olabilir" dedim, içimden de ekledim: "ama bu tespitin bize bir faydası yok! sorunu çözmüyor güzelim. nereden geldiyse geldi, onu ezilmeyeceği bir yere götürmek gerekiyor!"
      "ikinci turu koşmayacak mısınız bugün?" dedi.
      deli mi ne?
      ortada bir tavşan sorunsalı var, adamın söylediğine bak.
      "onu bırakıp gidemem ki!" dedim.
      "iyi ama ne yapacaksınız?"
      "onu kurtaracağım."
      "anladım, hayvanları çok seviyorsunuz" dedi.
      bakar mısınız muhabbettin saçmalığına!
      "evet seviyorum ama mesele o değil" dedim, "ben koşmaya devam edeyim, sonra bu arabanın sahibi gelsin, arabasını alıp gitsin, bu zavallı da nereye gizleneceğini bilemesin, sonra bir arabanın altında ezilsin mi?"
      "ama bu sizin sorumluluğunuz değil ki" dedi.
      o anda bitti zaten benim için lacivert şortlu adam.
      bununla kahve-mahve de içilmez.
      belli ki başkalarını düşünmeyen bencil domuzun teki.
      "evet" dedim hemen üslubum ciddileşti, "siz devam edin koşmanıza, ben bir yol bulup onu kurtaracağım."
      "yok, beni yanlış anladın!" dedi -eğer ingilizce’de siz-sen ayrımı olsaydı, sizi temin ederim o anda sen’e geçti, gerçekten samimiydi- "madem bu kadar çok istiyorsun onu yakalamana yardım edeyim!"
      biraz yumuşadım "tamam o zaman" dedim ve kafamdaki planı anlattım:
      "ben şimdi arabamdan bir havlu getireceğim. çok dikkatli olmamız gerekiyor. onun yola doğru gitmesine engel olacağız, üzerine havlu atacağız ve onu yakalayacağız."
      "tamamdır" dedi.

      * * *

      ondan sonraki 20 dakika boyunca, lacivert şortlu adamla birlikte tavşanı yakalamaya çalıştık. dünyanın en zor işiymiş.
      bir oraya, bir buraya zıplıyor.
      biz de peşinden koşturuyoruz.
      yola gidecek, ezilecek diye de aklım çıkıyor.
      sonra... sonra... sonra...
      lacivert şortlu adam bir şekilde yakaladı onu.
      nasıl minnettarım...
      "teşekkür ederim, teşekkür ederim" deyip duruyorum.
      "hadi parkın içinde bir ağaç altına bırakalım" dedi.
      "olur mu öyle şey?" dedim, "benim arabaya koyacağız..."
      "ne yapacaksın ki bu tavşanı?" dedi.
      bu erkekler neden böyle?!
      ne demek ne yapacağım? önce veterinerine götüreceğim, bir rahatsızlığı, hastalığı var mı öğreneceğim, varsa iyileştireceğim, sonra ona bir aile bulacağım, mutlaka bu tavşanı isteyecek birileri çıkar...
      bunları düşündüğümü anlamak bu kadar zor mu?
      o ise önce "senin sorumluluğun değil, koşmana devam et, bırak kalsın arabanın altında" diyor, sonra ayıp olmasın diye ya da beni etkilemek için yakalamama yardım ediyor ama önerdiği formül şu: "hadi, ağacın altına koyalım!"
      iş bitsin, hayat devam etsin!
      "park güvenli değil ki, ona bir yuva bulmam gerekiyor."
      "sen bilirsin" dedi, benim arabaya yürüdük, tavşanı arka koltuğa koyduk, klimayı da açtım ki hayvan biraz serinlesin, kendine gelsin.
      "adın ne?" dedi.
      "ayşe" dedim.
      "türktünüz değil mi?"
      "evet... senin ki?"
      "kawa."
      aklımdan, "bu nasıl bir isim?" diye geçirdim. kızılderili midir nedir?
      "ilginç bir isim, nerelisin?"
      "kuzey iraklıyım" dedi, "ben kürdüm."
      "aa öyle mi?" dedim.
      tuhaf bir sessizlik oldu, ayakta durmuş birbirimize bakıyoruz.
      ben normalde insanlara bir sürü soru sorarım, yapmadım, muhabbetin uzamasına izin vermedim, sevgilimin hoşuna gitmeyeceğini düşündüm belki de, belki de değil öyle, o bana ikide bir lacivert şortlu bir kızdan söz etse, ne lan bu derim sonunda, sadece "teşekkür ederim" dedim.
      "ne için?" dedi.
      "yardımların için!"
      "dikkat et, arabana kaka yapmasın" dedi.
      erkeklerin kafası gerçekten başka türlü çalışıyor.
      gülümsedim, "umurumda bile değil, yapsın, temizlerim" dedim.
      "görüşürüz" dedi.
      gülümsemeye devam ettim ama "zannetmiyorum" dedim.
      arabama bindim, gittim.

      * * *

      budur.
      hikayenin devamını merak ediyorsanız, artık dünya şekeri bir tavşanımız var.
      o gün parktan sonra, yolda gördüğüm ilk hayvan kliniğine girdim, karşıma, kedim oğluş hastayken onu iyileştirmeye çalışmış irlandalı veteriner çıktı, o zaman başka bir klinikte çalışıyordu, oradan ayrılıp buraya gelmiş.
      bunu bir işaret olarak kabul ettim.
      tavşanı muayene etti, "sağlığı yerinde" dedi, bir iki gün antibiyotik vermemi istedi, gösterdi nasıl vereceğimi, sonra kuru mama verdi, bir de tavşanlarla ilgili bir kitapçık.
      alya’nın bahçedeki oyun evini, alya’nın da izniyle hımmm’ın evi haline getirdik.
      bu arada bir adı var artık, alya koydu: hımmm.
      ama necla onu basri diye çağırıyor, daha çok yakışıyormuş.
      basri hmmm, artık bizim aileden biri.
      ben zannettim ki, onu oyun evinin içinde tutabilirim.
      alakası yok, ertesi sabah baktım kendine tünel kazmış, oyun evinden kaçmış.
      şimdi ya bahçede takılıyor, çimleri yoluyor, begonvillerin altında uyuyor, ya da bizim evin içine giriyor, canı ne istiyorsa onu yapıyor anlayacağınız, bu satırları yazarken mesela kulaklarını dikmiş bana bakıyor..."
      alıntıdır.
      ayşe arman'ın hürriyet gazetesindeki yazılarından alıntılanmıştır.



