rabbit etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
rabbit etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

26 Ocak 2021 Salı

AZERBAYCAN - HAYVAN HAKLARI - SİTEDEKİ REKLAMLAR

 

azerbaycan`da hayvan hakları - bir tavşansever olarak bu olayı algılayabilmem mümkün değil, parkta felçli - iflic tavşanı kendi haline bırakıp fotosunu çekip eve gidip bir grupta paylaşmak. şahsım için azerbaycan`daki hayvan haklarının özeti bu fotoda yer almaktadır. azerbaycan`da hayvan hakları tam olarak budur. 

9 yıllık bu sitede bu hafta itibariyle yayınlanmaya başlayan adsense reklamlarının tüm geliri başta azerbaycan`dakiler olmak üzere sokak ve barınak hayvanlarına bağışlanacaktır.


Yaklaşık 9 yıldır mevcut olan bu site ve 4 yıldır yayın yapmaya başlayan youtube kanalı aracılığıyla sahipsiz sokak ve barınak hayvanlarına daha fazla yardım edilebilmesi amacıyla bu hafta adsense reklamlarına yer vermiş bulundum. Sahipsiz hayvanlar için yararlı olacağını umut etmekteyim.
Google, ödemeleri 200 TL`ye dolara tamamlanınca gerçekleştireceğini belirtiyor ilgili bölümde, ödemelerin gerçekleştirileceği andan itibaren her hafta ödemenin tutarı ve hangi amaçla kullanıldığı görsel ve yazıyla bu bölümde yayınlanacaktır inşallah.
Özellikle doğup büyüdüğüm Azerbaycan`da Türkiye`den farklı olarak idare tarafından sokak hayvanlarına yönelik hayvan haklarına uygun herhangi bir çalışma yürütülmediği için oradaki sahipsiz hayvanların çok daha fazla yardıma ihtiyacı var.

Beslenmeleri, kısırlaştırılmaları, tedavi edilmeleri ve dahi belediye tarafından öldürülmemeleri için geçici bir yer bulup orada ödeme karşılığı öldürülmekten kurtarılmalarına yönelik tüm çalışmalar bir avuç hayvan hakları savunucusu tarafından kendi hesaplarına karşılanmaktadır.

Azerbaycan`da hayvan haklarına dair bilgi edinmek isteyenler Azerbaycan bölümünden Azerbaycan kelimesine tıklayarak çıkan tüm yazıları okuyabilir, görselleri inceleyebilirler.

ek: sahiplendirme ilanları bölümüne ilan göndermek için: turseng @ gmail. com

ek 1: siteyle ilgili güncel bilgileri, gelişmeleri vs. bu başlıkta belirteceğim.

azerbaycan"da sokak hayvanlarının idare tarafından öldürülmesi

        sokak hayvanlarının idare tarafından öldürüldüğüne dair kanıt

hayvan hakları ve reklam geliri

ilaveten, hukukçu olsam da, her zaman belirttiğim gibi hayvan haklarına yönelik ücretsiz hukuki danışmanlık hizmeti hariç, fiili olarak halihazırda bakmakta olduğum 50 civarı kedi köpek dışında, daha fazla hayvana bağış yapabilmek için iyi bir ek araç olarak görmekteyim adsense reklamlarını. 12 şubat itibariyle youtube kanalını da adsense hesabına bağlayarak oradan da reklam gelir elde etme planı içindeyim. dediğim gibi hukukçu olsam da, her gün sadece 50 sahipsiz sokak hayvanının beslenmesi/ kısırlaştırılması /tedavi edilmesi için bağış yapabiliyorum.
ama yardıma muhtaç onbinlerce sahipsiz hayvan mevcut sokaklarda/ barınaklarda/ sanayilerde/ ormanlarda/ yazlık bölgelerde vs.
                                                        
site ve kanaldan elde edilecek tüm gelirin sahipsiz sokak hayvanlarına bağışlanacağını bir daha belirteyim. olması gerektiği ve de her normal/ makul/ ortazekalı insanın kolayca anlayacağı üzere. herhalde kimse bir hayvan hakları sitesinin/ kanalının reklam gelirinin site sahibine gelir olarak kaydedileceğini düşünmez, suizanlı olmadığı sürece. yine de tekrar vurgulayayım.
bu yüzden siteye girdiğinizde reklam engelleyicileri kapatmanızı ve reklamlara birkaç kez tıklamanızı önermekteyim. zira bu tıklamalar sokak hayvanlarına mama/ tedavi/ besleme vs giderleri olarak dönecektir.

bu çok iyi bir sistem. şöyle belirteyim: her gün reklamlara 100 kez tıklansa, 10 sokak köpeği 1 ay tıkabasa doyar. benim düzenli beslediğim 50 kedi/köpeğe ilaveten. ağırlıklı olarak azerbaycan`daki sokak hayvanlarının kısırlaştırılmasına ayırma planı içindeyim.

sitede hangi reklamların gösterileceğini sıkı bir şekilde ayarladım, hayvan haklarına aykırı reklamların gösterilmesi imkansız. ama denk gelen olursa mutlaka bana iletsin. günde bir kez reklamları kontrol ediyorum bu açıdan.
velhasıl kelam, tıklanması hayvanların yararına, sadece reklamlar tıklayarak pasif bir şekilde, herhangi bir yükümlülük üstlenmeden, herhangi bir külfet altına girmeden sokak hayvanlarına yardım edebilirsiniz, ediniz...

2 Şubat 2020 Pazar

VEGAN BOLVA - VEQAN BOLVA


TÜRKÇE

VEGAN BOLVA
Pirinç iyice yıkanır, nişastasının tamamen gitmesi için bol suda yıkanması gerekmeketdir. Bir tencerede yaklaşık yarım saat haşlanır, daha sonra ıspanak, dereotu, kuzukulağı, pırasa, yeşil soğan ince ince kıyılıp pirince eklenir. Ayrı bir kapta un ve su iyice çözülene kadar karıştırılır. Bu terbiye pişmekte olan yemeğe eklenir ve kesilmemesi için devamlı karıştırılır.
Yemek kaynamaya başlayınca önceden ıslatılmış ve yumuşatılmış olan erik kurusu, tuz ve karabiber eklenir.
MALZEMELER: Tek kişilik: Yarım bardak pirinç, 1 yemek kaşığı zeytinyağı, yarım bardak erik kurusu, yarım bardak un, birkaç dal ıspanak, kuzukulağı, pırasa, dereotu, yeşil soğan, isteğe göre tuz, karabiber.

