29 Eylül 2013 Pazar

TEKİRDAĞ YENİÇİFTLİK HAYVAN BARINAĞINDA YENİ KATLİAM! ŞİKAYETE DEVAM - DİLEKÇEYE KATILIM

02.06.14 tarihli güncelleme:
çizgiyle ayrılan alt kısımdaki yazı ve fotolar 29 Eylül 2013 tarihli.
tekirdağ'da bulunan iki barınak - marmara ereğli ve yeniçiftlik barınaklarına dair gönüllülerden gelen yardım talebi üzerine yazmış olduğum yazı ve linkteki şikayet dilekçesi.
üzerinden aylar geçiyor, yine bugün itibariyle sosyal ağlarda tekirdağ, yeniçiftlik barınağında yaşanan açlık, susuzluk, bakımsızlık ve hastalık nedeniyle yaşamlarını kaybeden canların foto ve bilgileri yayılıyor.
alttaki fotolar güncel. barınaktaki canlar aç, susuz ve hasta. halihazırda belediye başkanı ibrahim uyan isimli şahsın inatla barınağa mama ve veteriner hizmeti temin etmemesi sebebiyle yaşamlarını kaybetmeye devam ediyorlar.
konuyla ilgili takip edilecek yollar:
1. barınak koşullarının düzeltilmesi ve kaybedilen yaşamların hesabının sorulması için linkteki şikayet dilekçesini,bu yayındaki fotoları da ekleyerek tekirdağ orman ve su işleri bölge müdürlüğüne göndermek.
2. tekirdağ belediyesinin chp'li olması hasebiyle, chp yönetimine, chp'li hayvansever olduklarını iddia eden milletvekillerine email/faks/twitter/facebook v.s. aracılığıyla ulaşarak yıllardır süregelen soruna kalıcı çözüm bulunması ve sorumluların yaptırıma tabi tutulması için şikayette bulunmak, tepki göstrmek.
3. belediye başkanlığını arayarak barınakta bulunan canların açlık susuzluk, hastalık ve bakımsızlık nedeniyle bilerek isteyerek öldürülmesine ciddi tepki göstermek. Yeniçiftlik Belediyesi
Adres: Merkez Mah., Yeniçiftlik/Tekirdağ
Telefon: (0282) 644 1711
4. belediye başkanlığı tepkiler üzerine barınağa mama temin edene kadar barınak gönüllülerine bir an önce bu canları doyurmaları için mama göndermek.
mama gönderilecek adres: ADRES: SEVİN ASMA, Kamaradere Mah. Servis Yolu Cad. Etap Sitesi No: 17 Marmara Ereğlisi/Tekirdağ Tel: 0544 659 99 71

http://www.turseng.com/...ayvan-barinaginda-yeni.html - şikayet dilekçesi linki (dilekçeyi kopyalayıp bir başka sorumsuz idari kurum olan orman ve su işleri bölge müdürlüğüne tekrar tekrar göndermek gerekmektedir, sorumsuzluklarına son vermeleri, görevlerini gereği gibi yaparak ilgili barınağı denetlemeleri, ilgili yaptırımlara hükmetmeleri, belediye yetkililerinin veterinerlik hizmetlerini gerekli şekilde yerine getirmelerini sağlamaları için, not: dilekçedeki marmara ereğli hayvan barınağı kısmındaki marmara ereğli kelimelerini yeniçiftlik kelimesi ile değiştirin, dilekçeyi göndermeden önce), yeni ve eski barınak vahşetlerine dair görseller ve dilekçenin gönderileceği makam bilgileri yer almaktadır. 
uyarı: ++18, kalp, ruh ve sinir hastaları ile reşit olmayan şahısların dikkatli olması önerilmektedir! ++18




-------------------------------------------------------------------------------------------------------
29 Eylül 2013
  • aylar önce marmara ereğli hayvan barınağına yönelik çok sayıda şikayetin yer aldığı bir email almış ve bu barınakla ilgilenmeye çalışan hayvan hakları savunucusunun bu emailde sunduğu resim ve şikayetlere dayanarak barınağın bu hale gelmesine sebep olan, çok sayıda canın açlık, susuzluk ve hastalıktan ölmesine göz yuman ilgililer hakkında şikayet dilekçesi hazırlamıştım. yoğun bir katılımla ilgili makamlara gönderilen dilekçeye ilgili makamdan hızlı bir şekilde yanıt gelmişti. buna göre, şikayet üzerine barınağa hemen giderek inceleme yaptıklarını, çok fazla sorunla karşılaşmadıklarını, buradaki köpeklerin besili olduklarını, çok iyi bakıldıklarını, sadece veterinerlik hizmetlerinin aksadığını, bunu da çözeceklerini belirtmişlerdi. bundan sonraki bizzat yerinde takip edilmesi gereken hukuki yol ve prosedürleri detaylı şekilde ilgili hayvan hakları savunucusu arkadaşa yazmış ve olayın takip edilmesini, peşinin bırakılmamasını belirtmiştim.


  • bugün yeni görüntüler ve detaylar geldi bu sefer başka bir hayvan hakları savunucusundan. dayanması zor, kalp burkan, dehşete düşüren görüntü ve detaylar bunlar. ilgili dilekçeyi tekrar kopyalayarak, ilişiğine bu yeni katliam vakalarının görüntülerini de ekleyerek belirttiğim adreslere göndermek ve yoğun şekilde katılım gerek.

http://www.turseng.com/2013/07/marmara-eregli-barinagina-dair-sikayet.html - şikayet dilekçesi linki bu. alttaki resimleri kopyalayarak dilekçe ile birlikte linkte belirttiğim email adreslerine gönderin.

  • alttaki bu resimler marmara ereğli ve yeniçiftlik barınaklarında çekildi canları beslemeye giden ve bu korkunç durumla karşılaşan hayvan hakları savunucusu tarafından:

"AYFER KARTAL:
Marmara Ereğli ve Yeniçiftlik BARINAKLARI 
"İlk kez ne yazacağımı bilmiyorum, hala burnumda ceset kokuları, halen gözümde can çekişen evlatlarımın görüntüsü..
5 senedir bu barınakların gönüllüsüyüm yaz demedim ,kar demedim asla pes etmedim. Ama bu gün isyan ettim...Bu gün ilk kez hıçkırıklarla bağıra bağıra ağladım. Oysa ben bu gün evlatları doyurmaya gitmiştim...
Doyuramadım onları.... 
En son 10 gün önce görmüştüm , hatta şeker gibiler demiştim. Bu gün hepsinin tek tek ölülerini topladım. Bir değil iki değil, on değil...Günler öncesinden ölmüşler. Hepsi kurtlanmışlar da kapılarını açan olmamış. 
Hele Ereğli barınakta bir evlat koltuğunda uykuya yatmış gibi ölüme yatmış. Diğer bir evlat onlar yatsınlar diye konulan bir karyola koluna patisini sıkıştırmış. Kimbilir kaç gün bağırarak can çekişmiş de duyan olmamış.
Kime isyan edeyim ben?
Ben şimdi kime???
İçim yanıyor evlatlarıma.
Sorumluları ceza almayacak mı?
Barınakta açlıktan susuzluktan ölen bu canların hesabı sorulamayacak mı?
İYİ UYKULAR BENİM GÜNAHSIZ MELEKLERİM ARTIK ACI YOK AÇLIK YOK."