      TAVŞAN - 5.

      tüm hayvanlar şirindir, bazıları daha şirindir feslefesi kapsamında hem deney, kürk, sirk, av, et, niyet hayvanı olarak kullanılarak türlü eziyetlere maruz kaldığı, h.k.k. hükümleri gereği 16 yaş altına satılmaması gerekirken çok küçük yaşlardaki çocuklara aç gözlü pet shop sahipleri tarafından satılarak, bir de hayvana sahibi tarafından eziyet edilmesi şeklinde işkencelere maruz kaldığı için en çok sevdiğim, şefkat duyduğum, türkiye'de bulunmaması hasebiyle beş yıllık planlarım dahilinde tavşan kurtarma ve rehabilitasyon bakımevi kurarak her türlü eziyete maruz kalanlarının tarafımdan kurtarılarak bu bakımevinde kısırlaştırma ve tedavi işlemlerinden sonra ücretsiz sahiplendirmesini yaparak, pet shop'ları aradan çıkarmayı hedeflediğim, en fazla hayvan hakları ihlalleri ile karşılaşan can.

      hayvan hakları benim insan değerlendirmede mihenk taşım. her insanı hayvanlara yaklaşımı ile değerlendiririm. hayvanları seven, haklarını savunan gerçek insanlar veya sevmese de eziyet etmeyenler bir tarafta, hayvanları sevmemekle kalmayıp, onlara eziyet eden hayvan düşmanları bir tarafta kalır.
      dini değerleri benimseyen, inançlı bir hayvan hakları savunucusu olarak tarafım için temel unsur hayvanlara yönelik yaklaşımdır bir insanı olumlu veya olumsuz olarak kıymetlendirmede.
      şöyle ki, toplumdaki yanlış bilgi nedeniyle gusül abdestini bozduğuna inanılan köpeklerin, biraz sevgi ve yiyecek için sevgiyle yaklaştığı camiden çıkan ve bu köpekleri uzaklaştırmak için elindeki asayı köpeklerin beline indiren "dede"ye aynı muamelede bulunmamaktan beni yalnızca bu tür bir davranışın günah ve suç olması alıkoyar. yoksa hayvanlara eziyet edenleri aynı eziyete tabi tutmak gibi bir potansiyel barındırmaktayım şahsen kendi içimde. günah ve suç gibi iki temel kavramı benimsemiş olmasam hayvan katilleri, tecavüzcüleri gibi hayvan düşmanları için gayet caydırıcı düşünceler var zihnimde, sırf bu iki unsur nedeniyle eyleme dökemediğim ve dökmeyeceğim.

      ayşe arman hakkında yine ahlaki değerlerime aykırı yazıları nedeniyle bir antipati beslemekteydim. ta ki, tevafuk eseri olarak bir tavşanı kurtarıp sahiplendiğine ve onun için neler yaptığına dair yazılarına denk gelene kadar. hayvan hakları söz konusu olunca benim için akar suların durması sebebiyle bu bayan hakkında tüm olumsuz düşüncelerim silindi ve tavşanı hımm'la ilgili tüm yazılarını bulup okumaya başladım.
      bu tavşancığı nasıl kurtardığına dair bir yazısını buraya alıntılayacağım daha fazla insana ulaşabilmesi için.

      TAVŞAN - 4.

      eziyet eden sahiplerinin ellerinden kurtarılarak, hayvan deneylerinin sonunda uyutulmayanları alınarak, niyet tavşancılığı yapan embesillerin ellerinden alınarak rehabilite merkezlerine konması ve pet shop'lardan satın alınarak değil, bu merkezlerden ücretsiz olarak sahiplenilmesi için çalışmalar yapılması gereken candostları.

      örnek 2: bir hayvan sitesinde yine sakıncalarını belirtmekte olduğum, petshopların sezgin olmayan, küçük çocuklara sorumluluklarını üstlenemeyeceği hayvanları satması ve bunun h.k.k. madde 5, fıkra 1 deki düzenlemeye açıkça aykırı olduğu, bu yaştaki çocukların hayvan edinmeden önce bu hayvanın bakımı ile ilgili eğitim programına katılarak sertifika alamayacağı kolayca anlaşılır bir durumdur. bu hayvan sitelerinde yaptığım araştırma sonucunda özellikle, hassas, bakıma muhtaç, narin hayvanlar olan tavşanların satın alındıktan kısa bir süre sonra öldükleri, hastalanan hayvanların tedavi için gerekli kuruluşlara götürülmeyerek ölüme terk edildikleri, çoğunlukla aç ve susuz bırakıldıkları için yaşamlarını yitirdikleri, hasta hayvanlarını veterinere götürmeyerek, internet sitelerinde kulaktan dolma bilgilerle kendi başlarına tedavi etmeye çalıştıkları, işkence uyguladıkları, bakımı hakkında kanunda belirtildiği gibi eğitim almadan bilgisizliklerine rağmen hayvan edindikleri için yanlış beslenme koşulları yüzünden kaybedildikleri, üzerine basılarak, kapı arasında sıkıştırılarak, v.b. şekillerde ihmal ve kasten öldürdüklerine yönelik önemli verilere ulaştım. internette bir hayvan sitesinde muhtemelen ilkokul veya ortaokul düzeyinde bir çocuğun edindiği yavru tavşanı sırf yatağına çıktığı ve çiş yaptığı için duvara fırlattığı, bir diğer gün ise, yavru tavşanı incelemek için eline aldığını tavşanın yere düşerek bacaklarını kaybettiği, büyük acılar çektiği ve çığlık atmakta olduğuna yönelik yazılarını okudum. bu tür hayvan haklarına aykırı durumların ortaya çıkmasını önlemeye yönelik önlemler almak, ortaya çıkmış olan durumların h.k.k. da öngörülen hukuki çözümler aracılığıyla giderilmesini sağlamak hem yargı, hem de yürütme organlarının görevleri arasındadır. yine kanun kapsamında petshopların denetiminin sıklaştırılması, küçük yaşta çocuklara hayvan satışının sınırlandırılması, h.k.k. 5. madde, 1, 2, 3, 4 fıkralardaki hükümlerin uygulanmasının tam ve gereği gibi gerçekleştirilmesi gerekmektedir.

