23 Aralık 2012 Pazar

ufuk günaydın - yeni yazı


yarı felçli, dişsiz, yaşlı ve felci nedeniyle boynu yamuk olduğu için ismi yamuk olan, zavallı engelli kedicanı - ki, hala resimlerine bakarken gözlerinden gözlerimi kaçırmaya devam etmekteyim, kendisine yapılanları engelleyememiş olmanın verdiği üzüntüyle (bkz: yamuk/@earthlings) - ezerek öldürme suçunu işleyen, takdir hakkını bu kedi katiline asgari sınırdan ceza vermek suretiyle kullanan hakim sayesinde, denetimli serbestliğe tabi tutulan, özetle hayatında herhangi bir olumsuzluk ortaya çıkmadan yaşamaya devam eden şahıs.
bu şahsın bu menfur eylemi sayesinde, sokakta yaşama tutunmaya çalışan kedi yamuk gibi engelli canların ivedilikle sahiplenmeleri gerektiği, sahiplenmede engelli hayvanlara öncelik verilmesi ilkesinin her zamankinden çok daha fazla önemsenmesi gerektiğini bir kez daha anlamış ve vurgulamış olduk.

inançlı bir insan olarak belirttiğim üzere bunun gibi hayvan düşmanlarını allah (c.c.)a havale etmekte, bu dünyada kamu vicdanını tatmin etmekten uzak yaptırımlara tabi tutulmalarına rağmen, ahirette hesaba çekileceklerini, diğer ve sonsuz dünyada bu masum canlara yaptıklarının bedelini sonsuz yaşamda sonsuz eziyete maruz kalarak ödeyeceklerini bilmekteyim.
bir din alimi kendisine muhtemelen teselli ve teskin edilme amacıyla, "ölümden çok korkuyorum, ahiretimden, akibetimden endişe ediyorum" diyen talebesine, "korkma, titre ve öl" demiştir. meali: endişe etmekte haklısın, bu dünyada yaptığımız günahların, hakka girmelerin, haksızlıkların bedelini öbür dünyada elbette ödeyeceğiz, bu dünyada yaptıklarımızdan elbette hesaba çekilecek, bu yaptıklarımız yanımıza kar kalmayacaktır, bu nedenle akibetinden, ölümden korkmakta haklısın, bu o kadar büyük bir hesap günü olacak ve o hesap gününde yaşananlar o kadar ağır olacak ki, gerçek ağırlık derecesini bilsen sadece korkmakla yetinmez, o büyük hesap gününün vereceği endişeyle titrer ve ölürdün demektir.
şimdi, bu kedi katiline geri dönersek, "kedi katili, hayvan düşmanı, insan fazlası, insanlık defosu şahıs, yaptıkların yanına kar kalmayacak, boşuna mutlu mesut gezip dolaşma, rabbimin yarattığı masum, engelli, zavallı bir canı ayaklarının altında ezmenin cezasını ahirette fazlasıyla ödeyeceksin. hayatını dini değerlere uygun olarak, dini çerçevede, bir karıncayı bile incitmeden geçiren bir dindar talebenin korktuğu hesap gününden, akibetinden senin gibi bir katilin haydi haydi korkması, hem de nasıl bir şiddette korkması gerektiği apaçık ortadadır".

kendisine sarayın bahçesindeki ağaçları saran karınca istilası konusunda danışan kanuni'nin sorusu ve hocası ebussuud efendi'nin verdiği cevap bu şekildedir:
"meyve ağaçlarını sarınca karınca
günah varmı karıncayı kırınca?"

"yarın hakkın divanına varınca
süleyman'dan hakkın alır karınca."