Yeniçiftlik Belediyesi
Adres: Merkez Mah., Yeniçiftlik/Tekirdağ
Telefon:(0282) 644 1711"


RESİMLER:





hayvanseverin şikayet metninde bahsettiği patisi sıkışıp günlerce çıkaramadan, muhtemelen açlık ve susuzluğun getirdiği halsizlikten kurtulmaya gücü yetmeyen, acı içinde can çekişerek ölen canın resmi 









27 Eylül 2013 Cuma

yaşlanan hayvanı terk etmek

kalbinde gerçek sevgi ve vefa olmayanlar tarafından sürekli gerçekleşen üzücü ve vahim eylem.

 bu köpek can tam 14 yaşında, önünde muhtemelen çok az zamanı kalmışken, bekçiliğini yaptığı fabrikanın sahibi/yöneticileri tarafından "artık yaşlandığı, fabrikayı iyi korumadığı" gerekçesiyle tuzla barınağına terk edilmiştir. bu yaşta barınakta, şimdiye kadar yaşadığı yerden ayrılmanın, terk edilmenin de etkisiyle uzun süre yaşaması mümkün değildir. evine, bahçesine alabilecek olanlara bir an önce almasını önermekteyim.




                                                     ******

  • çok ciddi bir vicdansızlık gerektirir. linkte sözü edilen olayda ortaya çıkan bencillik ve terk etme nedeni ise iyice üzmektedir insanı. zira artık onlara göre "işe yaramadığı" için terk edilmiş. tam 14 yıl aralıksız bir fabrikayı korumakla geçen ömür. devamında vicdansızca bir barınağa terk edilme. 
  • sahiplendirme yapan gönüllülerin bu nedenle çok dikkatli olması, sırf sahiplendirmiş olmak için her önlerine gelene can emanet etmemeleri gerekmektedir. zira çoğu insan sahiplendiği köpekleri ömürlerinin sonuna kadar bu olaydaki gibi bir zincir, bir kap mama, bir kap su ile yaşlanana kadar sömürmekte, iş yerlerini korumalarını sağlamaktadır. 
  • bu nedenle sanayi bölgelerine çok dikkatle yaklaşırız ben ve çevrem. buralarda besleme yaparken sadece yere çakılmış bir kazığa bağlanan, su ve maması bile olmayan, kendi dışkısını içinde debelenip duran canları gördüğümüzde hemen çözer ve işkence gördüğü o yerden uzaklaştırırız. bir canı bu hale getirmeye, hayvana eziyet etmeye kimsenin hakkı yok. 

  • ilandaki can sahiplenene kadar tuzla barınağına en kısa zamanda, örn yarın giderek bu cana şimdiye kadar görmediği sevgi ve şefkat gösterilmesini, yumuşak mama, konserve verilmesini önermekteyim istanbul'lu hayvanseverlerere.

vedat milor

(bkz: süt kuzusu) ve (bkz: süt danası) nı dünyada başka yiyecek kalmamış veya kıtlıktan çıkmışçasına tüketmesi ve tüketilmesini yoğun bir şekilde empoze etmesiyle, aklımda yalnızca ve her daim hayvan düşmanı olarak kalacak şahıs.
allah (c.c.) ıslah etsin.

kediler soğuk havalarda motora sığınır

bu resmi kopyalayarak çok sayıda çıktı alın ve tüm araçların sileceklerine takın!
kapalı mekanlara sığınma eğiliminde olmaları hasebiyle araç motorlarına özellikle kışın soğuktan korunma faktörünün eklenmesi ile sığınan canların akibetinin olumsuz olmaması için dikkat edilmesi gereken önerme.

kediler, özellikle yavru olanları küçücük, kuytu yerlere sığınmakta ustadırlar. bugün bahçeye canların su içmesi amacıyla koymakta olduğumuz, ortadan kesilmiş 5 lt.lik pet şişelerden birisinin içinde kıvrılıp uyumakta olan bir kedi can görünce* yine aklıma geldi bu konu ve uyarı zamanı geldiğini fark ettim. hayvan haklarına yönelik çalışmalarda en fazla dikkat etmeye çalıştığım husus devamlılıktır. bu tür hayvan hakları ihlalleri ve tehlikelerine yönelik, genel olarak tüm hayvan hakları konularına yönelik sıklıkla tekrar hatırlatma yoluna giderim zira bu olaylar bir kereliğe mahsus değildir. devam etmektedir, bu nedenle her vesileyle hatırlatılması gerekmektedir.

diğer entry'lerde de belirtildiği üzere her kış "aracınızı çalıştırmadan önce kaputa vurun, kediler soğuk havalarda motora sığınır" şeklinde çok sayıda not hazırlar ve her yere dağıtırız ben ve çevrem. hayvan haklarına duyarlı herkese bu eylemi gerçekleştirmesini önermekteyim. bu tür notlar bırakma/dağıtma eylemi ta 2007 yılından itibaren hayvanseverler tarafından yoğun şekilde yapılmakta olan, canların motor içinde feci şekilde parçalanmaması için son derece faydalı bir işlemdir. 

22 Eylül 2013 Pazar

the north face

kaz tüyü vahşeti - the north face markası bu vahşete ortak olanlardan. bu markanın hiç bir ürününü almayın, kullanmayın, kullananları uyarın. kaz tüyü vahşetinin mimarlarından olan the north face markasını boykot! 

(bkz: kaz tüyü kullanan üreten satan markalar)
(bkz: kaz tüyü vahşeti)

                                                         *******  

"başarılı" olarak addedilen tekstil, mont, tulum v.s. ürünlerinde işkence sonucu elde edilen kaz tüyü kullandığı için tercih edilmemesi gereken marka. işkenceden kasıt özellikle macaristan, çin ve sibirya'dan tüm dünyaya ithal edilen kaz tüyünün, kazlar canlıyken, üzerilerinden koparılarak alınması, canlı canlı yolunmasıdır.
detaylı bilgi için sözlükteki başlıklar diğer entry'de verilmekle birlikte, görseller için: http://www.turseng.com/...cesi-kaz-tuyu-urunleri.html

ek: 1 yorgan için tam 75 kaz canlı canlı yolunmaktadır. türkiye'de örn. 2008 yılında tam 5 milyon yastık, 500 bin yorgan üretilmiştir ithal edilen bu işkence mamülünden yararlanılarak. bu durumda ne kadar çok kazın canlı canlı yolunmak suretiyle işkenceye tabi tutulduğu apaçık görülmektedir.
özetle hayvan haklarına duyarlı herkes tarafından boykot edilmesi gereken markalardandır, talebin azalması halinde arzın, dolayısıyla işkencenin azalacağı da bilinmelidir. bilmeyenlere bildirilmelidir.


kaz tüyü vahşeti

ingilizceyi çeviri yapacak düzeyde bilen hayvan hakları savunucularına hakkındaki videoları türkçeye gönüllü surette ve kaliteli bir şekilde çevirerek kazandırılmasını önermekte olduğum halen devam etmekte olan işkence.
videoların türkçe alt yazılı olarak izlenmesi halinde çok daha etkili olacağı ve kaz tüyü ürünler kullananları kaz tüyünden vazgeçmeye zorlayacağını öngörmekteyim.

unutulmaz filmler - earthlings belgeseli

earthlings belgeseli hayvan haklarına yönelik duyarlılık ve çalışmalarını ve oyunculuğunu pek takdir ettiğim joaquin phoenix seslendirmesi ve türkçe altyazılı olarak alttaki linkte izlenebilir. kendisi ayrıca peta sözcüsü ve peta videolarının seslendirmecisidir.  earthlings afişlerinde kendisinin yüzü kullanılmaktadır. bkz: üstte.
en etkili ve en iyi hayvan hakları belgeseli olan earthlings'in alt yazılı versiyonuna yer vererek takdirlerimi kazanmış site. diğer çok sayıda bilinçlendirici hayvan hakları belgeseli ve peta video'larını yine altyazılı olarak yayınlamasını, böylece hayvan haklarına yönelik önemli katkıda bulunmasını önermekteyim site sahiplerine. earthlings belgeselinin alt yazılı versiyonunun linki.

bu arada blog'da ingilizce versiyonunu youtube videosu olarak yayınlamaktayım bu belgeselin. ancak çok sayıda soru geliyordu türkçe alt yazılı veya dublajlı olarak nerede izlenebileceğine dair, araştırmış pek bulamamıştım türkçesini. artık bu linki blog'da belirteceğim türkçe izlemek isteyenler rahatlıkla ulaşıp izlesin diye. tüm blog, site, forum sahip ve kullanıcılarına da bu linki yaymalarını önermekteyim.

ilaveten ingilizceyi çeviri yapacak düzeyde bilen hayvan hakları savunucuları yukarıda belirttiğim belgesel ve peta video'larını kendileri çevirerek link verirse pek makbule geçer, hayvan haklarına yönelik amacauygun bir adım olur.