      20 Haziran 2012 Çarşamba

      TAVŞAN - 2

      pet shop'larda satılan en uygun fiyatlı can olması hasebiyle çoğunlukla çoluk çocuğa oyuncak, sevgiliye hediye, kedi ve köpeğe geçiş için bir nevi antreman, "hayvan bakabilir miyim acaba" amaçlı denek tahtası olarak alınıp, bir süre sonra her hayvan gibi bu canların da bakıma, yeme, suya, veterinere ihtiyacı olduğu görüldüğünde, "bu kaka, çiş yapıyor", "tüy döküyor" gibi anlamsız, saçma gerekçelerle bir "çiftliğe", bir "kümese", "köy"e gönderilerek terk edilen can.
      tabi ki, bu belirttiklerim bu canları gerçekten sevmemiş olanların davranışlarıdır. bir canı sevdiğinde ne kabloları kemirmesi gözüne batar, ne tüy dökmesi, ne de doğal olarak kaka, çiş yapması.
      bir canı seviyorsan terk etmezsin, ne olursa olsun, hayatın pahasına bile olsa. bir can ancak sevilmemişse terk edilir.
      terk edenler hakkındaki düşüncelerim şu entryde (bkz: kedi ile köpek arasındaki farklar/@earthlings),
      terk etme eyleminin sonuçları için (bkz: terk edilen hayvanların intihar etmesi)

      her zamanki gibi bu olaylarda da kötüler varsa iyiler de var.
      örneğin, kedi yamuk'u öldüren ufuk günaydın'a karşı kediciği koruyup kollayan ahmet hüsnü arda baran var.
      ayşa köpeciğe tecavüz eden mevcut zoofil, potansiyel pedofil ş.ş.nin karşısında tülin palay elmasoğlu var.

      aynısı can dostların terk edilmesinde de geçerli.
      geçersiz, anlamsız bahanelerle canlarını terk edenlere karşılık her türlü zorluğuna katlanan, canları kurtaran, sahiplenen, ömür boyu bakan, canından bir can bilen gerçek insanlar da var.
      örneğin, köpeğini sokaklara terk ederek, ilgilenmeyip ihmalle ölümüne sebebiyet veren tan sağtürk varsa, tavşanı hımm'ı sokaktan kurtararak sahiplenen, ta dubai'dan türkiye'ye her türlü zorluğa katlanarak getiren, getiremeyecekler diye çok korkup neredeyse depresyona giren, kargosunun üzerine "çok dikkatli taşıyın lütfen, tavşanımız çok özeldir, çok korkmuştur şimdi" gibi ancak gerçek insanların içinden gelebilecek duyarlılıkla notlar bırakan gerçek insanlardan biri olan ayşe arman da var.
      http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/10160771.asp - ayşe arman'ın tavşanı hımm'ı sokaktan kurtarmasına ve sahiplenmesine yönelik anlamlı, hayvan hakları adına son derece etkileyici yazı.
      bu da tan sağtürk'ün önce sahiplenip, sonra sokağa terk ettiği canın acı dolu yaşamı ve korkunç akibetine yönelik muhteşem bir perihan mağden yazısı: http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=230512
      bir az bakınınca ayşe arman'ın neredeyse her on yazısından bir ikisinde bu çok sevdiği candan sevgiyle söz etmesi, bu cana karşı yaklaşımı, özetle, hayvan haklarına karşı duyarlılığının tarafımı çok şaşırttığını ve etkilediğini belirtmek isterim.
      bir çok hayvan hakları savunucusu gibi benim için de çok basit bir ayrım var, hayvan dostları ve düşmanları, insanları bu şekilde değerlendiriyorum. hayvan dostlarına hayvanları seven, onların rifahı ve hakları için uğraşan veya sevmese bile eziyet etmeyen insanlar (ki, onlara gerçek insan dyorum) dahildir, 2. gruba ise hayvanlara söylem ve eylemleri ile eziyet eden, zarar veren sadece insanlar dahildir.
      kısaca, tavşanlar eğer seviliyorsa mutluluktur, yaşama sebebidir, hayatın anlamıdır. pişmanlık asla değildir...
      her makul insan gibi tavşan sahipleneceklere önceden, mutlaka ama mutlaka önceden, tavşan bakımı hakkında bilgi edinmesini, ona göre sahiplenmeye karar vermesini yada vermemesini önermekteyim. asla sonradan pişman olup geri vermeyin, terk etmeyin bu hassas canları. bu canları terk etmenin her açıdan anlamı ölüme terk etmektir çünkü.

      TAVŞAN - 3.

      türkiye'de abd ve ab ülkelerinden farklı olarak tavşan kurtarma ve rehabilite bakımevinin bulunmaması hasebiyle, özellikle hayvana sahibi tarafından eziyet edilmesi durumlarında kurtarıldıktan sonra rehabilite edilip, kısırlaştırılıp, sahiplendirilmek üzere resmi bir kuruma gönderilmesi mümkün olmayan can.
      son derece hassas olan bu canların kurtarılması ve kurtarıldıktan sonra kendilerine özel rehabilite merkezine gönderilmeleri hayvan hakları adına son derece önemli bir adım olacaktır.

      h.k.k. 4. maddede yer alan diğer iki ilke “evcil hayvanlar, türüne özgü hayat şartları içinde yaşama özgürlüğüne sahiptir. sahipsiz hayvanların da, sahipli hayvanlar gibi yaşamları desteklenmelidir” ve “hayvanların korunması, gözetilmesi, bakımı ve kötü muameleden uzak tutulması için gerekli önlemler alınmalıdır” ilkesinin uygulanmasında da çok büyük güçlükler yaşanmaktadır.

      bu noktada bu iki ilkeye ve h.k.k. koruma tedbirleri bölümünde yer alan madde 5 fıkra 3.deki  düzenlemelere aykırılıklarda söz etmek gerekmektedir.