AZERİCE



VEQAN BOLVA
Düyü yaxşıca yuyular, nişastasının tamamilə getməsi üçün bl suda yuyulması lazım gəlməkdədir. Bir qazanda təxminən yarım saat qaynadılar, daha sonra ispanaq, şüyüd, turşəng, kəvər, yaşıl soğan xırda xırda doğranıb düyüyə əlavə edilər. Ayrı bir qabda un və su yaxşıca həll olana qədər qarışdırılar. Bu qatışıq bişməkdə olan yeməyə əlavə edilər və kəsilməməsi üçün davamlı qarışdırılar.
Yemək qaynamağa başlayınca əvvəlcədən isladılmış və yumşaldımış olan alça qurusu, duz və qara istiot əlavə edilər.
ƏRZAQ: Bir nəfərlik: Yarım stəkan düyü, 1 yemək qaşığı zeytun yağı, yarım stərak alça qurusu, yarım stəkan un, bir neçə dənə ispanaq, turşəng, kəvər, şüyüd, yaşıl soğan, istəyə görə duz, qara istiot.

3 Ekim 2018 Çarşamba

santorini`de eziyet edilen eşekler

                                                         santorini`de eziyet edilen eşekler
Yunan adalarından biri olan Santorini`de aynen Türkiye`deki fayton atı vahşetinin bir benzeri yaşanmaktadır. Taşıt olarak kullanılan bu zavallı eşeklere eziyet edilmekte, bu yönüylü hayvan hakları ciddi bir şekilde ihlal edilmektedir. Fayton atı vahşeti için: https://www.turseng.com/search?q=fayton

6 Mart 2018 Salı

HAYVAN KORUMA KANUNUNUN TÜRK CEZA KANUNU KAPSAMINDA DEĞERLENDİRİLMESİ


Hayvan Koruma Kanunu daha önce de belirtildiği üzere Kabahatler Kanunu kapsamında değerlendirilmektedir. Nitekim, H.K.K. getirdiği yasaklar ve bu yasaklara karşı işlenen hukuka aykırılıkların düzenlemelerine ve de kanunun ihlal edilmesi halinde uygulanacak olan H.K.K madde 28 hükümleri incelendiğinde de görüleceği üzere hayvanlara karşı yapılan hukuka aykırı davranışlar kabahat olarak görülmekte, suç olarak nitelendirilmemektedir.

Hayvanlara karşı işlenen fiillerin kabahat olarak değerlendirilerek, bu hukuka aykırılıkların idari para cezası ile yaptırıma bağlanması, bu fiillerin suç olarak görülmemesi hayvan hakları ile ilgili hukuki düzenlemelerin, en başta H.K.K. ve uygulama yönetmeliği gibi, her türlü hayvan hakları mevzuatının uygulanabilirliğini imkansız kılmakta, etkinliğini azaltmakta, yaptırımlarının son derece hafifi idari para cezaları olması hasebiyle de caydırıcılıktan yoksun olmaktadır. 

Tüm bu sayılanlar göz önüne alınarak Yeni Anayasa Taslağı 129. maddesinin ilk açıklandığı gibi “hayvanların korunması” ifadesine yeniden yer vermesi, H.K.K. bütünüyle iptal edilerek, doğa merkezli (ekocentric) anlayışın hakim olduğu yeni bir Hayvan Hakları Kanununun düzenlenmesi, bununla paralel olarak Hayvanların Korunmasına Dair Uygulama Yönetmeliğinin değiştirilmesi, Deney Hayvanlarının Korunması, Deney Hayvanlarının Üretim Yerleri ile Deney Yapacak Olan Laboratuarların Kuruluş, Usul ve Esaslarına Dair Yönetmelik ile Hayvan Deneyleri Etik Kurullarının Çalışma Usul ve Esaslarına Dair yönetmeliklerin iptal edilerek, 2009 Mart ayı itibariyle AB de hayvan deneylerinin alternatiflerinin olup olmadığı dikkate alınmaksızın yasaklanacak olması hususu da göz önünde bulundurulmak suretiyle Türkiye’de de hayvan deneylerini tamamen yasaklayacak düzenlemelerin getirilmesi, en önemlisi ise yeni oluşturulacak Hayvan Hakları Kanununun mevcut uygulamada olduğu gibi Kabahatler Kanunu kapsamında değil, Türk Ceza Kanunu kapsamında değerlendirilmesi ve hayvanlara karşı yapılacak hukuka aykırılıkların kabahat değil suç olarak sayılması, Hayvan Hakları Kanununun hükümlerini ihlal eden fiillerin kabahat olarak değil, suç olarak görülmesi, bu suçların yaptırımlarının da yine T.C.K. kapsamında değerlendirilmek suretiyle yaptırımlarının insana karşı işlenen suçlara uygulanacak yaptırımlara bağlanması gerekmektedir. 

Tavşan çiftliği vahşeti

Ancak bu şekilde hayvanlara karşı acımasızca işlenen her türlü suçun önüne geçilebilir ve de hayvanlara karşı yapılan hukuka aykırı fiillerin kabahat olarak değil, suç olarak görülmesi ve de bu suçlara uygulanacak cezai yaptırımların idari para cezası değil ilgili T.C.K.da düzenlenen cezai yaptırımlar olması sonucunda caydırıcılığı söz konusu olacak ve böylece hayvanlara karşı işlenen suçlar tamamen ortadan kaldırılabilecektir.