20 Eylül 2013 Cuma

ismet berkan - fındık köpek

(bkz: ismet berkan'ın ölümüne neden olduğu köpek)
hakkında aylık hatırlatma entry'si girdiğim, fındık köpeğin katili olduğu iddia edilen, kendisinin savurduğu tekmelerden can havli ve can acısıyla kaçmak ve kurtulmak için yoğun trafiğin ortasına atlayarak, araç çarpması sonucu yaşamını kaybeden fındık köpeğin can çekiştiği sırada, görgü tanıklarınca "ölsün, umarım ölür, hak etti o, çok iyi olur ölürse, oh olsun" şeklinde garabet bir cümle sarf ettiği belirtilen hayvan düşmanı olduğuna dair düşüncelerin ayyuka çıktığı şahıs.


                                              ******

fındık köpek - bu kısma tıklandığında ekşisözlük'te ismet berkan başlığına gidilir ve fındık köpek başlığına yapılan yönlendirme görülür. sözlükte ismet berkan başlığının üstünde * işareti vardır, bu da başlığın yönlendirildiğini gösterir. merak ettiğim bir nokta ise şudur: bir insan - gerçek anlamıyla bir insan - bir başka canlının ölümüne sebebiyet vermesine rağmen yaşamına nasıl devam edebilir, herhangi bir katliam olmamış, bir bardak kırmış gibi?! ben bilmiyorum bu sorunun yanıtını, ama ismet biliyor! 

18 Eylül 2013 Çarşamba

recep tayyip erdoğan'ın sevmediği hayvan



kedi değildir. 
ilaveten bilinçli bir müslüman olarak allah (c.c.)ın yarattığı herhangi bir varlığı sevmemek gibi dini değerlere aykırı davranışta bulunacağını da sanmıyorum. ayrıca oğlunun çok sevdiği bir köpek can dostu bulunup, başbakan kendisinden sevgiyle sözetmektedir. hayvanseverlerle yaptığı görüşmede bu köpekten söz etmiş, ilk başlarda köpekten biraz çekindiğini, devamında ise pek sevdiğini anlatmış. pati ver dediğinde patisini uzatan köpekten epey bahsetmiştir.



hem veteriner hekim, hem de avcı olmak

normal değildir. 
hem veteriner, hem de hayvan deneyleri için hayvan üreten tacir begüm buğdaycının davranışı ile aynıdır. 
(bkz: begüm buğdaycı/@earthlings)

bu ve benzer şahısların - hayvansever olduğunu iddia edip balıkların böğrüne zıpkın indirmekten çekinmeyen şahıslar da dahil - ruh hallerini anlamak için hemingway'e bakıyorum ben genelde. 
kendisi gayet net, açık seçik açıklıyor bu ruh halini. 

(bkz: ernest hemingway/@earthlings)

ve http://www.edebiyathaber.net/hemingwayin-kedisinin-son-saatlerini-anlattigi-mektup/


                                            ********
kendisinin muadilleri varmış. 
(bkz: hem veteriner hekim hem de avcı olmak)


17 Eylül 2013 Salı

baumax - kaz tüyü satan marka

  • "işkence sonucu elde edilen kaz tüyü ürünler üretmekte/satmakta bir beis görmeyen, hayvan haklarına duyarlı ve aldığı ürünün elde edilme sürecine yönelik hassasiyeti bulunan herkes tarafından kaz tüyü ürün üreticisi/satıcısı olarak bilinmesi ve kaz tüyü satışından vazgeçene kadar boykot edilmesi gereken marka. 
detaylı bilgi için: (bkz: kaz tüyü vahşeti)"
  • bu entry kaz tüyü kullanan üreten satan markalar başlığındaki entry'mden alıntıdır. google'da araştırıp sözlükteki başlığına ulaşanların, bu markanın kaz tüyü işkencesine katkı sağlayan markalardan olduğunu bilmesi/öğrenmesi amacıyla buraya da eklenmiştir. bu kurumun kaz tüyü ürünler satmasına email/faks/tel yoluyla tepki gösterilebileceği gibi mağazadaki şikayet formları da doldurulmak suretiyle tepki verilebilir. 
  • ek: kuş tüyü bilindiği üzere diğer hayvan tüylerinden farklı yapıda olup, kökü mevcuttur, tırnak yapısındadır. azericede bu özellikleri nedeniyle tüy denmez, özel adı vardır - lelek denir. açık "e" harfi ile yazılır ve okunur. 
  • tüy vahşeti tam yansıtmıyor, sanki vücut üzerindeki tüycükler çekiliyormuş gibi canlı canlı. öyle değil halbuki, zavallı kazların vücudundan bu lelekler kökleri ile birlikte sertçe çekilerek alınmaktadır ve bu işlem maalesef son derece acı vericidir. ilgili başlıktaki video'da zaten çoğu kazın bu acıya dayanamayarak nefessiz kaldıkları, yaralandıkları, öldükleri görülmektedir. 
  • sıklıkla blog'daki ilgili yayına yoğun şekilde ilgi gösterildiğini fark ediyor ve bunca çabaya rağmen halen çok sayıda insanın maalesef bu kaz tüyü işkencesi gerçeğinden bihaber olduğunu, yeni öğrendiklerini ve yaymaya çalıştıklarını anlıyorum. 
  • bir kaç kez vurguladığım gibi özellikle soğuk havalar gelirken kaz tüyü yorgan/yastık/mont/tulum v.s. satışları başlayacağından, buna engel olmak, her yerde kaz tüyü vahşetini tekrar tekrar duyurup hatırlatmak, insanları kaz tüyü dehşetine katkı sağlamaktan alıkoymak gerekmektedir. 
  • bu arada 1 adet yorgan için tam 75 kaz canlı canlı yolunmaktadır. bunu bilelim, buna göre davranalım. bildiklerimizi çevremize aktaralım. hayvan hakları ihlallerini önlemek adına, hayvan haklarıyla ilgili öğrendiğimiz her bilgiyi diğerlerine aktarmakla yükümlüyüz, unutmayalım!