      ilk olarak, hayvan satan ticari kurumların, özellikle, petshopların bu maddeye aykırı olarak, satmak amacıyla mağazalarında bulundurdukları hayvanların bakımını gerektiği gibi sağlamamakta, bu hayvanları oldukça kötü koşullarda bulundurmaktadırlar. bu da kanunla belirlendiği şekilde eğitim programlarına katılarak sertifika alma yükümlülüklerini yerine getirmediklerinin göstergesidir.
      bu mağazalarda hayvanlar kanunla belirtildiği gibi doğalarının gerektirdiği koşullarda değil, çok küçük kafeslerde ve üst üste yığılmış şekilde bulundurulmaktadırlar. özellikle, sadece maddi kazanç ve menfaatlerini göz önünde bulundurmakta ve son derece hassas yapıdaki, dikkatli bakım gerektiren hayvanları mesela tavşanları, bunların bakımını sağlayamayacak küçük yaştaki, bu sorumluluğu üstlenemeyecek bilinç düzeyindeki kişilere satmaktadırlar. bilindiği gibi bu hayvanlar maalesef, alındıktan kısa süre sonra ölmektedirler. yine, h.k.k. madde 5te belirtildiği gibi bir hayvanı sahiplenmeden önce bakımının gerektirdiği yaygın eğitim programına katılarak bir hayvanı sahiplenilmesinden bu koşullarda söz bile edilememektedir. hayvan koruma kanunu gereği, devletten bu hizmetleri karşılığında maddi destek alan gönüllü şahıs ve kuruluşların, hayvan koruma derneklerinin, resmi kurumların, belediyelerin, il idarelerinin bakılmakta olan sahipli hayvanların işkence gördükleri, aç susuz ve bakımsız bırakıldıkları, yaşam haklarının sınırlandırıldıkları ve bu gibi hayvan koruma kanununa aykırılık oluşturacak durumlarda söz konusu hayvan sahibine yaptırım uygulanmakla birlikte hayvanın da sahibinin elinden kurtarılarak bu durumlar için öngörülen hukuki sürecin işletilmesi ve hayvanın barınağa verilmesinin temin edilmesi gerekmektedir. günümüz koşullarında bu düzenlemenin de teoride kaldığının ve uygulamaya geçilmediğini, hayvan sahiplerinin takip edilmediğini ve bu şekilde sahipli hayvanların yaşam haklarının tehlikeye atıldığı açıkça ortadadır. halbuki, özellikle, bilinç düzeyi ve farkındalığı yüksek bir toplum oluşturulmak, toplumun hayvan hakları konusunda eğitim verilmek suretiyle bilgilendirilmesinin sağlanması yoluyla, bu durumların ihbar edilmesi sağlanabilir, bu şekilde söz konusu bu hayvanlar kurtarılarak kanun gereği yaptırımlar uygulanabilir, kanunun öngördüğü düzenlemeler hayata geçirilebilir. ikinci olarak, internetin çok geniş bir kesimde yaygın olarak kullanılması hasebiyle bu yolla da yukarıda sözü edilen durumdaki hayvanlar tespit edilebilir, takip edilerek, kurtarılabilir. örneğin, bu durumdan sorumlu olan şahıs ve kurumlardan yetkili ve ilgililerin hayvan sitelerine üye olunmak suretiyle buradaki forumlarda gerçekleştirilen konuşmalar takip edilebilir, gerektiği zaman irtibata geçilerek hayvanlarına işkence eden, şiddet uygulayan, bakımını sağlamayan, aç susuz bırakarak hayvan koruma kanunu ile düzenlenmiş hayvan haklarını ihlal eden şahıslar belirlenerek, bu kişilerin forum yöneticisinden ilgili makamlar adına ip adresleri alınarak hukuk yoluna gidilebilir ve hayvanları ellerinden alınmak suretiyle yaşamları kurtarılabilir. bu hususun önemi çok açıktır. bu çalışmayı hazırladığım dönemde çok sayıda pet sitesinde yaptığım araştırmalarda karşıma çıkmış olan, belirteceğim örneklerde de görüleceği üzere, bu şekilde bir takip son derece verimli sonuçlar ortaya çıkaracaktır.

      TAVŞAN -1.


      hem türkiye'de, hem de dünyada, kedi ve köpeklerden sonra en fazla beslenen hayvan olmasına rağmen, türkiye'de maalesef davranış, bakım, beslenme, en önemlisi ise hastalıkları hakkında bilgi edinebilmek için hemen hemen hiç bir kaynak bulunmayan, bana göre yer yüzündeki en muhteşem varlık.
      tavşan hastalıkları hakkında türkçe yazılmış bildiğim kadarıyla tek kaynak ankara üniversitesi veteriner fakültesi öğretim üyelerinden prof.dr. arif kurtdede-e ait 80 sayfalık bir kitap olan tavşan hastalıklarıdır.
      tavşanlar hakkında temel bilgileri içeren türkiye'den bir site için: http://www.tavsan.org sitesine bakılabilir.
      hem tavşan sahiplerinin, hem de tavşan sahiplenmek isteyenlerin tavşan beslenmesi, davranışları, vücut dili v.s. hususlarında bilgilenmek için bu sitedeki temel bilgilerden yararlanmalarını öneririm. daha fazla bilgi edinmek isteyen tavşan dostları veya potansiyel tavşan dostlarının özellikle google'da tavşanlar hakkında - davranış, bakım, beslenme, hastalıklar v.s. - ingilizce verilere ulaşma olanağı vardır.
      bu site aslında site sahibinin topi diye çok tatlı, şu anda 8 yaşında olan* tavşanı için açılmış. türkiye gibi tavşan hastalıkları alanında bilgi sahibi olan veteriner bulmanın imkansız olduğu bir ülkede 8 yaş bir tavşan için* çok iyi bir yaş. inşallah, çok daha uzun ömürlü olur sevgili topi.
      topi 2004 yılında sitenin sahibi tarafından niyet tavşancılığı yapan bir embesilden alınmış okuduğum kadarıyla.
      (bkz: niyet tavşancılığının yasak olması)
      bu topi'cik için sahibi bir de blog açmış, topi'nin maceraları paylaşılıyor bu blog'da. http://tavsanorg.blogspot.com/
      özetle, tavşanlar gibi hakları en fazla ihlal edilen, en çok eziyeti gören, maalesef çoğu hayvan hakları savunucusunun bile hayvan haklarından anladğı kedi ve köpek hakları olduğundan, her alanda ve her daim eziyete maruz kalan canların aslında kedi ve köpek gibi pet hayvanı olduğunu görmek için, bu canlar hakkında daha fazla bilgi edinmek için bu iki siteyi öneririm.
      tavşanlara yapılan eziyetlerle ilgili olarak;
      hayvan deneylerinde uygulanan testler
      kürk giyen ünlüler
      niyet tavşancılığının yasak olması
      pet shop
      hayvana sahibi tarafından eziyet edilmesi
      önemli: hayvanları can değil, ticari mal olarak gören pet shop'larda, yasak olmasına rağmen 16 yaş altındaki çocuklara, fiyatlarının uygun olması hasebiyle adeta oyuncak gibi satılan ve iyi bakılmayarak çok kısa zamanda hayatlarını kaybeden tavşanların haklarını korumak için, tavşan sahiplenmek isteyenlerin pet shop'ları tercih etmemesi gerekmektedir.
      tavşan sahiplenme ile ilgili ne yapılabilir?
      1. çeşitli pet sitelerinde ücretsiz olarak sahiplendirilmek istenen tavşanlar sahiplenilebilir.
      2. deney hayvanı olarak kullanıldıktan sonra çoğunluğu uyutulsa da, bazı deneylerde (çene, diş, bacak ameliyatları v.s. gibi öldürücü olmayan deneyler) öldürülmeyen tavşanlar sahiplenilebilir.
      3. maalesef, çiftliklerde üretilen tavşanların yeni doğanları arasından dişiler damızlık amacıyla ayrılmakta, erkek tavşanlar ise eliminasyona tabi tutulmaktadır. bu tür tavşan çiftlikleri ile görüşülerek yeni doğan erkek tavşanların öldürülmeyip ücretsiz olarak sahiplendirilmesi sağlanabilir.
      4. ab ve abd'de çok sayıda tavşan kurtarma ve rehabilitasyon merkezi olmasına rağmen türkiye'de bir adet bile bulunmamaktadır. türkiye'de de tavşan kurtarma ve rehabilitasyon merkezi kurulmalı ve kötü koşullardan kurtarılan tavşanlar, tıpkı kedi ve köpekler gibi kısırlaştırılıp, rehabilite edilerek sahiplendirilmelidir.
      özellikle kanada ve abd'de tavşan kurtarma ve tavşanların rehabilitesi ve de rehabilite edilen tavşanların ücretsiz sahiplendirilmesine ilişkin tüm dünyaya örnek olması gereken çalışmalar için link: http://www.rabbitrescue.com/beforeyoubuy.html

