29 Aralık 2012 Cumartesi

Ernest Hemingway ve Kedi Sevgisi


















en çok sevdiğim yazarlar arasında ilk sıralarda bulunan, en sevdiğim eseri silahlara veda olan, nobel ödüllü yazarların özellikle hikayelerini çok seviyor olmam hasebiyle, kendisinin de romancılıkta olduğu kadar hikayecilikte de son derece mahir olduğunu okuduğum kaliteli hikayelerinden anlamış bulunduğum, eserlerinde uzun cümlelerden kaçınıp, kısa cümleler kurması hasebiyle döneminin eleştirmenleri tarafından dili "cimri ve kuru" bulunsa da, tüm dönemdaşlarını etkileyen üslubu ile son derece etkili olup, meslektaşlarına "ondan öğrenmek kolaydır, roman yazmak isteyen hemingway'i okuyup, öğrenmeli, örnek almalı" şeklinde fikirlerini beyan ettirecek mükemmellikte yazan, savaşı iyi anlatıyor olmasında 3 yıl süreyle star diye bir gazeteye savaş muhabirliği yapmasının etkisi apaçık ortada olan, hayvan sevgisi yönünden bakıldığında bir çelişki yakalanarak kendisini sevenleri şaşırtıp çelişkide bırakacak kadar ilginç özellikleri olduğu görülen - av merakının yanısıra kendisi onlarca kediyi ev ve bahçesinde besleyen, çalışırken, yemek yerken, hülasa yaşamının her anını kedilerle paylaşacak kadar büyük bir kedi sevgisine sahiptir - bir taraftan diğer hayvanları avlarken, diğer taraftan kedileri sevmesi gibi bir çelişkiden ileri geliyor olsa gerek ki, hayvan sevgisi bulunup, bir hayvan candostu bulunanların yakalamış olduğu tam huzuru yakalayamadığından maalesef intihar ederek hayatına son vermeyi seçerek kendisini seven bizler için üzücü anılar bırakmış olan deha.

hemingway dönemdaşları olan yazarları, eleştirmenleri sevmez, onlardan uzak durur, aralarına mesafe koyardı.
"ben yazarları, eleştirmenleri, edebiyat dünyasını sevmiyorum, onlarla arkadaşlık kurmuyorum, benim dostlarım avcılar, çiftçilerdir, ben onlarla edebiyat, yazılar hakkında değil, av, çiftçilik hakkında konuşuyorum".
 avcılar - öldürme dürtüsünün bastırılması için uzmanlarla görüşmeli, zira gördüğüm/bildiğim/haberdar olduğum hiç bir avcının akibeti iyi olmamıştır, olamaz da. örn ernest hemingway/@earthlings
hem hayvan sevgisi barındırıp, hem de hayvan öldürmek mümkün değildir, bu ikisi zıt kavramlar olup aynı ve sağlıklı bünyede bulunması olanaksızdır. 
altta hemingway'in yaralı kedisi willie'yi bizzat tüfekle ateş ederek öldürdüğüne ve üstadın ruh sağlığına ilişkin önemli bilgiler sunan mektubu yer almaktadır. bu mektup alttaki linkten alıntıdır.
http://www.edebiyathaber.net/...ini-anlattigi-mektup/ - mektup linki. 
"Ernest Hemingway, Küba’daki evi Finca Vigia‘dan dostu Gianfranco Ivancich’e yazdığı 22 Şubat 1953 tarihli mektubunda emektar kedisi Uncle Willie’nin son saatlerini anlatıyor: 
“Sevgili Gianfranco;
Tam sana yazmayı bitirmiş mektubu zarfa yerleştiriyordum ki, Mary aşağı indi ve “Willie’nin başına korkunç bir şey gelmiş” dedi. Hemen dışarı çıktım ve yerde Willie’yi gördüm: Her iki sağ ayağı birden kırılmıştı; birisi kalçasından, diğer diz altından. Üzerinden bir araba geçmiş olmalıydı ya da birisi sopayla vurmuştu. Eve kadar tüm yolu diğer yandaki sağlam ayaklarıyla gelmişti. Kemikler çok yerden kırılmış, yaranın içinde dağılmıştı ve bazı parçalar dışarı fırlamıştı. Ama o yine de mırıldıyor ve onu iyileştirebileceğimden emin görünüyordu.
René’den onun için bir şişe süt getirmesini istedim, René onu kucağına aldı ve okşamaya başladı. Ve biraz sonra Willie sütünü içerken ben onu başından vurdum. Çok acı çektiğini sanmıyorum, sinirleri ezilmişti, bu yüzden bacakları gerçekten acımaya başlamamıştı henüz. Monstruo benim yerime ateş etmek istedi ama bu sorumluluğu kimsenin üstüne yıkamazdım, Willie’nin bir gün kendisini bir başkasının vurduğunu bilme ihtimaline müsaade edemezdim.
Seni gerçekten özledim. Uncle Willie’yi özledim. Daha önce de birilerini vurduğum olmuştu ama tanıdığım ve 11 yıldır sevdiğim birisini değil. Hele iki kırık ayağıyla mırıldayan birini hiç değil."