Tüm bunların olabilmesi, hayvan hakları ve hayvan korumanın tam olarak gerçekleştirilerek amaca ulaşılabilmesi için ise “hayvanların korunması” ifadesinin Yeni Anayasa’da yer alması şarttır. Çünkü ancak bu şekilde hayvanların korunması ve hayvan hakları tam olarak hayata geçirilebilir. Yukarıda da bahsedildiği üzere yeni Hayvan Hakları Kanununun çıkarılması ve buna bağlı gerekli hukuki düzenlemelerin yapılması, hayvanlara karşı yapılan hukuka aykırı fiillerin kabahat olarak değil, “suç” olarak görülmesi ve bu fiillere uygulanacak yaptırımların idari para cezası değil, “cezai yaptırım” olması, söz konusu Hayvan Hakları Kanununun Kabahatler Kanunu kapsamında değil Türk Ceza Kanunu kapsamında değerlendirilmesi ancak hayvan haklarının, tam olarak hayvan hakları şeklinde ifade edilmese bile, “hayvanların korunması” ifadesinin kullanılması suretiyle Anayasa’da yer alarak, Anayasal güvenceye kavuşturulması ile mümkündür.


UYARI: bu metin "earthlings" müstear adını kullanan, gerçek kişi hayvan hakları savunucusu olan Ankara Hukuk mezunu hukukçunun hayvan haklarına yönelik 2008 tarihli hukuki çalışmasından alıntıdır. Tüm hakları mahfuzdur. Yalnızca hak sahibi olarak earthlings bu metinden yararlanabilir, kullanabilir, alıntılayabilir ve yayınlayabilir. Earthlings müstear adlı gerçek kişi hariç, kimse bu blog’da yer alan bu metinleri kullanamaz. Bu metin tamamen ve kısmen hiç bir şekilde alıntılanamaz, başka bir yerde yayınlanamaz, kullanılamaz. Hukuka aykırı davranılarak alıntılanması ve başka herhangi bir mecrada yayınlanması halinde yasal yollara başvurulacaktır. 
Staj bitim tezinin tamamı bu linkte: AVUKATLIK STAJ BİTİM TEZİ

10 Şubat 2018 Cumartesi

anayasa taslağı - 129. maddenin ilk ve son hali - 2. yazı




Şöyle ki, yazılı ve görsel basında yer alan 29.09.2007 tarihli habere göre, bu maddenin düzenlendiği sırada komisyon üyelerinden Devlet Bakanı Nimet Çubukçu hayvan haklarının da Anayasa’da yer alması gerektiği hususuna yönelik fikir belirtti. Akademisyen ve milletvekillerinden oluşan komisyon ise, Türkiye’de bu hususun yer aldığı çok sayıda düzenleme ve en başta da H.K.K. olduğunu dile getirerek itiraz ettiler.

 Bu durumda Nimet Çubukçu yukarıda da örneği verilen temmuz ayında gerçekleşen, işçilerin dere kenarından taşlı ve sopalı müdahalelerle yavru ayıyı döverek öldürdüklerine ilişkin olayı anlatması ve mevcut hukuki düzenlemelerin uygulanabilirlik bakımından eksik ve de yaptırımlarının pek etkili olmadığı ve de hayvan hakları hususunun Anayasa’da düzenlenmek suretiyle Anayasal güvenceye bağlanmasının hayvan koruma ve hayvan hakları açısından zaruri olduğu ve bu konunun Anayasa’da düzenlenmesi ile ilgili kanunların uygulanabilirliğinin artarak yaptırımların ağırlaştırılabileceği yönündeki beyanlarının üzerine komisyonda bulunanlar gündemde olan bu haberi değerlendirdikten sonra, hayvan haklarının Anayasa’da yer almasının gerekli ve doğru olacağı, hatta bu hususun ayrı bir madde olarak düzenlenmesinin daha yerinde olacağına ilişkin açıklamalarda bulundular. 

Bu konu tartışılırken öğretim üyeleri hayvan haklarına yönelik ayrı bir düzenlemeye gerek olmadığı ve de çevre korunması başlığı altındaki ilgili 129. maddede yer alan “çevrenin en üst düzeyde korunması” ifadesine “hayvanlar” kelimesinin eklenmesi ile “hayvanların ve çevrenin en üst düzeyde korunması” şeklinde düzenlenerek hayvan hakları için amaçlanan Anayasal güvencenin getirilebileceği yönünde düşüncelerini belirtmeleri üzerine teklif kabul edildi ve de Yeni Anayasa Taslağı 129. madde yukarıda da belirtildiği üzere “hayvanların korunması” ibaresinin eklenmesi ile ilk kez hayvan hakları Anayasa’da yer almış oldu. 


Yeni Anayasa Taslağının yazılı ve görsel basında açıklanan son haline bakıldığında daha önce de ifade edildiği üzere söz konusu bu hayvanların korunması tabirinin çıkarılmış olduğu görülmektedir. Yeni Anayasa Taslağının resmi olarak açıklanmadığı, yalnızca yazılı ve görsel basında yer aldığı göz önünde bulundurulursa son hali olarak açıklanan taslağın belki de ilk hali, yani hayvan koruma tabirinin yer alması gerektiğine yönelik teklifin sunulmadan, değerlendirilerek çevre koruma başlıklı 129. maddeye eklenmediği halinin açıklanması olasılığı da mümkündür.

Hayvan severler ve hayvan hakları dernekleri ile ilgili hayvan koruma kurum ve kuruluşlarının en büyük temennisi resmi açıklama ile toplumun bilgisine sunulacak olan Yeni Anayasa Taslağının 129. maddesinde daha önce de açıklandığı üzere “hayvanların korunması” ifadesinin yer almış olması hususudur.


UYARI: bu metin "earthlings" müstear adını kullanan, gerçek kişi hayvan hakları savunucusu olan Ankara Hukuk mezunu hukukçunun hayvan haklarına yönelik 2008 tarihli hukuki çalışmasından alıntıdır. Tüm hakları mahfuzdur. Yalnızca hak sahibi olarak earthlings bu metinden yararlanabilir, kullanabilir, alıntılayabilir ve yayınlayabilir. Earthlings müstear adlı gerçek kişi hariç, kimse bu blog’da yer alan bu metinleri kullanamaz. Bu metin tamamen ve kısmen hiç bir şekilde alıntılanamaz, başka bir yerde yayınlanamaz, kullanılamaz. Hukuka aykırı davranılarak alıntılanması ve başka herhangi bir mecrada yayınlanması halinde yasal yollara başvurulacaktır. 
Staj bitim tezinin tamamı bu linkte: AVUKATLIK STAJ BİTİM TEZİ

23 Aralık 2017 Cumartesi

anayasa taslağı - 129. maddenin ilk ve son hali




tavşanlara yönelik eziyetlerin yasaklanması için peta kampanyasına imza atın. imza kampanyası linki video açıklamasında yer almaktadır, sitenin youtube kanalına gidin video başlığına tıklayarak. 