      daha sonraki entrylerimde uzmanlık alanında hayvan hakları mevzuatı da bulunan bir hukukçu olarak, hayvan hakları ihlalleri ile ilgili hukuki danışmanlık yaparken ve hayvan hakları ihlalleri ile ilgili hukuki çalışmamı hazırlarken karşılaştığım, tavşanlarla ilgili hak ihlalleri ve neredeyse uzmanlık alanım haline gelen tavşan hastalıkları ile ilgili bilgiler vermeye devam edeceğim. maalesef, türkiye'de veterinerler kedi ve köpek hastalıkları alanında uzmanlaşmayı tercih ettiklerinden (kedi ve köpeklerin sayıca çok olmaları sebebiyle, kısaca daha fazla gelir elde edebilmek için), karşılaştığım çok sayıda olayda, ya veteriner hatası nedeniyle tavşan kaybedilmiş, yada yetersiz bilgi nedeniyle tedavi edilememiştir. yapılacak yasal düzenlemelerle, veteriner fakültelerinde her alanla ilgili uzmanlaşmanın zorunlu hale gelmesiyle bu sorunlar ortadan kalkacak, tavşan sahipleri de veteriner hataları nedeniyle tavşanlarını kaybetmeyecek, hastalıklar karşısında çaresiz kalmayacaktır.
      not: bu arada hem blog'da, hem de sitede bulunan topi resimleri muhteşem.

      18 Haziran 2012 Pazartesi

      Tavşan hastalıkları - 4. yazı


      veteriner olmayanlar tarafından önerilerde bulunmanın veteriner olanları rahatsız etmiş olduğu hastalıklar.
      veteriner olanların ne kastettiğini anlıyorum, hayvanların yararına bir eylemde bulunmak isterken zarar vermek söz konusu olabilir tedavi yöntemi önerirken. açıkçası ben de başlığı açmadan önce bu hususu çokça düşündüm. yalnız, türkiye'de tavşan hastalıklarına yönelik bilgi sahibi olmadıklarını açıkça belirtmekten çekinmeyen, hasta tavşanı tedaviden kaçınan veterinerlerin sayısının azımsanmayacak kadar çok olması hasebiyle, gerekli uyarılarda bulunarak başarıya ulaşmış tedavileri aktarmayı hayvan hakları adına yararlı buldum.
      özetle, "veterinere gitmeye gerek yok, hiç masraf yapmayın, işte size tedavi yöntemi bu, bunu yapın" denmesi ve hasta yakınının hastasını vet.e götürmeyerek söz konusu öneriyi uygulaması durumunda hukuki sorumluluk söz konusu olur. ancak, ben hayvan hakları mevzuatında uzman bir hukukçu olarak mesleğimi yaparken çeşitli otopsi raporları, vet. görüşleri, yanlış ve doğru tedavi yöntemlerine yönelik çok geniş bir bilgi ve deneyime sahip oldum, bu nedenle türkiye'de tavşan uzmanı vet. bulma zorluğu yaşandığı için tavşanını kaybetmemeleri adına tavşan sahiplerine bu bilgilerle yardımcı olmayı amaçladım. buna göre, mutlaka tavşan uzmanı vet.e gidilmesi gerektiğine, böyle bir vet. bulunmaması halinde başkaca bir çare yoksa, uygulamada başarıya ulaşmış bu önerilere kulak verilmesi gerektiğine yönelik uyarılarla birlikte bu verileri yayınlamanın hem hukuki sorumluluğuma, hem de hayvan haklarına uygun olacağına karar verdim.
      yani, bu eylemi bir çeşit adli tıp kapsamında düşünebiliriz. şöyle ki, tıp ve hukuk öğrencileri olarak ortak dersimiz "adli tıp"tır ve aynı sorular çıkar sınavlarda mesela. yani, bir hayvanın vet. hatası ile kaybının hukuki takibinde, otopsi raporlarını ediniyor, bu kaybın neden kaynaklandığına, uygulanan yanlış tedaviye ve uygulanması gereken doğru tedaviye yönelik hukuki bilgilerle birlikte veterinerlik verilerine de ulaşıyorum. bu nedenle daha fazla bilgi sahibi olmak için zorunlu olarak, mesleğim gereği veterinerlik alanında çok fazla araştırma yapıyorum, bilimsel makaleler ve kitaplar okuyorum. tüm bu belirtilen başarıya ulaşmış tedavi yöntemleri çeşitli tavşan sahiplerinin hasta tavşanlarını tedavi ettirirken gerçekleşmiş bulunan vakalardan alıntılardır.
      entrynin bu kısmı ilgili yazara attığım mesajdan alıntıdır, kendi mesajım olduğu için tekrar aynı hususu baştan yazmamak için buraya eklemekte beis görmedim. özetle, bir başkasının mesajını yayınlamak yasak, kendi mesajını yayınlamak yasaldır. bunu da ekleyeyim.
      ilgili yazarın, nick altı entrymde belirttiği "sadece ampirik yani kendi tavşanına iyi geldiği için size öneriyor", "şimdi eartlings i de anlıyorum. malpraktis (malpractice) yüzünden çok sevdiği bir canı, tavşanını kaybetmiş. ama bunun acısıyla yanlış yola sapmanın anlamı yok. kendisi hekimlik yapmaya çalışmak yerine yok mu bundan anlayan diye sorsa eminim tavşan konusunda uzman pek çok veteriner hekim bulabilirdi. ki kendi mesleği icabı hukuka başvurabilirdi." - bu kısmın gerçeği yansıtmadığını belirtmek isterim.