ufuk günaydın

  • suçu sabit görülmüş kedi katili.
  • olayın ilk vuku bulduğu günlerde, sözlükte her makul fikre, söylem ve eyleme karşı olanlardan bir kısmı bu kedi katilini savunmuş, "üzerine çok gitmeyin, bu kadar tepki gösterince birileri zarar verebilir buna, uf olur, olmasın, yazık, ühü" şeklinde anlamsız yorumlar yazmışlardı. sanki bu ve benzer başlık altında bu tür hayvan düşmanlarına "aynısı bunlara da yapılmalı" şeklinde verilen tepkiler gerçekleşebilirmiş gibi. 
  •  böyle bir ihtimal yok zaten zira daha önce de belirttiğim gibi bu mahluk maalesef insan olarak nitelenmektedir. zavallı yamuk kediye yaptığı vahşiliği kendisine yapmak mümkün değil, kimse yapmaz çünkü insan olarak değerlendirildiğinden, insanlara yönelik bu tür eylemler de tck kapsamında bulunduğundan, kimse bu mahluk için cezai yaptırıma tabi tutulmayı göze almaz. bu yüzdendir hayvanları koruma kanununun tck'ya alınması na yönelik talep ve isteklerimiz. ki, bu tür hayvan düşmanlarının zavallı canlara yaptıkları bu ve benzer eylemlere idari para cezası veya adli para cezası değil, hapis cezası olarak yaptırım uygulansın. 
  • bu şahsa kedi katili, hayvan düşmanı v.s. gibi çeşitli nitelendirmeler yapılabilir gönül rahatlığıyla zira suçu sabit görülmüştür. yani bu kediyi öldürdüğü iddiası mahkeme tarafından kabul edilmiş, suçu ispatlanmıştır.
  • hakkında kamuoyunu memnun ve tatmin etmese de bir hüküm verilmiş, hüküm kesinleşmiştir. 
  • konunun başına dönersem görüldüğü üzere bu şahsa herhangi bir zarar verilmemiş, gereksiz yaşamına mutlu mesut devam etmiş, okulundan bile mezun olmuştur muhtemelen 2 yıllık su ürünleri fakültesinden. zavallı balıklara da işkence etmesin diye bunun işverenlerinin gözetmesi gerekir bunu. aslında hayvanlara zarar verdiği mahkeme kararıyla kesinleşmiş birinin yine hayvanlarla ilgili bir mesleği yapması hayvan hakları açısından uygun değildir. umarım, puanı ancak bu bölüme yettiği için okuduğu bu bölümden mezun olunca/olmuşsa mesleğini yapmaz/yapmıyordur. 
  • bunu şunun için belirtiyorum, benzer durumlarda ilgili hayvan hakları ihlali başlığında hayvan düşmanı şahsa tepki gösterenlere, koşturarak gelip "ay yapmayın, durun, o da bir insan, bu kadar tepki vermeyin, zarar vermeyin ona" şeklinde abuk yorumlarda bulunmamak gerek, zira olaydan da görüleceği üzere benzer tepkilere maruz kalmış bu kedi katiline herhangi bir zarar verilmemiştir.

kedileri sevmeyip köpekleri çok seven hayvansever

yalnız kendi hayvanını sevip onun dışındakilerden nefret eden (bkz: ismet berkan), kedi ve köpek sevip, sevmekle kalmayıp sahiplendirmelerini yapan ancak bahçesinde tavuk ve hindi besleyip bunları kesip yiyen, yine çok sayıda insanın pet hayvanı olarak bakıp değer verdiği tavşanları pet olarak görmeyip kendi hayvanına tavşan içerikli mama ve aksesuar satın alan, hayvanları sevdiğini iddia edip avlanan - sözlükte de var bunlardan, hayvansever görünmeye çalışıp avı empoze eden şahıslar, köpeğine, kedisine kuzu/av/tavşan içerikli ürün almaktan kaçınmayan, kendi hayvanına mama ve aksesuar alırken hayvan deneyi yapmayan ve helal kesim değil, şoklama yöntemi ile acısız kesim gerçekleştiren markaları tercih etmeyen, böylece hayvan deneyine destek veren, hayvansever olduğunu iddia edip kaz tüyü ürünler kullanan, barınağa gitmeyen, en önemlisi vejetaryen veya vegan olmayan çok sayıda hayvansever görünümlü insandan yalnızca birisi.

14 Eylül 2013 Cumartesi

penelope - istikbal - ikea - bellona - taç ve kaz tüyü ürün kullanan diğer markalar

"işkence sonucu elde edilen kaz tüyü ürünler üretmekte/satmakta bir beis görmeyen, hayvan haklarına duyarlı ve aldığı ürünün elde edilme sürecine yönelik hassasiyeti bulunan herkes tarafından kaz tüyü ürün üreticisi/satıcısı olarak bilinmesi ve kaz tüyü satışından vazgeçene kadar boykot edilmesi gereken marka.
detaylı bilgi için: (bkz: kaz tüyü vahşeti)"

kaz tüyü kullanan üreten satan markalar başlığındaki entry'mden alıntıdır. google'da araştırıp sözlükteki başlığına ulaşanların, bu markanın kaz tüyü işkencesine katkı sağlayan markalardan olduğunu bilmesi/öğrenmesi amacıyla buraya da eklenmiştir.


ek: kaz tüyü ürün kullanan/satan/üreten firmalara/mağazalara/markalara denk gelenler turseng@gmail.com adresine bu hayvan düşmanlarının adını gönderebilirler (bu yayının veya diğer yayınların altına yorum olarak da bırakmak mümkün). bu durumda bu marka/firma/şirket ve mağazalar blog'a ve sözlüğe eklenecek, kaz tüyü ürün kullanan kurumlar olarak duyurulacak, toplumun bilinçlendirilerek uzak durulması, boykot etmesi sağlanacaktır.

kaz tüyü kullanan / üreten / satan markalar

işkence sonucu elde edilen kaz tüyü ürünler kullanmakta/üretmekte/satmakta bir beis görmeyen, hayvan haklarına duyarlı ve aldığı ürünün elde edilme sürecine yönelik hassasiyeti bulunan herkes tarafından kaz tüyü ürün kullanıcısı/üreticisi/satıcısı olarak bilinmesi ve kaz tüyü kullanımından/üretiminden/satışından vazgeçene kadar boykot edilmesi gereken markalar.
detaylı bilgi için: (bkz: kaz tüyü vahşeti)


    
ve denk geldikçe ekleyeceğim diğer onlarca marka.

türkiye'ye kaz tüyü yoğun şekilde macaristan ve sibirya'dan ithal edilmektedir. son yıllarda maalesef yoğun talep nedeniyle ithalat artmıştır, bunun yanısıra kars gibi şehirlerde de yoğun devlet teşviki nedeniyle kaz tüyü üretimi son hızla devam etmektedir. 

örneğin, ta 2008 yılında 5 milyon yastık, 500 bin adet de yorgan üretimi gerçekleştirmiş bu firmalar ithal ettikleri kaz tüyünü kullanarak. 1 adet yorgan için 75 kazın canlı canlı yolunduğunu belirten peta verileri dikkate alındığında, bu 500 bin yorgan ve 5 milyon yastık için kaç canın işkence ve eziyete maruz bırakıldığı rahatlıkla hesaplanabilmekte, apaçık görülmektedir. 
her zaman belirtildiği üzere talep olmazsa arz da olmaz. bu kadar yastık ve yorgan talep edilmiş ki, firmalar da bu kadar ürünü üretmiş. bu nedenle toplumu bilinçlendirmeye, kaz tüyü üreten firmaları protesto etmeye özellikle kış günleri yaklaşırken, bu tür ürünlerin tüketimi artarken son hızla devam etmek gerekmektedir.


11 Eylül 2013 Çarşamba

"lütfen kedi ve köpeklerinizi yaklaştırmayınız" şeklinde uyarı

ilgili belediyeye görsel ve açık adres bilgileri ile şikayet edilmesi halinde idari para cezası uygulanması sağlanabilecek hayvan düşmanı ve ivedilikle protesto edilmesi gereken absürt işletmenin abuk uyarısı. çevreye yazı, uyarı, duyuru, ilan v.s. keyfi uygulamalarla yapıştırılamaz, asılamaz. kamuya ait, ortak kullanım alanlarına bu tür yazı ve görsellerin yapıştırılması izne tabidir. 
bunun dışında ilgili işletme sözlüğün yanısıra twitter ve facebook gibi sosyal ağlarda isim verilip ilgili görsel de belirtilmek suretiyle protesto edilebilir. bu durumda çok sayıda insan bu hayvan düşmanı dükandan alış veriş yapmayı bırakacaktır. iletişim bilgileri de verilirse email/tel. aracılığıyla da tepki gösterilebilir. 

zira uyarıdan anlaşıldığı üzere sahipli hayvanların uzak tutulmasına yönelik olup, kendi kedi ve köpekleri ile dolaşanları ve mekana bu canlarla girmek isteyenleri uzak tutmayı amaçlamakla birlikte, sahipsiz olanlar muhtemelen tekme atmak, üzerlerine çeşitli sıvılar dökülmek suretiyle kovuluyor, uzaklaştırılıyordur. bu uyarıdan bu husus apaçık anlaşılmaktadır. 
özetle, adı ifşa edilmeli bu hayvan düşmanı mekanın.


not: bu entry sözlükte ilgili başlık altında verile bir bilgi nedeniyle yazılmıştır.  "kadıköy halitağa caddesinde bulunan bir simit dünyası dükkanının yakınındaki ağaca şeffaf dosya ve koli bandı yardımıyla kondurulmuş yazı." diye söz etmiş bu uyarıyı ilgili caddedeki işletmenin yakınındaki ağaca asılmış surette gören yazar "londonselic"  nick'li arkadaş.  
bu işletmenin adı henüz tarafıma ulaşmadı. ulaşınca ayrıca ismen belirteceğim. ancak kadıköy, halitağa civarını bilenlere, bu caddede bu hayvan düşmanı yazıya denk gelenlere önerim, bu yasadışı uyarıyı koparıp atmakla birlikte ilgili işletmeye giderek yetkilileri ile görüşüp tepki gösterilmesi, bu hayvan düşmanı tavrın devam etmesi halinde boykot eyleminin sürdürülerek söz konusu işletmeden alış veriş yapılmayacağı ve hiç bir surette yararlanılmayacağı ve de çevreye de anlatılacağının bildirilmesidir. 