İnsan merkezli (antrpocentric) anlayışla hazırlanan Yeni Anayasa Taslağının 129. maddesi (ilk hali) her ne kadar doğa merkezli (ekocentric) anlayışla değil, bu anlayışla hazırlansa da yine de hayvan hakları bakımından bu haliyle yasalaşması durumunda bile çok büyük gelişmeler getirmektedir. 

Söz konusu bu taslağın 129. maddesinin ilk halinde “hayvanların ve çevrenin en üst düzeyde korunması” ifadesi geçmektedir. Böylece yukarıda da değinildiği üzere ilk kez “hayvan koruma” konusu Anayasa çapında düzenlenmektedir ve bu yönüyle de hayvan hakları ile ilgili her türlü hukuki düzenlemelerin, Hayvan Hakları Mevzuatının tam olarak uygulanabilirliğini sağlayacağı, bu düzenlemelere aykırı davranışların yaptırımını ağırlaştıracağı açıkça görülmektedir. 

Buna göre, ilk kez Hayvan Koruma tabiri Anayasa’da yer alarak, hayvan hakları konusunda büyük gelişmeler yaşanmakta ve de ilk kez Hayvan Hakları hususunda Anayasal güvence sağlanmak suretiyle çok önemli bir aşama kat etmektedir.

Yeni Anayasa Taslağının resmi olmasa bile, yazılı ve görsel basında yer alan ilk tam metninde 129. madde yukarıda da belirtildiği gibi, “Hayvan Koruma” tabirini de içermekte olduğu görülmüştü. Kamuoyunda daha sonraki tam metinlerde ise söz konusu bu maddenin “Hayvan Koruma” tabirini içermediği büyük bir şaşkınlık ve üzüntüyle takip edildi.

Yeni Anayasa Taslağı 129. madde (İLK HALİ)

“Devlet, herkesin insani gelişimini mümkün kılan çevrede yaşaması için gerekli tedbirleri alır. Hayvanların ve Çevrenin en üst düzeyde korunması ve çevrenin iyileştirilmesi, sürdürülebilir kalkınma ilkesi ile uyumlu olarak herkesin ve devletin görevidir”.


Yeni Anayasa Taslağı 129. madde (Yeni hali)

Beşinci Kısım

Çevrenin Korunması ve Milli Servetlere İlişkin Hükümler

Çevrenin Korunması

Madde 129
“Devlet herkesin insani gelişimini mümkün kılan sağlıklı bir çevrede yaşaması için gerekli tedbirleri alır.
Çevrenin en üst düzeyde korunması ve çevre kalitesinin iyileştirilmesi, sürdürülebilir kalkınma ilkesiyle uyumlu olarak herkesin ve Devletin görevidir”.

129. maddenin bu iki halinin kıyaslamasının yapılması ile birlikte açık ve net olarak “Hayvan” kelimesinin bu maddeden çıkarıldığı görülmektedir. Böylece maddenin ilk halinde yer alan “Hayvan ve Çevrenin en üst düzeyde korunması” tümcesi tamamen kaldırılmış olmaktadır. Buna göre, maddenin ikinci halinde hayvanlar bu koruma kapsamından çıkarılmıştır. Zaten, hayvan hakları ve çevre hakkı tabirlerinin bilinçli olarak kullanılmayarak doğa merkezli (ekocentric) anlayışın değil, insan merkezli (antropocentric) anlayışı benimsediğini açıkça belli eden bir düzenleme olmasına rağmen, en azından “hayvanlar ve çevrenin en üst düzeyde korunması” ifadesiyle hayvanları da bu Anayasal güvencenin kapsamında değerlendiren ve böylece hayvanları da koruma altına alarak hayvan severlerin de destek vermesine neden olan bu madde hükmünün, hayvanları söz konusu bu koruma dışında bırakarak hayvan hakkı olarak değil, hayvanları koruma olarak kullanılmış olsa dahi düzenlemede bulunduran bu madde hükmünün değiştirilmiş olduğu görülmektedir.

129. maddenin son halinde “hayvanlar” kelimesinin çıkartılması suretiyle bir tek çevre korunmasına değinerek bir tek çevre korunmasının düzenlenmesi üzücü olmakla birlikte şaşırtıcı ve düşündürücüdür. Söz konusu bu maddede dikkat çeken bir değişiklik de maddenin ilk halinde yer almamasına rağmen son halinde yer verilen “kalite” terimidir. Buna göre, maddenin son halinde bir eklemeyle “çevrenin iyileştirilmesi” ilk ifadesi, “çevre kalitesinin iyileştirilmesi” şeklinde değiştirilmiştir. Maddeden “hayvanlar” kelimesini çıkartıldığı da göz önüne alınırsa söz konusu bu 129. maddenin başlığından da anlaşıldığı üzere tamamen “çevre koruma” maddesi olarak düzenlenmesi hedeflenmiştir. Yeni Anayasa Taslağının oluşturulması sırasında gerçekleştirilen çalışmalarda “hayvanlar” kelimesi eklenerek daha korumacı ve hayvan koruma amacına hizmet eden bir madde olarak düzenlenmesi ile ilgili kamu oyuna yapılan açıklamalara, yazılı ve görsel basında yer alan bu maddenin oluşumu ve “hayvanlar” kelimesinin maddeye eklenmesi ve böylece çevrenin korunması başlıklı maddenin aynı zamanda hayvanları koruyan bir maddeye dönüştürülmesi ile ilgili açıklamalara göz atılırsa 129. maddenin açıklanan son halinin halinin neden “hayvanlar” terimi çıkarılmak suretiyle hayvan korumanın maddenin kapsamı dışında tutulması durumu çok ilginç ve açıklaması imkansız bir hal almaktadır.