      tüm hayvanlar arasında en fazla eziyete maruz kalan (hayvan deneylerinde kullanılmaları, kürk ve et hayvanı olarak istifade edilmeleri, haliç tavşanları v.s. gibi nedenlerle) hayvanlar olduğundan en fazla sevdiğim, adeta zaafım bulunan, bana göre yer yüzünün melekleri olmalarına ve de inşallah yakın bir tarihte türkiye'de bulunmaması hasebiyle tavşan kurtarma ve rehabilite bakımevi (yönetiminde tavşan hastalıkları alanında uzman bir veteriner hekimin bulunacağı) açmak gibi hedefim olmasına rağmen, tavşanım bulunmadığını, hukuki danışmanlık yaparken bu vakalarla karşılaştığımı, tüm bu bilgi ve deneyimlerin bu tür vakalarda hukuki danışmanlık yaparken ve de avukatlık staj bitim çalışmamın konusu olması hasebiyle yaptığım araştırmalar sonucunda edindiğimi bir kez daha belirtmek isterim. zira, bu iki durum arasında çok fark var.

      sözlükte tavşan hastalıkları alanında bilgi ve deneyim sahibi veteriner hekimlerin bulunması halinde, bu hekimlerin çeşitli makalelerden kopyala yapıştır değil, bizzat kendi deneyimleri ve bilgilerini aktarmalarının hayvan hakları adına son derece faydalı olacağını eklemek isterim.
      türkiye'de benim bildiğim kadarıyla egzotik hayvan olarak nitelendirilen tavşanların hastalıkları alanında uzman ve bildiğim kadarıyla tek tavşan hastalıkları kitabının yazarı ankara üniversitesi veterinerlik fakültesi öğretim üyesi prof. dr. arif kurtdededir. ankara'da ve çevresinde bulunan tavşan sahiplerinin tavşanlarının her türlü hastalığında bu fakülteye ve bu hocaya müracaat etmesini öneririm.

      Tavşan hastalıkları - 3. yazı

      (bkz: ishal)
      tavşanlar son derece hassas yapıda hayvanlar olduklarından, sıklıkla yakalandıkları sindirim sistemi hastalıkları da bu hastalıklar arasındadır. şöyle ki, tavşanlar hem, virüs, mikrop, bakteri kaynaklı, hem de aşırı sebze tüketimine bağlı (hele de bir kaç aylıklarsa) ishal geçirebilirler.
      tavşanınızın aniden ishal olması durumunda yapılması gereken ilk işlem, dışkı örneğini bir kaba koyarak bulunduğunuz ilde veteriner fakültesi varsa buradaki laboratuvarda, yoksa en iyi ve kapsamlı veteriner kliniğinde tahlil yaptırılmasıdır. buna göre, tahlil sonucunda koksidiyoz, toksoplazma veya bağırsak florasının çok fazla antibiyotik kullanımına bağlı (oksitetrasiklin - vitaform, baytril - enrofloksasin gibi) hasar görmesi veya genelde olduğu gibi, en kötüsü bilgisiz bir veterinerin tavşanlara asla ve kat'a penicillin içerikli iğne, merhem, pomad veya oral uygulanamayacağını, tavşanların penicillin için hedef tür olmadığını ve tavşanlarda penicillin uygulamasının ölüme sebebiyet vereceğini bilmemesi ve penicillin uygulaması sonucunda bağırsak florasının tamamen çökmesi, son derece büyük hasar alması ve de penicillin sonucunda tavşanın ciddi zehirlenmiş olması durumlarında bağırsak florasının onarılması amacıyla uygulanacak en iyi ilaç, tavşan hastalıklarında bilgili bir veterinerin önereceği diğer ilaçlarla birlikte reflordur.
      reflor biraz suyla karıştırılarak şırıngayla ağızdan içirilmek suretiyle tavşana verilir. günde bir şase uygulaması yeterlidir, en iyi sonuç için bir şase ikiye bölünerek iki kerede verilebilir, sabah ve akşam uygulaması şeklinde.
      aşırı sebze tüketimi sonucunda yine tavşan ishal olmuşsa en iyi ilaç yine reflor'dur.
      reflor sayesinde tavşanın zarar gören bağırsak florası hızla onarılır, ishal durur, tavşan da elektrolit kaybı sonucunda ölmez.
      yalnız, penicillin zehirlenmesi vakalarında bağırsak çoğunlukla onarılamayacak kadar hasar gördüğünden, tavşan bir kaç gün içinde zehirlenme sonucunda elektrolit kaybederek ölür.

      bir tavşanınız varsa, tavşan hastalıklarında bilgili bir veteriner arıyorsanız yapmanız gereken bulduğunuz veterinere tavşanlara penicillin uygulanıp uygulanmayacağını sormaktır. veteriner uygulanabileceğini belirtirse, tavşanınızı kucakladığınız gibi o klinikten çıkıp kaçarak uzaklaşın. tavşanlara asla penicillin uygulanmaz, penicillin tavşanlar için öldürücüdür. zaten, hayvan sağlığında kullanılan penicillin ve türevlerini içeren ilaçların prospektüsünde "hedef olmayan türlere uygulamayın" bölümü altında hedef olmayan tür olarak tavşan da sayılır ve bu ilaçların tavşanlara uygulanmasının öldürücü olacağı belirtilir.
      bir hukukçu olarak benim bile bildiğim bu hususu türkiye'de maalesef, veterinerlerin çoğunluğu bilmez, tavşanlara hedef tür olmamalarına rağmen penicillin içerikli ilaç uygulayarak ölümüne sebebiyet verirler.
      çok sevdiği can dostu tavşanını veteriner hatası sonucunda penicillin uygulanması ile kaybeden bir hayvan hakları savunucusunun tarafıma uzun süre önce ilettiği ve danışmanlık hizmeti sunduğum bir vaka ile ilgili detaylı bilgiyi daha sonra entryye ekleyeceğim.
      unutmamak lazım, veteriner hatası ile evcilinizi kaybetmeniz halinde başvurabileceğiniz hukuki yollar var, nasıl ki insan türünden bir yakının doktor hatası ile kaybedilmesi halinde gerekli hukuki yollara başvuruluyor, aynı şekilde hayvanları da koruyan hayvan hakları mevzuatı var ve bu mevzuata göre evcilinizin hakkını arayabilir, bilgisiz veterinerlerin gerekli yaptırımlara tabi tutulmalarını sağlayabilirsiniz. veteriner hatası ile evcilin kaybedilmesine yönelik ayrı bir başlık altında detaylı bilgilendirme entrysi gireceğim inşallah, en kısa zamanda.