9 Eylül 2013 Pazartesi

ayşe arman - tavşan sevgisi - tavşan hımm




bir tavşansever olarak kendisinin bir tavşanın kurtarılmasına vesile olduğunu, ülke değiştirirken canı terk etmekten kaçınarak, büyük zorluklarla getirtmesine ve genel olarak bu tavşana karşı yoğun sevgi beslemesine dair yazılarını fark edip okuyunca hakkında tüm olumsuz düşüncelerimin olumluya çevrilmiş olduğu tavşansever insan. 

ilgili entry'lerde belirttiğim nedenlerle kendisini okumamaktayım zira yazdığı hemen hemen hiç bir konuyla ilgilenmemekteyim. ilgimi çekebilecek kadın ve çocuk haklarıyla ilgili somut olayları ise çok fazla abartıp, magazinleştirmesi, daha fazla okunmak adına gereksiz detaylara girmesi, dram ve trajedilerden hit sağma çabaları hoş gelmez şahsıma. her ne kadar gerçek olayları işleyip yazsa da okurken söz konusu bu çaba ve etkenler nedeniyle sanki kurgulanmış, gerçek olmayan, samimiyetsiz ve yapaymış gibi bir etki bırakır üzerimde. 

    özetle, okumuyorum, ilgilenmiyorum kendisi ve ortaya çıkarttığı çalışmalarla. tek konu hariç - tavşan hımmm. 
    zaafım bulunan, çok fazla önem verip, sevdiğim tavşanlara yönelik duyduğu gerçek sevgi, şefkat, gösterdiği ilgi ve bunları yazdığı yazılarda açıkça hissedilen samimiyet ve sadece tavşan sevgisinden haberdar olan tavşanseverlerin anlayacağı ve içtenlikle hissedeceği o muhteşem duygu - tavşanların verdiği mutluluk hissi fark edilir tarafımdan ve son derece etkileyip duygulandırır. 

    kendisini takip etmediğim için tavşanıyla ilgili yazılarını da neredeyse her zaman, hayli uzunca süre sonra, tamamen tevafuk eseri fark eder ve okurum. sadece tavşanı hakkında yazdığı yazıları merak ettiğimden, içinde tavşan kelimesi geçen yazılarını gönderebilecek bir sistem varsa yararlanmak isterim hatta. 
      özetle, bir süre önce yine tamamen tevafuk eseri tavşanı hımmm'ın hasta olduğunu, devamında biraz iyileştiğini öğrenmiş bulundum ilgili yazılarını okuyarak. 
      candostunun hele de bu bir tavşansa hasta olduğunda hissedilenleri yakinen bilen biri olarak çok üzüldüm. 
      hımmm'a allah (c.c.) şifa versin. bol bol dua ettim ve etmeye devam edeceğim hımmm için. 
      ilaveten, (bkz: tavşan hastalıkları) başlığındaki entry'lerimde yazdığım nedenlerle tavşanlar konusunda ilgili ve bilgiliyim çok şükür. 
      yazılarında söz ettiği hastalıkları uzun süre önce yabancı bilimsel kaynaklardan araştırmış, çok sayıda makale okumuş, uygulamada başarıya ulaşan tedavileri öğrenmiştim. türkiye'de maalesef tavşanlar hususunda bilgili veteriner hekim sayısının son derece az olması hasebiyle, tavşancanlara uygun tedavi yapılmamakta ve canlar vet. hekim hataları nedeniyle yaşamlarını kaybetmektedirler çoğu zaman. 
      bu nedenle kendisine önerim çokça araştırma yapması yabancı kaynaklardan ve yurtdışından tavşan uzmanı hekimlere ulaşarak tedavi için görüş ve öneri alması.
      benim yapmış olduğum araştırmalara göre hımmm'ın hastalığında etkili iki ilaç sistemi mevcut, bunları halihazırda tedavi uygulamakta olan hekimlerine belirtmesini ve danışmasını, uygun görürlerse bu tedavilerin de uygulanmasını önermekteyim. ayrıca veteriner fakültelerinde egzotik hayvan alanında uzman hocalarla da görüşmesi yerinde ve amacauygun olur. 

      bu hastalıkta yurtdışında uygulandığı ve başarıya ulaştığı belirtilen ilaç grupları bu şekilde: (ilaç ismini doğrudan vermeyeceğim, vet. hekim bilir zaten, sadece grubu belirteceğim) kortizon (özellikle denge problemi için çok iyi, tabi tavşanlara uygun en az doz ve süre ayarlanmalı) ve enrofloksasin grubu (bu antibiyotik tavşanlar için bir çeşit kurtarıcıdır neredeyse her hastalıkta). enrofloksasin grubunda dikkat edilmesi gereken husus vet. hekimlerin tavşanlara reçete yazarken kedi ve köpek için özel ilaçları öneriyor olmalarıdır. bu ilaçlar tavşanlar için uygun değil, çünkü kedi ve köpekler için ayarlanmış bulunan enrofloksasin grubu ilaçlarının içeriğinde kemik, et ürünleri olabiliyor. tavşanlar için kemik ve et ürünleri öldürücüdür. bu nedenle sadece tavşan, kanatlı hayvan gibi canlara özel enrofloksasin ilaçları yazılmalı ve verilmelidir. sıvı halinde olur bu ilaçlar. 
      kimse bu ilaçları vet. hekime danışmadan, kendi başına vermesin asla tavşanına. mutlaka vet.e danışın, vet. uygun görür ve yazarsa, o zaman verin. uygun görmez, yazmaz ise başka bir vet.e danışın, vet. fakültesine gidin, çok sayıda hekimin görüşünü alın.


      kendisinin hımmm'la ilgili yazıları bu linklerde: http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/24401966.asp - diren hımmm başlıklı yazı

      8 Eylül 2013 Pazar

      yavru köpeği motosiklete bağlayıp sürüklemek

      yavru köpeği önce av tüfeğiyle vurup, devamında motosiklete bağlayarak sürükleyen, işkenceyle öldüren hayvan düşmanının resmi. ava hayır! avcılar av hayvanlarının yanısıra pet hayvanları ve son kertede insanları da öldürme potansiyeli bulunan mevcut hayvan katili ve olası insan katilleridir.