UYARI: bu metin "earthlings" müstear adını kullanan, gerçek kişi hayvan hakları savunucusu olan Ankara Hukuk mezunu hukukçunun hayvan haklarına yönelik 2008 tarihli hukuki çalışmasından alıntıdır. Tüm hakları mahfuzdur. Yalnızca hak sahibi olarak earthlings bu metinden yararlanabilir, kullanabilir, alıntılayabilir ve yayınlayabilir. Earthlings müstear adlı gerçek kişi hariç, kimse bu blog’da yer alan bu metinleri kullanamaz. Bu metin tamamen ve kısmen hiç bir şekilde alıntılanamaz, başka bir yerde yayınlanamaz, kullanılamaz. Hukuka aykırı davranılarak alıntılanması ve başka herhangi bir mecrada yayınlanması halinde yasal yollara başvurulacaktır. 
Staj bitim tezinin tamamı bu linkte: AVUKATLIK STAJ BİTİM TEZİ

10 Aralık 2017 Pazar

ekocentric anlayış vs antropocentric anlayış

azerbaycan da insan merkezli anlayışı kabul eden ülkelerden 

Doğa merkezli (ekocentric) anlayışın günümüzde hakim olan insan merkezli (antropocentric) anlayıştan daha ilerici ve gelişmiş bir anlayış olduğu açıkça görülmektedir. Buna göre, bu anlayışla ikinci anlayışın ortak yönleri doğanın korunması gerektiği ve doğanın korunmaya değer olduğunu kabul etmesidir. Bu iki anlayışın farklı noktaları ise, insan merkezli anlayışın doğayı insan için korunmaya değer gördüğü, doğa merkezli (ekocentric) anlayışın ise doğayı insan ve onun gereksinimlerinin karşılanması bakımından değil, başlı başına korunmaya değer olduğu için korunması gerektiği hususudur. 

Bu anlayışa göre, insan diğer canlılardan üstün değildir, insan ve diğer canlılar yaratılış bakımından eşittir ve eşit oldukları için de, nasıl ki, insan başka canlılara yararlı olup olmadığı bakımından değerlendirilmemekte ve bu yönüyle korunmamakta ise, aynı şekilde, insan dışı diğer canlılar da insan için yararlı olup olmadıklarına göre değerlendirilerek korunmamalı bu hususlara bakılmaksızın, sırf var oldukları, başlı başına bir değer oldukları için korunmalıdırlar. 

Bu noktada yine hayvan koruma açısından hem Hayvan Koruma Kanunun adının incelenmesi ile hem de diğer her türlü hayvan koruma konusundaki hukuki düzenlemelere dikkat edildiğinde insan merkezli (antropocentric) anlayışın hakim görüş olması hasebiyle hayvanlar insanlar için korunmaya değer görülen canlılar olarak kabul edildiği için “Hayvan Haklarından” değil, “Hayvan Koruma” ifadesinden söz edildiği görülür. Yine hem A. madde 56, hem de yeni Anayasa taslağı 129. maddede hakim anlayış ikinci – insan merkezli anlayış olarak kabul edildiği için hayvan hakları terimi değil, hayvan koruma terimi kullanılmak suretiyle hayvanların tıpkı insanlar gibi hakları olan varlıklar değil, ancak korunması gereken varlıklar olarak değerlendirildiği, bu hususun vurgulandığı görülmektedir.

 Oysa ki üçüncü anlayışın – doğa merkezli (ekocentric) anlayışın hakim olacağı her hangi bir hukuki düzenlemede hayvanlar ve insanlar yaradılışsal bakımdan eşit varlıklar olarak kabul edileceği için, hayvanlar, doğa ve çevre insan için oluşturulmuş varlıklar olmadığı görüşü hakim olacağı için, nasıl ki, insan korumadan değil, insan haklarından söz ediliyorsa, aynı şekilde, hayvan korumadan değil, hayvan haklarından söz edilecek ve de her türlü hukuki düzenlemede hayvan koruma tabiri kaldırılarak, hayvan hakları tabiri kullanılacaktır.

 Bu noktada hayvan hakları tabirinin hayvan koruma tabirinden son derece farklı ve çok daha kapsamlı olduğu görülmektedir. Buna göre, hayvan hakları ile kastedilen hayvanların başlı başına değerli ve bu yönleriyle aynı insanlar gibi hakları olduğu hususları kabul edilecektir. Bu noktada yapılması gereken ise, öncelikle Hayvan Koruma Kanununun adının değiştirilerek Hayvan Hakları Kanunu olarak yeniden düzenlenmesi, Yeni Anayasa Taslağının 129. maddesinde ise yer alması durumunda Hayvan Koruma değil de, Hayvan Hakları tabirinin kullanılması bu bakımdan amaca ve söz konusu bu anlayışa uygun olacaktır.


UYARI: bu metin "earthlings" müstear adını kullanan, gerçek kişi hayvan hakları savunucusu olan Ankara Hukuk mezunu hukukçunun hayvan haklarına yönelik 2008 tarihli hukuki çalışmasından alıntıdır. Tüm hakları mahfuzdur. Yalnızca hak sahibi olarak earthlings bu metinden yararlanabilir, kullanabilir, alıntılayabilir ve yayınlayabilir. Earthlings müstear adlı gerçek kişi hariç, kimse bu blog’da yer alan bu metinleri kullanamaz. Bu metin tamamen ve kısmen hiç bir şekilde alıntılanamaz, başka bir yerde yayınlanamaz, kullanılamaz. Hukuka aykırı davranılarak alıntılanması ve başka herhangi bir mecrada yayınlanması halinde yasal yollara başvurulacaktır. 
Staj bitim tezinin tamamı bu linkte: AVUKATLIK STAJ BİTİM TEZİ

29 Kasım 2017 Çarşamba

insan merkezli görüş vs ben merkezli görüş

ayasofya kedisi. hala o bölgede mi diye merak etmekteyim. 

İnsan merkezli (antropocentric) anlayışla ben merkezli (egocentric) anlayışın ortak yönü her iki anlayışın da insanın diğer varlıklardan üstün olduğunu, en önemli, değerli ve korunmaya değer varlığın insan olduğu görüşünü kabul etmesidir. 