      Tavşan hastalıkları - 2. yazı


      belirttiğim gibi türkiye'de veteriner hekimlerin bilgisiz oldukları hastalıklardır. hem tavşan hastalıkları, hem de genel olarak tavşanlar hakkında bilgisizler türkiye'deki veteriner hekimler. bu sorunun giderilmesi de sadece veterinerlik fakültelerinde gerekli düzenlemelerin yapılması ve geleceğin hekimlerinin her alanda bilgi sahibi olmasının zorunlu hale getirilmesi ile mümkün olacaktır. o zamana kadar türkiye'de pet olarak tavşan besleyen tavşan dostları maalesef hekimlerin bilgisizliği karşısında çaresiz kalmaya ve can dostlarını kaybetmeye devam edecektir.
      bu nedenle tavşan dostlarına özellikle ingilizce kaynakları araştırmasını, bu hastalıklar hususunda bolca yabancı dilde basılan kitapları okumasını ve can dostunun ihtiyaçları ve hastalıkları hususunda bilgi sahibi olmasını önermekteyim. şimdilik, can dostları yalnızca kendi bilgilerinin sayesinde kurtulabilecektir çeşitli hastalıklardan.
      yine bir vakada, bulunduğu ilin en iyi pet hastanesine tavşanını götüren bir tavşan dostu, veteriner hekimin "maalesef, tavşanlar hakkında bilgi sahibi değilim, ben kedi ve köpek uzmanıyım. buraya her yıl yüzlerce kedi ve köpek gelmesine rağmen, senede bir tavşan bile gelmiyor. bu nedenle tavşan hastalıkları hususunda bilgi edinmemiz gerekmiyor. (özetle, tavşan hastalıklarında gelir yok, kedi ve köpek hastalıklarında var, bu nedenle senede bir tavşan gelecek diye niye uğraşıp bilgi edineyim? diyor meali bu şekilde). sadece röntgen çekebilirim, başka da bir işlem yapamam maalesef diyor. kedi ve köpek getirin, başından girip ayağından çıkayım, ama tavşan konusunda hiç bilgim yok diyor."
      beni asıl endişelendiren şu: tavşan sahibi çaresizce veteriner hekime bakıp bir çare üretmesini, tavşanını kurtarmasını bekliyor, ama veteriner hekim gayet rahatça, hasta yakınının endişelerini hiçe sayarak "bilmiyorum" diyebiliyor. bu gerçekten çok korkunç bir durum türkiye'de veteriner hekimlerin bilgi eksikliğini ve türkiye'de veterinerlik fakültelerinde verilen eğitimin kalitesini göstermesi bakımından.

      ek bilgi: 
      bu sitede tavşan hastalıklarında uygulanan ilaçlar tavşanın kilosuna göre otomatik olarak dozaj hesaplaması yapıyor. tavşan hastalıklarında bilgili bir veteriner bulamazsanız (ki, bulamayacağınızı biliyorum) veya veterineriniz gerekli dozajı dahi ayarlayamayacağını, bilgisi olmadığını belirtirse, bu durumda bu linkteki otomatik ilaç dozajı ayarlamasından yararlanarak tavşanınızın kilosuna göre gerekli dozajı bulabilirsiniz.
      artık bu durumda iş size düşüyor, yeter ki, tavşanınızı kaybetmeyin veteriner hekimlerin bilgisizliği yüzünden. olur da kaybederseniz, hukuken haklarınız olduğunu bilin ve kaybettiğiniz can dostunuzun hakkını hukuki yollardan arayın.

      Tavşan Hastalıkları - 1. yazı

      bağırsak ve karaciğer formu olmak üzere iki formu bulunan ve tedavi edilmediğinde veya gerekli şekilde yada türkiye'de faaliyette bulunan veterinerlerin kedi ve köpek hastalıklarında uzmanlaşması ve üzerlerinde gereksiz yere milyonlarca deneyler yaparak işkence etmelerine rağmen, kedi ve köpek gibi pet hayvanı olarak beslenen tavşanların hastalıkları ve tedavisi hususunda bilgi sahibi olmayan ve bilgi sahibi olmadıklarını da gayet pişkince itiraf etmekten çekinmeyen veterinerlerin, sıkça görüldüğü üzere yanlış tedavi uygulaması durumunda tavşanlar için öldürücü olabilen koksidiyoz hastalığının da içinde bulunduğu tavşanlara özgü hastalıklar.
      daha önce de belirttiğim gibi türkiye'de fakülteler de dahil, özel ve kamu veteriner kliniklerinde tavşan sahipleri büyük bir çaresizlikle karşılaşmakta, türkiye'deki veterinerlerin sadece kedi ve köpek hastalıkları alanında uzmanlaşmayı seçmesi nedeniyle hasta tavşanlarını tedavi ettirememekte, hatalı ve eksik tedavi veya tedavisizlik nedeniyle tavşanlarını kaybetmektedirler. hayvan hakları alanında uzman bir hukukçu olarak az da olsa hasta tavşanını veteriner kusuru nedeniyle kaybeden hasta yakınları ile karşılaşmakta ve bu nedenle bu hususta doğru tedavinin uygulanmasına yönelik bilgi sahibi olmaktayım. "az da olsa" ile kastım şu: bu tür vakaların son derece yaygın olmasına rağmen, türkiye'de hayvana verilen değerin azlığı sebebiyle, hasta petini veteriner hatası sonucunda kaybeden insanların hukuki yollara başvurmamasıdır, bu tür vakalarda maalesef çok az insanın hukuki yola başvurarak veteriner hatası sonucunda kaybettiği hasta evcilinin hakkını aramaktadır.
      özetle, bu hususta uzun süreli araştırmalar ve çalışmalarım sonucunda edindiğim bilgi ve tecrübeyle tavşan hastalıklarına yönelik doğru tedavi yöntemlerini tavşan sahiplerine yardımcı olması ve yol göstermesi amacıyla bu başlık altında aktaracağım.
      veteriner hatası ile hasta tavşan, kedi, köpek v.s. evcilini kaybedenlerin takip etmesi gereken hukuki yolu bir başka entrymde göstereceğim.

