hangi slav ülkesine giderseniz gidin rusça konuşamıyorsanız, aksanlı konuşuyorsanız küçümsenirsiniz. bu ülkelerde rusça bilmemek en basit tabiriyle cahilliktir. anadilinizin farklı olması, yabancı olmanız bu kanıyı değiştirmez. slav bir ülkedeysen rusça konuşman ve anlaman beklenir, ötesi yoktur. hatta slav ülkesi ile sınırlı değil bu durum. eski sscb bünyesindeki türk cumhuriyetlerinde de 70 yıl süreyle ülkelerinin resmi dilinin rusça olması hasebiyle, asimile olmuş halk için rusça anadil olarak görülür ve anadil gibi konuşulur. örneğin azerbaycan'a gittiğinizde hem sokaktaki halk, hem de yöneticiler arasında kendi anadilini bilmeyen, rusça konuşan çok sayıda insan görürsünüz.
(bkz: azerice/@earthlings)
azerbaycan'a gittiğimde ezelden beri beni rahatsız etmiş olan bu durum iyice gözüme batmaya başlar. sokakta tarafıma rusça soru soranları doğal olarak rusça bilmeme rağmen tersleyip kendi anadilinde konuşması gerektiğini belirtir, gittiğim poliklinikte rus doktorun tarafımla kendi ülkemde azerice değil, rusça iletişime devam etme çabalarına kızar, azerice konuşması gerektiğini, herkesin rusça bilmesine gerek olmadığını vurgular, rusça bilmeyen bir hasta ile kendisi de azerice bilmediğinden iletişimi nasıl sürdüreceğini sorarım.
rusya'ya eşi ve çocuğu ile birlikte bir süreliğine eşinin işi için yerleşen bir türkiyeli bayanla tanışmıştım tatil için ankara'ya geldiğinde. bu bayan rusça bilen birini bulunca rusya'da rusça bilmediği için çektiği eziyetleri anlatmaya başlamıştı hararetli şekilde. örneğin, "markete gittiğimde "tri yaysa" diyorum. adam anlamasına rağmen, anlamazlıktan geliyor, iyi rusça konuşmadığım için gıcıklık yapıyor, anlamadım, ne? falan diyor" diye dert yanıyordu. ben "yaysa değil, yaytsa doğrusu" dediğimde de "ne fark eder, anlaşılıyor işte, yaysa, yaytsa aynı" diyordu. hak verdim kendisine, anlaşılıyor ne demek istediği, ezberlemiş gitmiş o kadar uğraşmış adamın anlamazlıktan gelmesi hoş değil. yaytsa - yumurta demek. tri yaytsa demiş kadıncağız, üç yumurta istemiş yani. rusça aksanı bozuk diye, kelimeyi doğru düzgün telaffuz edemedi diye kadıncağız temel ihtiyaçlarını bile satın almakta zorlanıyor, kendisine zorluk çıkarılıyor.
bunları şunun için belirtiyorum. slav ve türk cumhuriyetlerinde rusça bilmemek ayıpken, rusça bilmeyenler küçümsenirken, bu ivana adlı şahsın türkiye'de on yılı aşkın süredir yaşayıp, türkçe öğrenmemesi, türkçesinin ileri derecede bozuk olması normal değilken, bu bayan bu bozuk türkçe ile program yapıyor, konuşamadığı halde önüne geleni eleştiriyor, bu türkçe konuşamama hali, ayıplanması gerekirken, türkiyeliler tarafından normal bulunuyor, üstüne üstlük sempatik görülüp, takdir ediliyor.
işte ben bunu anlamakta zorluk çekiyorum.