3 Haziran 2012 Pazar

HER ZOOFİLİN POTANSİYEL PEDOFİL OLMASI


kriminolojide öngörülmektedir. suç bilimine göre bazı suçlar kişilerin eğilimi gereği işlenir. örneğin, fetişistlerin kadın iç çamaşırı çalma, böylece hırsızlığa meyilli olması, uyuşturucu bağımlılarının yine hırsızlığa eğilimli olması gibi. bu anlayışa göre, cinsel saldırı suçluları da yine bu korkunç eğilimlerine göre, en zayıf halkadan başlayarak ilerler, suç işlemeğe devam ederler.
en zayıf halka olan hayvana tecavüz eden zoofil, daha sonra fırsatını bulunca bu suçu çocuklar üzerinde işler, pedofiliğe yönelir.
artık durdurulamaz hale gelir, hem hayvanlara, hem de çocuklara, eline geçirdiği tüm masum, zayıf, korumasız cana tecavüz etmeğe, çoğunlukla da suçu örtbas etmek için bu canları öldürmeğe devam eder.
maalesef, dürüst, vicdanlı insanlara gösterilmeyen, ama konu suçlular olunca ortaya çıkan toplumsal engin hoşgörü gereği, ağır bir ceza da almazlar. örneğin, hayvan ve çocukları bunların şerrinden koruyabilecek müebbet hapis gibi bir cezayla toplumdan uzaklaştırılabilecekken, bu yapılmaz. hayvanlara yönelik suçlar için idari para cezası, çocuklara yönelik olanlar için de "rızası olabilir" gibi saçmalıklara dayanılarak en alt sınırdan ceza uygulanarak toplumun arasına yeni suçlar işlemek üzere salıverilirler.

hayvan hakları savunucuları olarak yoğun bir şekilde belirttiğimiz üzere, hayvanlara eziyet eden, canlara yönelik işkence ve kötü muamelede bulunan, tecavüz, yaralama ve öldürme eylemlerini yapan faillerin, bir sonraki adımları ve kurbanlarının insan olacağı kaçınılmazdır. çünkü, bir kere masum ve savunmasız canlılara karşı bu tür vahşet eylemlerini uygulayabilen her varlık, mutlaka insanlara yönelik de bu tür suç davranışlarını gerçekleştirecektir, aksinin düşünülmesi mümkün değildir.
toplumun tepkisini çeken o menfur suçta da olduğu gibi (üvey dayının 5 (beş) yaşında yavrucağa tecavüz eylemi) bu suç, söz konusu o şüpheli "dayı"nın ilk suçu değildir. bu "dayı" bu masum yavrucaktan önce de köydeki bilumum zavallı hayvana tecavüz etmesi ile biliniyormuş. hayvana tecavüzün suç değil, kabahat olarak tanımlanıyor olması hasebiyle de herhangi bir cezai işleme tabi tutulmamış, muhtemelen - en iyi ihtimalle - bulunduğu ildeki il çevre ve orman müdürlüğü yetkililerinin düzenlediği hayvan hakları ihlali tutanağı ile idari para cezası verilmiştir. (ki ödediğini de hiç sanmıyorum). h.k.k. madde 14-de belirtilen yasakları ihlal eden şahıslar h.k.k. madde 24-de belirtilen idari para cezası müeyyidesine tabi tutulurlar, herhangi bir cezai takibat söz konusu olmaz. yine bu olayda bu "dayı" zoofil ve potansiyel pedofil olarak, önce hayvanlara, sonra çocuklara tecavüz etmiş, işkence ve eziyet yapmıştır.

uzun yıllardır hayvan hakları savunucuları olarak savunduğumuz gibi hayvana yönelik hukuka aykırı her türlü eylemin kabahat değil de, suç olarak tanımlanması ve kabahatler kanununun kapsamından çıkarılarak t.c.k. kapsamına alınması gerektiği bu son çirkin olayla da apaçık ortaya çıkmıştır. buna göre, eğer başbakan ve kurmaylarının hayvan hakları savunucularına seçimden önce söz verdiği gibi bu haklı talep yerine getirilerek hayvana tecavüz ve bilumum kötü muameleyi yapanlar idari para cezası değil, hapis ve adli para cezası gibi yaptırımlara tabi tutulsaydı bu durumda, söz konusu bu küçük zavallı kız bu eziyetlere de maruz kalmayacaktı. şöyle ki, bu "dayı" hayvana tecavüz suçuyla yargılanıp hapis cezasına tabi tutulsaydı, bu durumda hapiste bulunacağından, bu zavallı kızcağız bu menfur eyleme maruz kalmayacaktı.
tabi, burada sosyal hizmetler yetkililerinin de ihmali söz konusudur. bu zavallı yavrucağın, hayvanlara tecavüz edecek kadar cinsel suça meyilli bir kimsenin himayesi altında bırakılmaması ve ivedilikle sosyal hizmetler bünyesinde korunmaya alınması gerekirdi.