      *******
      halihazırdaki uygulamaya göre 400 tl tutarında idari para cezası gerektiren yine yürürlükteki kanunlara göre kabahat, yürürlüğe girmesi gereken kanunlara ve vicdanlara göre en ağır suçtur.
      hem köpeği vuran, hem de sürükleyerek işkence eden bu iki şahsa h.k.k.a göre idari para cezası uygulanacak işledikleri bu "kabahat"ten ötürü. bilindiği üzere idari para cezaları sabıka kaydı gerektirmiyor, yani bu iki şahsın adli sicil kayıtları tertemiz. işledikleri bize göre suçtan, kanunlara göre kabahatten ötürü adli sicillerine herhangi bir kayıt düşmeyecek. tıpkı bir diğer canı - kedi yamuku ezerek, işkenceyle öldüren diğer şahıs ufuk günaydın gibi.
      bu tür haksızlıklara dur demek, bu tür fiilerin artık kabahat değil, suç olarak tanımlanması, h.k.k. -nun kabahatler kanunu kapsamından çıkarılarak t.c.k.-ya alınması, yeni anayasa taslağında ve yasalaşınca tabi ki, anayasa'da "hayvanları koruma" tabirine yer verilmesi için tüm hayvan hakları savunucuları, hayvanseverler, hayvan haklarına duyarlı gerçek insanların yapması gereken sadece başlık altına entry döşemek değil, bizzat uğraşmak, bu yönde kanunkoyucuya baskı yapmak, artık hayvan haklarının yasal yollarla iyileştirilmesini sağlamaktır.
      aksi takdirde bu olaylar ilk değil, son da olmayacak.
      ek: uzun yıllardır hayvan hakları ile uğraşan, uzmanlık alanı hayvan hakları mevzuatı olan, bu tür olaylara yönelik hukuki açıdan çalışan bir hayvan hakları savunucusu olarak bizzat gördüğüm, uğraştığım, bu şekilde haberdar olduğum v.s. her türlü hayvan haklarına aykırlık - özellikle hassas olduğum husus - canlara işkence, eziyet, kötü muamele, yaralama, tecavüz, öldürme gibi durumlar halen ve dayanılmaz şekilde tarafıma olumsuz etki etmekte, fiziksel olarak etkilemektedir. bunca zamana rağmen alışamadığım ve hiç bir zaman da alışamayacağım bu olayların, bizler daha fazla çalışıp ortadan kaldırmadıkça devam edeceğini bilmek ayrı bir zulüm olmaktadır her gerçek insan 

      7 Eylül 2013 Cumartesi

      PAR LAGERKVİST - BODRUMDA HİKAYESİ (İLK KEZ YAYINLANIYOR)


      • http://www.turseng.com/2013/06/luigi-pirandello-ses-hikayesi-ilk-kez.html - linkteki yazıda da belirttiğim üzere çeşitli sebeplerle türkçeye çevrilmemiş olan çok sayıda eserden beğendiğim bir kaçını türkçeye gönüllü olarak kazandırmakta ve bu blog'da yayınlamaktayım. gönüllü surette bir çok değeri eseri türkçeye çevirmek son derece zevkli, verimli ve de zihin yorgunluğunu giderici etkileri bulunan bir eylem. yabancı dil bilen herkese öneririm.
      • ilk çevirdiğim hikaye üstteki linkte yer almakta olan luigi pirandello'nun ses adlı hikayesidir. bu dahi yazar özellikle piyesleri ile bilinmekte olup, senarist ve oyun yazarlarına iyi yazmanın sırlarını öğrenmek için pirandello okumalarını önermekteyim. pirandello'dan iyi piyes yazmanın sırlarını öğrenmek kolaydır, tıpkı hemingway'den roman yazmanın incelikleri ve sırlarını öğrenmenin kolay olması gibi.
      • nobel ödülü maalesef her zaman hak eden, gerçek yazarlara verilmemekte, orhan pamuk örneğinde olduğu gibi siyasi gerekçelerle, taraflı ve hatalı şekilde de verilebilmektedir. her ikisi de nobel ödüllü olan bu iki yazarın, başka bir deyişle bir hak eden, bir de hak etmeyen iki yazarın arasındaki farkı değerli bir arkadaşımın söylediği şu fikir açık seçik ve net olarak ortaya koymaktadır. söz konusu arkadaşım orhan pamuk kitapları için "dövseler okumam" derken, luigi pirandello'nun bu hikayesi için "su gibi okudum" şeklinde fikir beyan etmişti. bu iki farklı zamanda, farklı konuşmada sarfedilen, ancak biraraya geldiğinde konuyu epey aydınlatan cümleler/fikirler, nobel ödülünün hak ederek, eserleriyle alınması ile hak etmeden, eserleriyle değil, siyasi söylemlerle alınmasına net bir örnek olmanın yanısıra açıklık da getirmektedir.
      • gerçek/kaliteli yazarın eserlerinin ve kendisinin başarısı okunma zorluğunu aşıp aşmama ile değil, "su gibi" okunmayla ölçülür. pirandello'nun eserleri su gibi okunup, ezbere bilinip, tamamen farklı meslekte olan biri tarafından kısıtlı zaman ve enerjisinden pay ayırarak gönüllü surette çevrilecek, topluma ulaştırılması için çaba gösterilecek kadar değerliyken, pamuk'un "eserleri" okunup okunamadığına göre değerlendirilmekte, insanlar onun eserlerinden "bir kaç kitabını okudum, bitirmeyi başardım" diye söz etmektedirler. onun eserleri! o kadar kötüdür ve sıkıcı, edebi yönden noksan ve gereksizdir ki, insanlar sırf okumuş olmak, nobel ödüllü bir yazarın kitaplarını okumayacak kadar "cahil" oldukları sanılmasın diye sırf göstermelik olarak mecburen ellerine alarak okumaya çalışmakta!, bitirmeye çaba göstermekte ve nihayet hayli uzun süreçte ve de hiç zevk almayarak bitirdiklerinde bununla övünmekte, "ben orhan pamuk kitabı okudum, bitirdim, bu sebatı gösterdim" diye gururlanmaktadırlar. iyi eser okutur, kötü eser sıkar, kaçırtır. özetle, pirandello gönüllü olarak bir hukukçu tarafından çevrilirken, kimse pamuk kitaplarını gönüllü surette başka bir dile, herkese ulaşsın diye kazandırmaz.
      • bu sefer isveç yazarı par lagerkvist'ten iki hikaye çevireceğim. pyer lagerkvist diye okunmaktadır bu önemli nobel ödüllü yazarın adı.
      • http://parlagerkvist.com/index.html - sitesi bu linkte. biyografisi v.s. hakkında detaylı bilgi edinmek için linke gidin.
      • bodrumda ve asansör cehenneme iniyordu adlı iki hikayesini çevirecek ve blog'da, bu yayında yayınlayacağım inşallah.
                                                                    BODRUMDA
      Onu hepimiz gördük ve diyebiliriz ki, her gün görüyoruz. Ona dikkat etmiyor, yattığı yerin etrafından sık sık geçip gidiyoruz, hiç umurumuzda bile değil, sanki hiç orada yatmıyor ve sanki hayatımızın ayrılmaz bir parçası. Ben deri eldiven geçirdiği elleri ile yere tutunarak sürünen topal Lindgren'den söz ediyorum; onun ayaklarında da aynı deriden mevcut.
      Küçük, itaatkar gözleri, kısa sakallı suratına işlemiş bulunan ıztırabı ifade etme gücüne sahip değildi. Ona her zaman rastlamışızdır ve her zaman rastlaşıyoruz, biz onu görmüyoruz, sanki o, - hayatımızın ayrılmaz bir parçasıymış gibi. Ayaküstü kurumuş eline bir kaç kurul atıyoruz - ne de olsa onun da yaşaması lazım.

      Bu yaşlı hakkında herkes sadece şunu biliyor: o, bu dünyada mevcut. İşte bu yüzden, ben onun hakkında bildiklerimin hepsini anlatacağım.

      Bu yaşlıda nedense hoş ve sakinleştirici bir yön bulunduğundan, onunla sohbet etmek hoşuma gidiyordu, işte bu yüzden sık sık durarak onunla konuşuyordum. Onun önünde bu kadar sık durduğum için çevrede dolaşanlar öyle zannede bilirlerdi ki, güya o benim zavallı bir akrabamdır. Ancak bu doğru değil. Sülalemizde dilenci yok, kısmetimize düşen derdi kederi metanetle karşılamış ve bu konuyu çevremize ifşa etmemiş insanlarız biz. Bunun dışında, bir de o nedenle durarak onunla sohbet ediyordum ki, kendisini sefil, kimsesiz biri olarak hissetmesin, onun da konuşacak konusu bulunsun.