En temel benzer yönleri bu olmakla birlikte, ayrıştıkları ve bu yönüyle de günümüz anlayışında insan merkezli görüşün esas alınmasına sebep olan farklılıkları ise şu noktada ortaya çıkmaktadır. Ben merkezli (egocentric) anlayış doğayı insan için yaratılmış olarak görmekte ve de bu yönüyle insan ihtiyaçları için sınırsız olarak yararlanılabilecek kaynak olarak kabul etmekte ve de korunmaya değer bulmamaktadır. 

İnsan merkezli (antropocentric) anlayış ise, her ne kadar ilk anlayış gibi insanı üstün varlık olarak kabul etse de, tam da bu noktada insanların daha üstün olması hasebiyle rahat yaşayabilmesi, korunabilmesi, refahı ve iyi bir doğa ve çevrede yaşayabilmesi için insan dışı varlıkları ve çevreyi korunmaya değer bulmaktadır. Doğanın ve çevrenin korunması gerektiği noktasında bu iki anlayışın farklılıkları ortaya çıkmaktadır. 

Buna göre, ilk anlayış doğanın korunması gerektiğini ve korunmaya değer olduğunu kabul etmemekte, ikinci anlayış ise, doğanın korunmaya değer olduğunu kabul etmektedir. Her ne kadar doğayı ve çevreyi sırf insanların daha iyi yaşaması ve sırf insanlar için korunmaya değer bulsa da, bu görüş de diğer üçüncü doğa merkezli görüş gibi doğanın korunması gerektiğini, korunmaya değer olduğunu kabul etmesi bakımından önemlidir.

UYARI: bu metin "earthlings" müstear adını kullanan, gerçek kişi hayvan hakları savunucusu olan Ankara Hukuk mezunu hukukçunun hayvan haklarına yönelik 2008 tarihli hukuki çalışmasından alıntıdır. Tüm hakları mahfuzdur. Yalnızca hak sahibi olarak earthlings bu metinden yararlanabilir, kullanabilir, alıntılayabilir ve yayınlayabilir. Earthlings müstear adlı gerçek kişi hariç, kimse bu blog’da yer alan bu metinleri kullanamaz. Bu metin tamamen ve kısmen hiç bir şekilde alıntılanamaz, başka bir yerde yayınlanamaz, kullanılamaz. Hukuka aykırı davranılarak alıntılanması ve başka herhangi bir mecrada yayınlanması halinde yasal yollara başvurulacaktır. 
Staj bitim tezinin tamamı bu linkte: AVUKATLIK STAJ BİTİM TEZİ


6 Kasım 2017 Pazartesi

hayvan korumada 3 temel anlayış - antrpocentric - egocentric - ekosantrik

  • Yeni Anayasa Taslağı madde 129 (ilk hali) da maalesef tüm bu olumlu yönlerine rağmen insan merkezli (antrpocentric) anlayışla oluşturulmuştur. Çünkü bu maddede de çevre ve hayvanların korunmasının yine 82 Anayasa’sı 56. maddede olduğu gibi insanların iyi bir çevrede yaşayabilmesi için gerekli tüm tedbirler alınır denmek suretiyle insanlar için var olduğu hasebiyle korunmaya değer olduğu görüşünün hakim olduğu görülmektedir.
  • Halbuki hayvanların insanlar için yaratılmadıkları, kendi varlıklarının bilincinde oldukları ve başlı başına korunmaya değer oldukları görüşüne – doğa merkezli – ekosantrik görüşe göre düzenlenmesi hayvan hakları ve çevre hakkı bakımından son derece ilerici ve gelişmiş bir madde ortaya çıkmasını sağlardı.
  • Bu anlayış doğanın insan için var olduğu, insanın doğadaki en üstün varlık olduğu ve doğanın kendisi için değil, insan için var olması hasebiyle korunmaya değer olduğu, sırf bu nedenle korunması gerektiği anlayışını yıkma amacıyla doğmuştur. Buna göre, bu anlayışın temelini  “ insanlar da dahil, tüm varlıkların yeryüzündeki yaşam topluluğunun eşit düzeydeki öğeleri olduğu, insan türünün diğerlerinden üstün olmadığı” hususu oluşturmaktadır.
  • Bir de çok uzun yıllar benimsenerek kabul gören anlayış vardır ki, bu da ben merkezli (egocentric) anlayıştır. Bu anlayışa göre, insan yeryüzünde en üstün varlıktır ve bu üstün varlık istediğini yapmakta serbesttir, doğayı istediği gibi kullanabilir, bu yolda da kendisi için herhangi bir sınırlama söz konusu olamaz. Bu anlayışın tamamen geçerliliğini yitirdiği ve artık kullanılabilirliğinin kalmadığı görülebilir.
  • Günümüzde bu üç anlayıştan insan merkezli (antropocentric) anlayışın kabul gördüğü ve hukukta her alanda bu ilkenin benimsendiği görülür. Buna göre, doğa ve çevre, yani insan dışı her unsur insanın yaşamını sürdürebilmesi için korunmaya değerdir, korunmalıdır. Bu anlayışta her ne kadar ben merkezli (egocentric) anlayıştan farklı olarak doğa ve çevre korunmaya değer olarak kabul edilse de, bu anlayışta önemli unsur doğanın ve çevrenin insanların yararları için korunması gerektiğidir. 82. A. madde 56 ve Yeni Anayasa Taslağı madde 129 un oluşturulmasında temeL alınan anlayış insan merkezli (antropocentrik) anlayıştır.