özetle, bir canlının kafasını ezerek canını alacak kadar şiddet eğilimli birinin - ufuk günaydın, eğer gerekli cezaya hükmedilmezse, insana yönelik şiddet eylemlerine başvurabileceği apaçık ortadadır. 10. duruşmada yargılamanın sonuçlanmasını ve bu sanığın hakettiği 3 (üç) yıllık hapis cezasına tabi tutulmasını temenni etmekteyim hem zavallı hayvanlar, hem de insanlar adına.

yine, ayşa köpeğe tecavüz ettiği sırada suçüstü yakalanan şerafettin şenol isimli, şeref gibi anlamlı bir özellikten nasibini almamış sanığın potansiyel pedofil olduğu apaçık ortadadır. masum bir köpeciği sürükleyerek evine götürüp tecavüz eden bu insanlık lekesinin, aynısını bir çocuğa yapacağı, yine suç bilimine göre mutlaktır.

17 MAYIS 2012 UFUK GÜNAYDIN SEKİZİNCİ DURUŞMASI - 1. ve 2. yazılar


09.10.10 tarihinde vuku bulan kedi yamuk'un işkence edilerek öldürülmesi olayının üzerinden 1,5 yıl geçmesine rağmen sürekli ertelenmesi hasebiyle neticelendirilemeyen davanın "son diyelim son olsun" mantığıyla inşallah son duruşması.

sırf bu 1,5 yılda bize göre tüm canlıları katletmiş gibi olan bu suçun, t.c.k. kapsamında karşılığı "nas-ı ızrar" olduğundan basit bir mala zarar verilmesi suçunu oluşturması hasebiyle, bu kadar yine bize göre önemli, mevzuata göre "basit" davanın en iyi ihtimalle 8 duruşmada sonuçlandırılacağı göz önüne alındığında, yeni yapılacak yargı düzenlemesiyle, hakimlerin sonuçlandırdıkları dava sayısına göre yani nitelikten ziyade niceliğe göre derece artışına tabi tutulacaklarına yönelik yeni yasama faaliyetlerini desteklemekteyim.

çünkü, hakimlerin terfi değerlendirmesinde dikkate alınacak unsur bitirdikleri, sonuçlandırdıkları dava sayısı olduğunda, bu tür bir mala zarar davasının 8 duruşmaya yayılması söz konusu olmayacak, geciken adalet adalet değildir sözü gereği, adalet daha hızlı tecelli edecek, adil yargılama ilkesinin ihlali nedeniyle türkiye'nin sicili aihm-de kabarmayacak, en son üzücü olayda olduğu gibi sivas katliamının beş sanığı türünden sanıklar zamanaşımından yararlanmayacak, tutukluluk süreleri kısalacak, özetle yargılama daha hızlı ve efektif olarak gerçekleşecektir.
kedi yamuk'un kaldırımlardan akan kanı 1,5 yıldır yerde kalmayacak, hakimler mala zarar davasını 8 duruşmaya yaymayacak, sıklıkla "uf" olmayacak, "ne de olsa ertelerim" düşüncesiyle dosyayı okumadan duruşmaya gelmeyecek, bu davanın 4. duruşmasında olduğu gibi "yamuk kim?" gibi hayvan hakları savunucularının kalbini acıtan o soruyu sormayacaktır.
nicelik önemli, ama türkiye gibi uzun yargılamaların söz konusu olduğu, insan ve hayvan haklarını ihlal ettiği gerçeği dikkate alındığında, hakimleri ellerindeki dosyaları hızlıca eritmeye yönlendirerek tedbirler almak son derece zaruri olmaktadır.
tabi, bu durumun istisnaları da vardır. ankara adliyesinde bir savcı tarafıma iki çuval göstererek, "süre yetmiyor, dosyaları hızlı bitirmek için hafta içinde küçük boy çuvalla, hafta sonu büyük boy çuvalla eve dosya taşıyor, evde de çalışıyorum" demişti. bu tür görevini layıkıyla insan azmini aşacak şekilde yerine getirenler de var, ama 4. duruşmada "yamuk kim" diye soracak kadar dosyayı okumamış olanlar da.
hakim ve savcı sayısının artırılması da yine önemli tedbirlerden olacaktır bu hususta.

------------------------------------------------------------------------------------------------
yarın gerçekleşecek olan, adli para cezasına çevrilmeyecek 3 yıllık hapis cezası kararı verilmesini temenni ettiğimiz duruşma.
8 duruşmaya yayılan bu mala zarar davasının* adli para cezası, kararın açıklanmasının geri bırakılması veya adli para cezasına çevrilebilecek olan 3 yıl altında bir hapis cezası kararı ile sonuçlanması, hem kedi yamuk'un can dostu ahmet hüsnü arda baranı, hem de bu davayı yıllardır takip eden hayvan hakları savunucularını tatmin etmeyecektir.
3 yıllık hapis cezası kararı bu dava için adil ve hakkaniyetli bir karar olacaktır.
duruşma tarihi: 17 mayıs 2012
yer: izmir 9. asliye ceza mahkemesi (bayraklı adliyesi)
saat: 11:40