      Aramızda öyle derin bir uçurum olduğunu kesinlikle hissetmiyordum, sıklıkla düşünüyordum: eğer aniden benim de ayaklarım kurusaydı ve böyle yerde sürünseydim, böyle bir kaderin benim kısmetime nasip olduğuna hiç bir şekilde şaşırmaz ve kızmazdım. Demek, bizim aramızda her neyse ortak bir yön vardı.

      Bir sonbahar akşamında adet olduğu üzere aşıkların randevulaştığı parkta onunla karşılaştım. Burada kimse kalmamasına rağmen o, fenerin altında, ışığın aydınlattığı yerde elini açarak uzanmıştı, büyük ihtimalle, anladığım kadarıyla bu işlerin nasıl yürüdüğünden habersizdi ve nerede olsa elini açarak uzanıyordu veya belki de bu civarda yaşıyordu. Az önce yağmur yağmıştı, yerde gölmeçeler oluşmuştu. Lindgren'in üstü tamamen kirlenmişti, çok yorgun ve hasta gibi görünüyordu.

      - Eve gitme zamanı gelmedi mi, Lindren? - diye sordum - Artık geç oldu.

      - Evet, - diye yanıt verdi - galiba zamanı geldi.

      - Ben biraz sizi geçiririm. Nerede oturuyorsunuz?
      Adresini söyledi ve anlaşıldı ki, neredeyse yan yana oturuyoruz ve yolumuz aynı.
      Çapraz sokağı geçtik.

      - Yolu geçerken korkmuyor musunuz? - sordum.
      - Hayır, ne diyorsunuz - yanıt verdi - herkes bana çok dikkate yaklaşıyor. Dün polis benim için araçları durdurdu. Tabi, o, hızlı olmamı istedi ancak bunda şaşılacak bir şey yok. Hayır, hayır! Burada herkes beni tanıyor ve herkes bana alışmış.

      Biz yavaş yavaş yolumuza devam ettik. Her adımda durmak zorunda kalıyordum, çünkü bana yetişemiyordu. Yağmur çiselemeye başladı. Evine, yuvasına kavuşmaya çalışan yorgun hayvan gibi kirli elleriyle taşlara tutunup vücudunu öne sürükleyerek yerde sürünüyordu.
      Ancak o da benim gibi bir insandı, konuşuyor, iç çekiyordu. Karanlık olduğundan ve ancak tek tük fenerler yandığından onu iyi görmüyordum, ancak duyuyordum, tüm gücüyle eri kalmamaya çalıştığını ve ifade edilemeyecek kadar büyük bir keder ile azap çektiğini hissediyordum.

      - Lindgren, kendi kaderinizden hiç mi şikayetçi değilsiniz? - diye sordum - herhalde o sık sık size acı olarak geliyordur?

      - Hayır, - yanıt verdi - Evet, herhalde siz şaşıracaksınız, açıkçası ben şöyle düşünüyorum ki, benim kaderim başkalarının düşündüğü kadar zor değil. Her şeye alışıyorsun. Zira ben böyle doğdum. Diyelim öyle bir insan var ki, sağ salim doğmuş ve aniden durduğu yerde onun başına böyle bir iş geliyor, işte bak bu daha kötü. Yok, aslında iyice düşünürsem herhangi bir şikayetim yok. Muhtemelen daha kötü durumda yaşayan insanlar da var. Çeşitli felaketler var, bense sakince yaşıyorum - kader bana karşı merhametlidir. Aslına bakarsak, hayatta ben ancak iyi şeyleri görüyorum.

      - Nasıl yani? - ben şaşırdım.
      - Evet, ben ancak iyi insanlarla karşılaşıyorum, ancak onlar bana para vermek için duruyorlar. Geri kalanları hakkında herhangi bir söz söyleyemem, zira onlar benim yanımdan doğruca geçip gidiyorlar.
      - Lindgren, görüyorum ki, her şeyi iyiye yormayı başarıyorsunuz! - gayri iradi tebessüm ettim.
      - Neden? Bu böyle. - ciddi şekilde itiraz etti. - Ve bunu değerlendirmek gerek.

      Gerçekten de onun sözlerine ciddi yaklaştım. Anladım ki, o haklı, - ne mutlu hayatta ancak iyi şeyleri gören insanlara.

      devam edecek...

      diğer hikayeyi şubat'ta başlayıp ta ağustos'a kadar sündürdüğüm, oldukça geç bitirdiğim için bu hikayeyi aynı akibete uğratmamaya ve bir an önce bitirmeye kararlıyım. bugün bitirmeyi planlıyorum inş. zira elden kalan elli yıl kalıyor.



                                                                     

      6 Eylül 2013 Cuma

      KAZ TÜYÜ VAHŞETİ - 1 YORGAN 75 KAZ DEMEK


      • kaz tüyü vahşetinin unutulmaması, her daim hatırlanması gerekmektedir. bir süre önce sitenin istatistikler bölümünde kaz tüyü işkencesi başlıklı makaleme şu anahtar kelimelerle ulaşılmış olduğunu görünce, tekrar hatırlatma zamanı geldiğini farkettim. anahtar kelimeler özetle şu şekildeydi: "kaz tüyü mont mağaza ankara" .
      • bunu görünce ya toplumun tamamına ulaşılarak kaz tüyü vahşeti hakkında bilgilendiremediğimizi yada daha kötüsü herkese ulaşılmış olduğunu ancak bazılarının satın aldığı ürünün nereden geldiği konusunda hassas olmadığını düşündüm. umarım ilk düşüncem geçerlidir ve bu yayınla tekrar hatırlatarak toplumun ulaşılamayan kısmına da ulaşarak, kış da yaklaşırken kaz tüyü ürünler satın alınmasına engel olmayı başarırız. çevremize kaz tüyü vahşetinden sıkça bahsedip, ilgili makale ve görsellere yönlendirmek, hatta sadece türkiye toplumu ile sınırlı kalmamak ve tüm dünyaya ulaşarak, bilgileri ulaştırarak tüm dünyada kaz tüyü ürün satın alınmasına engel olmak, böylece talebi azaltarak arzı ortadan kaldırmak, son kertede kaz tüyü üretimini tamamen yasaklatmak gerekmektedir. ilgili makalem, diğer dillere çevrilerek kaynak linkini fikri haklar yasası hükümleri gereği mutlaka belirtmek koşuluyla yabancı site/blog/forumlarda yayınlanabilir. bu izin yalnızca yabancı yayın organları için geçerli olup, türkiye'deki şahıs/kurum/kuruluşlar verilen bu izinden yararlanamazlar. link verilse dahi makalelerimi kopyalayarak başka mecralarda yayınlayamazlar. aksi takdirde fikri hak ihlali uyarınca ilgili hukuki prosedür takip edilir.

      http://www.turseng.com/2013/02/kaz-tuyu-iskencesi-kaz-tuyu-urunleri.html - ilk makale, detaylı bilgi edinmek için linke gidin.

      • kaz tüyü vahşetine yönelik ilgili video'yu tekrar yayınlamaktayım. mutlaka çevrenize duyurun, kaz tüyü işkencesinden haberdar olmayanları haberdar edin. hayvan haklarına yönelik bilip de anlatmadığımız bilginin vebali üzerimizde kalmaktadır zira bu durumda bilmeyen şahıslar örn kaz tüyü ürünler satın almakta ve böylece çok sayıda kaz işkenceye maruz kalarak nefessiz bırakılarak yaralanmakta, ölmektedir.
      • 1 adet yorgan için 75 kazın işkenceye tabi tutulduğu gerçeğini öğrenen herkes bunu anlatmakla, toplumu bilinçlendirmekle yükümlüdür.