UYARI: bu metin "earthlings" müstear adını kullanan, gerçek kişi hayvan hakları savunucusu olan Ankara Hukuk mezunu hukukçunun hayvan haklarına yönelik 2008 tarihli hukuki çalışmasından alıntıdır. Tüm hakları mahfuzdur. Yalnızca hak sahibi olarak earthlings bu metinden yararlanabilir, kullanabilir, alıntılayabilir ve yayınlayabilir. Earthlings müstear adlı gerçek kişi hariç, kimse bu blog’da yer alan bu metinleri kullanamaz. Bu metin tamamen ve kısmen hiç bir şekilde alıntılanamaz, başka bir yerde yayınlanamaz, kullanılamaz. Hukuka aykırı davranılarak alıntılanması ve başka herhangi bir mecrada yayınlanması halinde yasal yollara başvurulacaktır. 
Staj bitim tezinin tamamı bu linkte: AVUKATLIK STAJ BİTİM TEZİ

28 Ekim 2017 Cumartesi

YENİ ANAYASA TASLAĞI VE HAYVAN HAKLARI - 129. madde ilk hali


YENİ ANAYASA TASLAĞI VE HAYVAN HAKLARI

Prof. Dr. Ergun Özbudun başkanlığındaki Anayasa Komisyonunun hazırladığı Anayasa taslağının 129. maddesinin “Hayvan Koruma” terimini de içereceği ve böylece Türk Hukuk Tarihinde ilk defa hayvan koruma konusunun Anayasa’da yer alacağı, bu şekilde de hayvan koruma hususunun ilk kez Anayasal güvenceye kavuşturulacağı kamuoyuna açıklanmıştı.

İlk açıklamalara göre ve taslağın bir bölümünün yayınlanması ile Yeni Anayasa taslağının 129. maddesinin ilk hali bu şekildeydi:



YENİ ANAYASA TASLAĞI 129. MADDE (İLK HALİ)

“Devlet, herkesin insani gelişimini mümkün kılan çevrede yaşaması için gerekli tedbirleri alır. Hayvanların ve Çevrenin en üst düzeyde korunması ve çevrenin iyileştirilmesi, sürdürülebilir kalkınma ilkesi ile uyumlu olarak herkesin ve devletin görevidir”.

Bu maddenin içeriği çevre hakkı ve hayvan hakları bakımından, görüldüğü üzere 82 Anayasa’sı ile mukayese edildiğinde çok daha ilerici ve geniş kapsamlıdır. Bu yönüyle de özellikle çevreciler ve hayvan severlerin son derece haklı takdirini kazanmıştı.

82 ANAYASA’SI 56. MADDE:

“Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir.
Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir”.

Öncelikle, Yeni Anayasa taslağının ilk açıklanan halinde yer alan 129. maddede 82 Anayasa’sı madde 56dan farklı olarak, çevre hakkı daha geniş ve kapsamlı düzenlenmiş, en önemlisi 82 A.56. maddeden farklı olarak çevre konusu yeni Anayasa taslağında başlı başına bir madde olarak yer almaktadır. 82 A. madde 56. her ne kadar çevre konusu düzenlenmiş olarak Türkiye’yi çevre konusuna Anayasa’sında yer veren ülkeler arasına girmesine sebep olsa da başlı başına düzenlenmemiş, 8. kısım - Sağlık, çevre ve konut başlıklı kısmın, A. Sağlık hizmetleri ve çevrenin korunması başlıklı bölümünün altında yer almaktaydı. Bu da çevre hakkı ve korunmasına gereken değerin tam olarak verilmediğinin göstergesiydi. Buna rağmen, yine de ilk kez çevre hakkı ve korunmasına dolaylı da olsa yer vererek Anayasal güvenceye bağlaması bakımından önemliydi. Yeni Anayasa Taslağının ilk halinde yer alan 129. madde çevre hakkı ve korunmasına yer vermek suretiyle bu yönüyle daha çevre bakımından daha ilerici bir Anayasal güvencenin temin edildiğini göstermesi açısından önemliydi.

Bir diğer önemli husus ise, sürdürülebilir kalkınma teriminin ilk kez Anayasa’ya girmesidir. Bu da yine çevre koruma ve hakkı alanında atılmış çok önemli adımlardan biridir. Böylece sürdürülebilir kalkınmanın önemi bir kez daha ve de Anayasa’da vurgulanacak ve de bu ilkenin gerçekleştirilmesi ve bir hedef ve amaç olarak her alanda göz önünde bulundurulmasını sağlaması bakımından çok yerine ve yaptırım sağlayıcı ve vurgulayıcı olacaktır.

Bu maddenin getirdiği en önemli, en sevindirici ve en çarpıcı husus ise tabi ki, HAYVAN KORUMA ifadesinin bu madde bağlığı altında yer alarak düzenlenmesidir. Bu hayvan koruma tabirinin kullanılması ile hayvan koruma konusu sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada ilk kez bir Anayasa kapsamında düzenlenmek suretiyle sadece Türk Hukuk Tarihinde değil, Dünya Hukuk Tarihinde de ilk kez Anayasa’ya girmiş olacak ve bu yönüyle de ilk kez hayvan hakları ve hayvan koruma Anayasal çapta düzenlenerek Anayasal güvenceye kavuşturulacaktı. 

UYARI: bu metin "earthlings" müstear adını kullanan, gerçek kişi hayvan hakları savunucusu olan Ankara Hukuk mezunu hukukçunun hayvan haklarına yönelik 2008 tarihli hukuki çalışmasından alıntıdır. Tüm hakları mahfuzdur. Yalnızca hak sahibi olarak earthlings bu metinden yararlanabilir, kullanabilir, alıntılayabilir ve yayınlayabilir. Earthlings müstear adlı gerçek kişi hariç, kimse bu blog’da yer alan bu metinleri kullanamaz. Bu metin tamamen ve kısmen hiç bir şekilde alıntılanamaz, başka bir yerde yayınlanamaz, kullanılamaz. Hukuka aykırı davranılarak alıntılanması ve başka herhangi bir mecrada yayınlanması halinde yasal yollara başvurulacaktır. 
Staj bitim tezinin tamamı bu linkte: AVUKATLIK STAJ BİTİM TEZİ