      koksidiyoz belirttiğim gibi tavşanlar için son derece ölümcül bir hastalıktır. bu hastalığın tespiti tavşanın dışkısının laboratuvar tahlilleri ile yapılmaktadır. genellikle olduğu üzere pet shop'tan bir tavşan alındığında, ilk yapılması gereken tavşanın dışkısını bulunduğunuz ildeki varsa veteriner fakültesi laboratuvarında, fakülte yoksa en kapsamlı hayvan hastanesinde tahlil ettirmektir.
      tahlil sonucunda tavşanınızın koksidiyoz hastası olduğu ortaya çıkarsa, bu durumda tavşan hastalıklarında bilgili bir veteriner bulup ondan tedavi yöntemini öğrenin. muhtemelen, tavşan hastalıklarında bilgili bir veteriner bulamazsanız (ki, mesleki deneyimimle bulunmayacağından eminim) koksidiyoz hastalığının tedavisinde olumlu sonuç vermiş bulunan bu tedavi yöntemini uygulayın:
      1. baycox ilacını edinerek tavşanın kilosuna göre dozu ayarlayarak ağızdan şırınga ile vermek suretiyle tedaviye başlayın. baycox ilacı toltrazuril diye bir etken madde içermektedir, tavşan koksidiyozunda son derece etkilidir, genelde 3-5 günlük bir uygulama tavşanı tamamen iyileştirmekte, dışkı tahlillerinde koksidiyoz belirtilerine rastlanmamaktadır.
      2. koksidiyoz hastalığının ortaya çıkardığı sekonder (ikincil) enfeksiyonların önlenmesi için bactrim iğnesi yine tavşanınızın kilosuna göre dozaj ayarı yapılarak uygulanır.
      3. nekahat döneminde iştahsız olduğu için yiyecek ve su tüketmekten kaçınan tavşanınıza destekleyici olarak b12 vitamin ampulü uygulanır. berovit ve armavit b gibi vitamin kompleksleri bunun için idealdir. su tüketiyorsa suyuna da damlatılarak uygulanabilir, ama etkili sonuç vermesi bakımından iğne olarak uygulanması daha iyi.

      bana ulaşan bir vakada (hatalı koksidiyoz tedavisi sonucunda tavşanın kaybının hukuki yoldan takibinin yapılması) baycox gibi bu hastalıkta son derece etkili ilacı değil, bilgisizliği sonucunda (sulfamezatin uygulanmış bu vakada ve başarısız olunmuş tedavide) tavşan kaybedilmiş. buna göre tam 10 gün boyunca sulphamezatin ilacı uygulanan koksidiyoz hastası tavşanın tahlil sonuçlarında hastalık yapıcı oositlerin son derece fazla olduğu, hiç bir şekilde azalmadığı görülmüş, bu tavşanın kaybından sonra bilgisiz veterinerin bu başarısız tedavisinden vazgeçilmiş, parazit uzmanı bir veteriner hekimin önerisiyle baycox'a başlanmış ve diğer tavşan bu tedavi sonucunda kurtulmuş).
      özetle, koksidiyoz tedavisinde bu yöntem son derece başarılı sonuçlar vermiş bir yöntemdir, tavşan dostlarına böyle bir vakayla karşılaşmaları durumunda bu yöntemi takip etmelerini önermekteyim.

      önemli: tavşanlar yapıları gereği hareketli ve sürekli yiyecek ve su tüketen hayvanlardır. bir tavşan sahibinin tavşanının uzun süreli durağanlığı, sabit şekilde oturması veya yatması, özetle hareketsiz kalması, bir kaç saat içinde yiyecek ve su tüketmemesi gibi olumsuz durumları tespit etmesi halinde yapması gereken ilk işlem hemen tavşanı taşıma çantasına koyarak tavşan hastalıkları alanında bilgili bir veteriner hekime yada bir veterinerlik fakültesine götürmektir. burada uzman hekimler gerekli tetkik, tahlil, muayene, teşhis ve tedavileri yapacaklardır. tavşan hastalıkları alanında uzman veteriner hekim ve veterinerlik fakültesi öğretim görevlisi veteriner hekimlerinin önerilerini dikkate almak ve onların uygun gördükleri tedavileri uygulamak gerekmektedir. bu tür bir uzman veteriner hekimin bulunmaması, veterinerlik kliniklerine ve fakültelere gidilmesine rağmen veteriner hekimlerin tavşan hastalıkları alanında bilgi sahibi olmadıklarını belirterek tedaviden kaçınması, tavşanın kaybedilme noktasına gelinmesi halinde önerim, güvenilir yabancı kaynaklar (çeşitli bilimsel makaleler, tavşanlar alanında uzman veteriner hekimlerin önerileri ve de yerli ancak çok güvenilir kaynaklar - başarıyla ulaşmış tedavi örnekleri gibi) dikkate alınarak tavşanın kurtarılmaya çalışılmasıdır.
      hiç bir şekilde bir veteriner kliniği veya veteriner fakültesine başvurulmadan, ilk kaynak olarak internet bilgilerinden yararlanılmaması gerektiğini, mutlaka ilk önce hasta tavşanın uzman veteriner hekim ve en iyisi veteriner fakültelerine götürülmesi gerektiğini evleviyetle bildiririm.
      kedi ve köpeklere göre çok daha uygun fiyata alınmış olması hasebiyle tavşanına fazla masraf yapmak istemediği için veterinerliklere müracaat etmeyip, kendi kendine tedavi etmeye çalışmak veya veterinerliklere götürülmesine rağmen, yine aynı nedenle veteriner hekimin talep ettiği tetkiklerden kaçınmak gibi davranışların hasta sahibinin hukuki sorumluluğunu ortaya çıkaracağını belirtirim. tavşanlar da kedi ve köpekler gibi değerli hayvanlardır, yaşam hakları vardır ve hastalanmaları halinde hasta yakınları tarafından veterinerliklere götürülerek tedavi ettirilmeleri zorunludur.
      aksi takdirde tavşan sahibinin hukuki sorumluluğu ortaya çıkar: hayvana sahibinin eziyet etmesi.