      5 Eylül 2013 Perşembe

      carrefour

      • bafra şubesinin camekanlı restoranında yemek yiyen müşterileri izlediği gerekçesiyle bir sokak köpeğini belediyeye şikayet etmek suretiyle barınağa aldırdığı belirtilen, bu yönüyle hayvan düşmanı kurumlar arasında yer aldığı iddia edilen marketler zinciri.

      • hayvan hakları açısından çok sayıda ihlal haberi alınmakta olan bu ile bağlı bir diğer ilçe olan vezirköprüde barınak çalışanları tarafından aç bırakılmakta olan canların, bir diğer köpeğe saldırarak parçaladıklarına, bu olay esnasında barınak çalışanlarının ortaya çıkarak müdahale edip, saldırıya uğrayan köpeği kurtarmadıklarına dair video'nun da bulunduğu olayın şikayet dilekçesi daha önce hazırlanmıştı tarafımdan:
      • http://www.turseng.com/...rkopru-hayvan-barinagi.html
      • uyarı: +18, kalp, ruh ve sinir hastaları ile reşit olmayan şahısların dikkatli olması önerilir. 

      • bu canın merkez mi, yoksa bu ve benzer vahşet barınaklarından birine mi alındığına dair kesin bilgi mevcut değil. sosyal medyada aktif duyarlı şahıslar olaya yönelik detaylı bilgi edinip, hangi barınakta olduğunu paylaşırsa bu canın iyi olur. böylece hem ilgili şubeye tepki gösterilir köpeğin resimleri ile birlikte, hem il ormana şikayet edilir, hem de canın sahiplenmesine yönelik çalışmalar yapılır.

      EN AZ 3 KEDİ

      desteklemediğim eylemlerin desteklediğim sloganı.

      hatta genişletiyor, şöyle ekliyorum. en az 3 kedi, biri engelli. 
      bu şekilde düşünüyorum zira gerçek hayvanseverlerin evlerinde mutlaka bir engelli (fiziksel, duyma, denge problemli veya görme) cana yer verilmesi gerektiğini öngörüyorum. çünkü sağlıklı, cins ve yavru canlara herkes evinde rahatlıkla yer veriyor ancak bilinmeyenden korkulması, ek külfet getireceğinden endişe edilmesi gibi sebeplerle çoğunluk sokaklarda yaşam şansı bulmayan engelli canları sahiplenmekten imtina ediyor. 
      bu konuda detaylı bilgi için: (bkz: yuva arayan engelli hayvanlar)
      (bkz: sahiplenmede engelli hayvanlara öncelik verilmesi) 

      engelli canlar önceliklidir! 

      not: bazen fark ettiğim üzere bu entry de oylanırken tereddüde düşülecek, ikilemde kalınacak. çok kötü ile şükela arasında gidip gelecek eller. çünkü, çoğunluğun desteklediği, hatta bizzat katıldığı eylemleri desteklemediğimi belirtmekteyim bu entry'de. bunun yanısıra hayvan haklarına faydalı içerikte entry. bu durumda bir vicdan muhasebesi yapılacak. 
      bu ikilemin yaşandığını her zaman fark ediyorum. 
      ancak şahsım için oylama, karma, zöe v.s. hiç fark etmez. rahat olunup vicdana göre takılınmasını öneririm.

      3 Eylül 2013 Salı

      hayata dair iç burkan fotoğraflar ve köpek




                                                                      *****

       bugün itibariyle şimdiye kadar uzun süre önce karşılaştığım, sokağa terk edilmiş cins ve yaşlı bir köpek hariç, resmini gördüğüm en zayıf can.
      (bkz: evcil hayvanı yaşlandığı için terk etmek)
      bu can izmir'de duyarlı bir hayvansever tarafından bulunmuş, kendi evi dolu olduğundan evine alamamış. izmir'de ikamet eden tüm hayvansever şahıslara bu cana hemen müdahale ederek eve/kliniğe/bahçeye evleviyetle alarak yaşamasına vesile olunmasını önermekteyim. detaylar linkte.

      kaz tüyü vahşeti - yeni yazı

      bu da başka bir eziyet, türkiye'de bu tür eziyet ederek taşıma işlemine rastlanması halinde hemen bulunduğunuz ilin orman ve su işleri müdürlüğüne ilgili embesili plaka no. ile şikayet edin.
      • aralıklarla hatırlatılması gereken yasal işkence.
        özellikle hayvan haklarına bigane ve sorumsuz ulusal medyada sıklıkla "x şehrinde kaz tüyü üretimi arttı", "beyaz altın" v.s. şeklinde abuk ve düşüncesiz, o "beyaz altın"daki kanı/işkenceyi/acıyı/ölümü görmezden gelen cümleler içeren haberlerle empoze edildiğini dikkate alarak unutmamak/unutturmamak, her daim her yolla herkese hatırlatmak gerekmektedir bu vahşeti/eziyeti.

        havalar soğurken kaz tüyü üreten/satan/kullanan markaların reklamlarının da etkisiyle zaten hayvan haklarına duyarsız olması nedeniyle kullandığı ürünün nereden geldiğine, nasıl elde edildiğine önem vermeyen tüketim toplumu yine kaz tüyü mont, kaban, yelek, tulum, yorgan v.s. almaya başlayacaktır. buna engel olmak, kaz tüyü ürünlerin nasıl elde edildiğini hatırlatmak hayvan haklarına yönelik atılmış önemli ve amacauygun adımlardan olacaktır.

        özetle, kaz tüyü işkencedir/vahşettir! asla kullanılmamalı, satın alınmamalı, üreten firmalar çeşitli yöntemlerle uyarılarak üretimden vazgeçmeleri talep edilmeli, üretime devam eden firmalar boykot edilmelidir!
        ilaveten bilinçlendirici yayınlar geniş çevrelere ulaştırılmalı, herkes kaz tüyü ürünlerin nasıl üretildiğinden haberdar edilmelidir.
        bilenler olarak bilmeyenlere anlatmak bizim yükümlülüğümüz.
        bilmediklerinden sorumlu değiller, bilseler yapmazlardı!

        http://www.turseng.com/...cesi-kaz-tuyu-urunleri.html - kaz tüyü vahşeti yazı ve videolar linkte.

      1 Eylül 2013 Pazar

      tavşanların gariplikleri

      bu canlar yuva arıyor, detaylı ilan için 
      muz yerken popolarının bir sağa bir sola, pıt pıt diye atması. göz seyirmesi gibi popo seyirmesi. muhteşem bir görüntü. 
      muzun kabuğunu soyup elinizle bizzat yedirirken bıyıkları ve küçücük dudaklarının elinize değmesi ayrı bir güzellik. yumuşak yiyecek yerken tavşanlarda sözünü ettiğim bu seyirme söz konusu olur. muzu çok severler. son derece faydalı bir yiyecektir muz tavşancanlar için. 

      bir diğer gariplikleri karışık çerezin içinde ilk önce fındıkları yiyen insan modeli gibi hazır tavşan yemlerinin içinden ilk önce fıstık, fındık gibi yiyecekleri tüketmeleridir. 
      ilk önce bu yiyecekler tüketilir, hazır karışık tavşan yemi içinde. sonra sıra diğer daha az lezzetli keçiboynuzu, yoncadan yapılan yeşil pelet, mısır, arpa gibi yiyeceklere gelir. en sona darı kalır, bu da sokakta rızkını bekleyen kuşlara kısmet olur. böylece bir yemden çok sayıda can doyar. 
      tavşanları çok seviyorsanız, evinizde kedi yoksa, evinizi, odanızı, en kötü ihtimalle kapalı balkonunuzu ayırabilecekseniz, asla üretmeyip, kafeste tutmayacaksanız bu muhteşem güzellikteki canları sahiplenin ve dünyanın en mutlu insanı olun.