22 Nisan 2016 Cuma

SAHİPLİ VE SAHİPSİZ HAYVANLARA EZİYETLE İLGİLİ HÜKÜMLER

sokaklarda sabahtan akşama kadar aç susuz bırakılıp eziyet edilen niyet çektirme amaçlı sömürülen canlar. sokaklarda denk geldiğiniz bu tür tavşan sömürücüsü aşağılıkları orman ve su işleri müdürlüğüne tam adresi bildirerek şikayet etmeniz durumunda zavallı canlar kurtarılır. bu durum kendi hayvanına eziyet etme şeklinde hayvan hakları ihlalidir. şikayet etmeyi ihmal etmeyin. bu aşağılıklarla tartışmayın, anlatmaya çalışmayın, ŞİKAYET EDİN!!!
H.K.K. MADDE 28. BENT C. Bu düzenlemeye göre, H.K.K. madde 6. fıkra 1.e aykırı davranarak sahipsiz hayvanları, yani sokaktaki başıboş hayvanları, uygulamada bunların büyük bölümünü köpek ve kediler oluşturmaktadır, öldüren şahıslara hayvan başına 500 milyon lira ( beş yüz YTL) idari para cezası verilmektedir. Buradan da anlaşılacağı üzere, özellikle belediyelerin sıklıkla bu tür sokak hayvanlarını, kanunun getirdiği tanımla sahipsiz hayvanları toplu olarak itlaf etmesi, yine bu kanunun bu maddesi uyarınca hukuka aykırılık oluşturmaktadır ve idari para cezası uygulamasını gerektirmektedir. Hayvanlara yönelik suçların suç olarak değil kabahat olarak değerlendirilmesi nedeniyle bu madde ile kanuna aykırı olarak hayvanların çeşitli işkence, öldürme, ihmal ve kasıtla bakımsız, beslenmeden yoksuz bırakılarak, tecavüz edilerek v.b. şekillerde öldürülmesi ve eziyet edilmesi sadece idari para cezası ile yaptırım uygulanmaktadır.

Özellikle, çok hassas yapıdaki evcil hayvanlardan olan tavşanların sokakta her türlü düzenlemeye aykırı şekilde niyet tavşancılığı denilen yasal olmayan meslek türünü icra ederken eziyete, işkenceye, bakımsızlığa uğradıkları da bir diğer gerçektir. Tavşanlar yapıları gereği, gürültülü ortamlarda bulunmaması gereken, bu tür ortamlarda bulunmaları halinde strese ve depresyona girebilen, bu nedenle hastalanan hayvanlardır. Ayrıca, tavşanlar güneş ışığından son derece rahatsız olan, gündüz uyuyup gece aktif olan hayvanlardır. Tavşanların bir diğer özelliği de hareketli olmalarıdır, bu yüzden sabit durdurmaksızın sık-sık hareket edebilecekleri alanı temin edilmesi gerektiğidir. Oysaki sokakta niyetçi olarak çalıştırılan tavşanlar bu koşulların tam zıttı olarak, oldukça gürültülü ve aydınlık ortamlarda, uyumaları gereken saatlerde doğalarına aykırı olarak sokaklarda bulundurulmaktadırlar. Aç ve susuz bir şekilde, oldukça kirli bir ortamda bakımsızca çalıştırılmaktadırlar. Bu haliyle de tavşanları doğalarına aykırı olarak, aç susuz bırakarak çalıştıran bu şahıslar H.K.K. madde 15, a ve ı bentlerine aykırı davranmak suretiyle kanun hükümlerini ihlal etmektedirler.

UYARI: bu metin "earthlings" müstear adını kullanan, gerçek kişi hayvan hakları savunucusu olan Ankara Hukuk mezunu hukukçunun hayvan haklarına yönelik 2008 tarihli hukuki çalışmasından alıntıdır. Tüm hakları mahfuzdur. Yalnızca hak sahibi olarak earthlings bu metinden yararlanabilir, kullanabilir, alıntılayabilir ve yayınlayabilir. Earthlings müstear adlı gerçek kişi hariç, kimse bu blog’da yer alan bu metinleri kullanamaz. Bu metin tamamen ve kısmen hiç bir şekilde alıntılanamaz, başka bir yerde yayınlanamaz, kullanılamaz. Hukuka aykırı davranılarak alıntılanması ve başka herhangi bir mecrada yayınlanması halinde yasal yollara başvurulacaktır. 

Staj bitim tezinin tamamı bu linkte: AVUKATLIK STAJ BİTİM TEZİ

5 Mart 2016 Cumartesi

SİTENİN YOUTUBE KANALI

sitenin youtube kanalı mevcut, artık yayınlarda bulunan tüm videoları bu kanala yüklemekteyim. hem derli toplu, kolay ulaşılabilir bir kaynak oluşturması, hem de farklı kaynaklardan yüklediğim/link verdiğim videoların bir süre sonra kalkmış/kaldırılmış olması hasebiyle ortaya çıkan sorunların önlenmesi amacıyla: EARTHLİNGS- YOUTUBE KANALI 
ilaveten, sitenin sayfalar bölümüne hayvan haklarına yönelik güncel haber, eylem ve dilekçelerin kolaylıkla takip edilebileceği bir de GÜNCEL sayfası ekledim. 
son eklenenler: 
UYARI: Görsel + 18 olup, kalp, sinir ve ruh hastaları ile reşit olmayan şahısların dikkatli olması önerilir.

                                          FOK VAHŞETİ

                                              SATIN ALMA SAHİPLEN!

                                             ANGORA TAVŞANI YÜNÜ İLE İLGİLİ KISA BİR VİDEO DAHA!

                                           HAYVAN DENEYİ VAHŞETİ!

                                   tom cruise ve scientology ve hayvan hakları ihlali. bu yaratık tam bir idiot!

13 Ağustos 2014 Çarşamba

rabbit.org

mis kokulu - yer yüzünün meleği - tavşancan
tavşanlara dair önemli bilgi ve çalışmalar içeren, her tavşanseverin takip etmesi gereken, son derece önemli bir site. tavşan hastalıklarında uzman veteriner klinikleri ve tavşan kurtarma rehabilite sahiplendirme kurumlarının listeleri de mevcut bu sitede. bu yönüyle çok faydalı bir site. abd, kanada ve ab ülkeleri hariç diğer ülkelerde tavşanlar için kurtarma/barındırma/rehabilite kurumu bulunmadığından türkiye için böyle bir liste oluşturmak mümkün değil ancak tavşan hastalıklarında uzman veteriner hekim/klinik listesi oluşturulabilir. buna yönelik bir çalışma yapmayı planlamaktayım inşallah.
http://www.rabbit.org/
facebook hesabı da bu: https://www.facebook.com/houserabbitsociety